CHP’de Prof. Dr. Gaye Usluer rektör atanmamasının acısını çıkardı. Ahmet Necdet Sezer, Prof. Dr. Usluer’î Osmangazi Üniversitesi rektörü atayabilirdi. Atamadı. Usluer atanmama durumunu mektupla da sordu. Ama bir sonuç alamadı. Benimde tespitlerime göre Sezer döneminde atama yazısı yazılmıştı. Masada duran yazı harekete geçemedi. Niye geçemedi? Onun muhatabı ben değilim.
Sonra Abdullah Gül geldi. Başka birini atadı. 15 Temmuz da sonra Abdullah Gül ve çevresi Amerika’ya yakın duruyorlar. CHP’ye de yakınlar. Kılıçdaroğlu, televizyonlarda Gül’ü övüyor. Hatta Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterme çalışması da vardı. Ancak, kabul görmedi. Muharrem İnce kabul gördü.
YENİ SAFLAŞMA KURULTAYA YANSIYACAK
Yani, siyasette yeni bir saflaşma var. Çok geniş kitle saflaşmayı okuyamıyor. Saflaşmayı okumak için Emperyalizmi bilmek gerekiyor. Merkeze emperyalizmi oturtmadan olaylar zincirini çözemezsin. Gericilik ve ilericilik kavramı da emperyalizme alınan tavırla ilgilidir. Yani, emperyalizme karşı kim tavır alıyorsa, o ilericidir. Tarihte de hep böyle olmuştur. Amerika dünyadaki en vahşi kapitalist ve emperyalist ülkedir. Ona yakın duran eksenine giren ne olur? Gül, Davutoğlu ve Babacan’ı da bu açıdan değerlendirmek gerekir.
GEÇİNİZ HİKMETİ
İstanbul belediyesine bürokrat atanmasına tepkiler gösterildi. Hâlbuki atanan kişi Gül’e yakın kişidir. Atanan kişi ile ilgili en yetkili kişinin ‘Geçiniz efendim’ demesinde bir hikmet vardır. Yani, bu kurultayda bu üçlünün duruma uygun politikalar geliştirilmeye çalışılıyor. Kurultay Gül, Davutoğlu ve Babacan’ı da kapsıyor.
Böyle bir kurultay da, CHP’de Eskişehir kurultay delegesi listesine Kazım Kurt damgasını vurdu. Delege listesi Kurt’un ve çevresinin oluşturduğu bir listedir. Geçen dönemlerde Kurt ve çevresine mesafeli duran Gaye Usluer bu kez onlarla ortak hareket etti. Karşı cephede kimin olduğu biliniyor. Partide yapılan toplantıda çekilen fotoğrafta kimler yoksa onlar karşı gruptadır. Bugünkü şartlar Gül’ün Cumhurbaşkanı olduğu şartlarda olsaydı, Usluer direk rektör atanırdı.
Rektör atanmayan Usluer, milletvekili oldu. Kılıçdaroğlu onu kontenjandan Parti Meclisine girmesini sağladı. Daha sonraki kurultayda ise onun yerine başka partilerden transfer edilen Bekaroğlu gibi kişilerin Parti Meclisine girmesini sağladı. Usluer de dışarıda tutuldu. Ancak, Usluer yaptığı ittifaklarla Parti Meclisine tekrar girmeyi başardı. Usluer’i Parti Meclisinden dışarıda tutamadılar. Küresel salgın döneminde Parti Meclisinde konunun uzmanı olarak Usluer, CHP lideri ve üst yönetimi ile tekrardan yakınlaştı. Bu yakınlaşmada kurultayda önemli olacak.
PEKİ, MİLLETVEKİLLERİ NE OLACAK?
CHP’nin Eskişehir’deki milletvekili var. İkisi de Eskişehirlidir. Utku Çakırözer, liste ikincisi olarak girdiği ilk seçimden sonra kendisini liste başı yapmasını bildi. Jale Nur Süllü Büyükerşen’e yakın bir isim olduğunu herkes biliyor. Babası CHP’ de önemli görevler yapan Süllü ise Büyükerşen ile DSP’de politikaya başladı. Çakırözer, medyada yer almak için her çalışmayı yapıyor. Çakırözer’in bu kurultayda genel merkezin anahtar listesine girerek, Parti Meclisine girme mücadelesi var. Pek çaktırmasa da bu mücadeleyi veriyor. Hatta onun CHP’nin basından sorumlu genel başkan yardımcısı olmak için mücadele ettiği söyleniyor. CHP de bu görevi şu anda Tuncay Özkan yapıyor. Özkan gider, bizim milletvekili Utku Çakırözer gelir mi? Gaye Usluer tekrardan Parti Meclisi üyesi olur mu? Gül, Davutoğlu ve Babacan üçlüsünü mutlu edecek bir CHP tablosu çıkarak, yeni bir saflaşma ve ittifak olur mu? Kurultayı bekleyelim.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!