Yıllar önce ilk kez Büyük Taarruzun komuta merkezine Şuhut İlçesinin sınırları içindeki 23 kilometrelik yoldan çıkarken, Kocatepe’nin bu kadar küçük bir alan olduğunu düşünmemiştim. Tepe küçük, ancak çevredeki tüm cephelere hâkimdi. Atatürk’ün sırtında paltosunun olması da tesadüf değildi. Tepe geceleri soğuk oluyor. Kocatepe’ye Büyük Taarruzun başladığı günün gecesi de gittim. Türkiye'nin dört bir yanından insanlar yıllar önce meydana Türk’ün talihinin değiştiği tepede düzenlenen törenlere katılmak için geliyorlar. Neredeyse 100 yıl önceki zafer bugünde aynı heyecanla kutlanıyor.
Taarruzun yıldönümlerinde Kocatepe’de törenlere katılanlara, küçük çay bardakları içinde askerlerin taarruza kalmadan önce yedikleri mercimek çorbası ikram edilir. Bir tas veya bir bardak çorba içilir. Atatürk’ün çevresindeki komutanlara saati sorduktan sonra “ TBMM orduları, ilk hedefiniz Akdeniz’ komutuyla Büyük Taarruz başlar, Ordumuz İzmir’de emperyalistlerin maşalarını Akdeniz’e döktükten ve İzmir'in kurtuluşu tamamlandıktan sonra ülke düşmandan temizlenir. Yurt topraklarında, İstanbul’da boğazlarda demirleyen düşman ordu ve gemileri de birer birer ülkemizden ayrılırlar.
Bir Japon'un Türk’e dediği gibi “Biz çocuklarımızı, daha iyi yetişmeleri ülkelerine sahip çıkmaları için Amerika’nın bomba attığı şehirlere götürürüz. Neler olduğunu anlatırız. Sizlerin ise tarihinin gerçek destandır”.
ATA derneği Eskişehir şubesi başkanı Fatma Kıraç ile tarih hocamız Cezmi Karasu ve toplam 6 kişi Büyük Taarruzun geçtiği yerleri Afyon, Ankara, Kütahya ve Eskişehir’de gezdiler. Kendilerini kutluyoruz. Herkes bu yerleri gezmelidir. Özelliklede çocuklarımıza gezdirmeliyiz. Ama biz hala 30 Ağustos Zaferini gelişi güzel tartışıyoruz. Bu topraklarda atalarımızın 7 düvele meydan okuduğunu unutuyoruz.
![]() |
Küresel salgın tüm dünyada devam ediyor. Hepimiz aşının bir an önce çıkmasını istiyoruz. Akşamları kulağımız Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’nın açıklamalarında oluyor. Herkes Küresel salgının etkilerinden korunmaya çalışıyor. Bu etkiler insanlarımızın hem kesesine hem de sağlığına dokunuyor. Eskişehir’in meşhur zeybek ekibi de coşkulu günlerinde sosyal mesafeleri koruyarak, görevlerini yapmaya çalışıyor. Hepimiz zorlanıyoruz. Ancak, kapının önünde ölümün değil, yeni bir hayatının bizi beklediğini de biliyoruz. Dileğimiz tez zamanda bu hayata ulaşmaktır.
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!