Önceki gün Büyükşehir Belediye Başkanının, Yeşiltepe mahallesine gittiğini öğrendik. Gazetemizden de arkadaşlar, haberi takip etti. Meğerse Büyükşehir Belediye Başkanı mahallelilere söz verdiği saatten çok sonra mahalleye gitmiş. Mahalleliler, belki bir şey çıkar, başkan derdimize çare olabilir, diye beklemişler. Başkanın yıllar sonra mahalleye gidişinden sonra kentsel dönüşümün gerçekleşeceği mahallerde oturan mağdur hemşerilerim sürekli telefondan aradı. Arkadaşlarımızın çektiği videoları izleyip izlemediğimi sordular. Başkanın konuşmalarına inanmak istemiyorlardı. Halkçı olması gereken bir başkan böyle nasıl konuşurdu?
MAHALLENİN DOKTORU NE DİYOR?
Doktor eşi ile birlikte uzun yıllardır başta Yeşiltepe mahallesi olmak üzere, çevredeki mahallerde yaşayan insanlara şifa götüren ve orada sürekli yaşayan Dr. Sinan Gürsoy, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanının mahalle ziyaretinden sonra, mahalle halkına hitaben sosyal medya hesabından şunları paylaştı: “Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen dün akşam Yeşiltepe Mahallesi muhtarlığına gelmiş ve halka hitap etmiş. Yeşiltepelilere 3 kat hakkı vermeyeceğini ilan etmiş. Eğer kabul ederlerse mahalleyi kentsel dönüşüme sokacağını belirtmiş. Mahallemize geçmiş olsun. Yılmaz Büyükerşen'in Yeşiltepe Mahallesi ile ilgili negatif çıkışından sonra Büyükşehir'de çoğunlukta olan AK Partili meclis üyelerine fırsat doğdu... Mahalleliye karşı olan Büyükerşen'in tutumuna karşılık meclisten imar komisyonunda beklemekte olan imar değişikliğini gündeme getirip oylarıyla kabul edecekler ve sorunu çözen taraf olacaklar. Büyükerşen buna karşılık mahkemeye giderse de halkın antipatisini arttıran taraf olacak”.
HALKÇILIK NEDİR?
Bugün, CHP’nin 6 ok ilkelerini unuttuğu konusunda yaygın bir eleştiri var. Partinin en üst yöneticileri de, 6 oktan vazgeçtiklerini açıkça söylüyorlar. Yeşiltepe’de önceki gün yaşanan olayda, halkçılık ilkesinin unutulduğunu bir kez daha gördük. CHP’nin Eskişehir’deki en yetkilisi Yeşiltepe’de halka tepeden baktıklarını gösterdi. Nasıl olsa, Eskişehir’de halk ne yaparlarsa yapsınlar kendilerine oy veriyor. O da halka hocalık taslıyor. Eski rektörlük dönemlerini anlatıyor. Gerilerde kalınmış, yeni bir dünya kuruluyor farkında değil. Süheyl Batum'u, Birgül Ayman'ı, Emine Ülker'i, Dilek Akagün'ü partiden attıktan, Onur Öymenleri etkisiz kıldıktan sonra, Bir CHP’li "partide ulusalcı kalmadı “ diye konuşmuştu. Eskişehir’de de gelinen nokta budur.
BU HALE NASIL GELİNDİ?
Bu operasyonun serüvenini, Onur Öymen belgeleriyle çok kere yazdı ve anlattı. Ses ve görüntü kayıtları da dolaşıyor internette. Devletçilik, halkçılık, devrimcilik adım adım sürüldü partiden. Hatırlayalım; Deniz Baykal yıllar önce, "Altı ok babaannemizin, dedemizin resmi gibidir, duvarda asılı duruyor öylesine" dediğinde, Atatürkçülerin bile jetonu düşmemişti. Şimdilerde ise kalan ok kırılıyor, halkçılık Eskişehir’de çöpe atılıyor. Bu çöpe atılma videoları, izlenme rekoru kırıyor.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, İl Danışma Meclisi toplantısında "CHP artık eski CHP, 30'ların CHP'si değil" dediğinde, şaka yaptığını zannetmiştik. Çünkü, 1930’de CHP iktidardaydı, Türkiye dünyanın en çok büyüyen ki ekonomisinden birine sahip olduğu görülüyordu. Eskişehir’deki CHP’liler tarafından 30'larda CHP'nin başında kimin olduğu, partiyi kimden ve nasıl bir çizgiden koparıldığına bile kafa yorulmadı. Şimdi, bu anlayıştakiler Eskişehir’de delege seçimlerini de kazandılar. İl kongresini de kazandıklarında, yeni CHP üzerine daha başka şeyler duyacağız. Halka tepeden bakmalar artacak. Atatürk, yarattığı partinin bu duruma düşebileceğini o zamandan görmüş, "Ne bileyim sonuna kadar Cumhuriyet Halk Partisi'nin benim partim olarak kalacağını?" diye kuşkusunu ifade etmişti. Bugünleri de görmüş o büyük devrimci meğer.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!