Özgürlüğümüzün başlangıcı olan 19 Mayıs’ın 101. Yıl dönümünü coşku ile kutlamaya hazırlanıyoruz. Sokak kısıtlaması olan günlerde gazetemiz dağıtımdaki zorluklar nedeniyle diğer gazetelerle birlikte çıkmıyor. Bu nedenle 19 Mayıs yazımızı da birkaç gün öncesinden yazıyoruz. Korona Virüs de olsa, 19 Mayıs ruhu halkımızın içinde her yıl daha da büyüyor.
O yılları birkaç kez Kurtuluş Savaşımızın son gazisi hemşerimiz Yakup Satar’dan dinlemiştim. Hatta kalpaklı kuvvacı Yakup Satar ile yaptığım söyleşi uzunca bir metin olarak gazeteniz 2 Eylül ile çeşitli yayın organlarında yayınlanmıştı.
SATAR’IN ÖYKÜSÜ
Osmanlı’nın başta balkanlar olmak üzere, Arap çölleri ve Afrika’daki tüm ülkeleri bağımsızlıklarını ilan etmişler, İstanbul ve Anadolu ise 7 düvel denilen batılılar tarafından işgal edilmişti. Hemşerimiz son gazi Yakup Satar o günleri şöyle anlatmıştı.” Irak da Osmanlı ordusu askeri olarak görev yaparken, Araplar İngilizler ile anlaştılar. Binlerce Türk’ü katlettiler. Bende İngilizlere yaralı olarak esir düştüm. Kötü şartlarda birkaç yıl geçirdik. Sonra, bizi bir gemiye bindirerek, İstanbul’a gönderdiler. Ülkenin kurtulduğunu zannetmiştik. İstanbul’a indiğimizde ise çok sayıda yabancı asker gördük. Anadolu’nun ve İstanbul’un işgal altında olduğu gerçeği ile uyandık. Bize bu düşmanlarla Mustafa Kemal’in savaştığı söylendi. Eskişehir’e orduya katılmaya geldik. Ve kurtuluştan sonrada Eskişehirli olarak hayatıma devam ettim” dedi.
20 KİŞİ ÇIKTILAR
Mustafa Kemal ve bir grup Osmanlı paşası, ülkeyi düşman işgalinden kurtarmak içinde İstanbul’dan bindikleri vapur ile boğazdan düşman gemilerinin arasından geçerek, Samsun’a doğru yola çıktılar. Samsun da Tütün İskelesinden karaya yurdu kurtarmak için karaya ayakbastılar. Sonra Anadolu’da kongreler toplandılar. Mustafa Kemal ve 20 paşa kısa sürede binlere, milyonlara ulaştılar. Sivas kongresine katılan Tıbbiye öğrencisi Hikmet’in dediği gibi Türk yurtseverleri manda ve himayeyi hiçbir zaman kabul etmeyerek, emperyalizmi dize getirdiler. Mazlum milletlere örnek oldular.
Bugün salonlara sığdırılsa da kutlamalar, 19 Mayıs’ın bağımsızlıkçı ve emperyalizme karşı mücadeleci yönü hiçbir zaman yok olmaz. Çünkü Namık Kemaller den, Ziya Gökalp’lardan gelen 100 yılı aşkın bir miras vardır. Bu mirasın sahibi tüm Türk milletidir.
100 YIL SONRA DA
101 yıl önce Samsun’dan başlayarak tüm Anadolu’yu, Trakya’yı ve İstanbul’u saran özgürlük ateşi cumhuriyetle tamamlanmıştı. Lozan da İsmet Paşa’ya “Savaşı kazandınız ama sizde para yok” diyen batılılar, Amerika’nın desteği ile bugünde Ortadoğu coğrafyasında katliamlar yapıyorlar. Ülkelerin haritalarını değiştirmeye çalışıyorlar. Dün bunların karşısında kalpaklı kuvvacılar vardı. Bugün de kalpaksız kuvvacılar var. Namık Kemallerden, Atatürk’ten devrolan bir bağımsızlıkçı gelenek devam ediyor. Korkmaya gerek yok. Emperyalizm bu topraklarda hep yenildi. Yenilecektir. Önemli olan tahlilleri doğru yapmaktır. Emperyalizme karşı mücadelenin ve savaşın başladığı gün olan 19 Mayıs 1919’un 101. yılında aynı kararlılığı koruyoruz. Bize bu bağımsız vatanı bırakan kalpaklı kuvvacıların önünde saygı ile ve özlemle anıyoruz. Mekânları hepsinin cennet olsun.
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!