Dün arkadaşımız Vedat Celal Alp de yazdı. Büyükşehir Belediyesinde üst düzey bürokrat kadrosu bir türlü oturtulamadı. Belediye dışından klan tarafından transfer edilenlerden kadro kurulmaya çalışılıyor. Bu da bir türlü olmuyor. Yıllar geçiyor. Seçim geliyor, değişen bir şey yok.
Büyük umutlarla Ankara’dan getirilen ve belediyeyi saat gibi çalıştıracağı öne sürülen bürokrat, klan ile istişare yaptıktan sonra atamalar yapıyor. Gençleştirme çalışmaları yapıldığını söyleyen bu üst düzey bürokrat liyakatsiz, bir anlamda eğitim eksikliği olan kişiler önemli kadrolara getiriyor. Sonuçta, belediyede saat gibi çalışacağı söylenen kadrolar, durdukları için günde sadece iki kez doğruyu gösteriyorlar.
Mehmet Recai Erdir, Selahattin Arpacı gibi gerektiğinde klan ve çevresi için hapse giren mahpushane de yatan belediye bürokratları bile oradan oraya atanmaya başladılar. Ayrıca, Ankara’dan vatan kurtarmaya gelen kişi tarafından emekli olmaları yönünde baskı yapıldığı da kulaklara geliyor. Sürgün gibi veya oradan oraya atanmamak için klanın her türlü baskısına boyun eğen bu bürokratlar oradan oraya sürülmeye başlanıldı. İki yıl önce klanın yanlış uygulamalarına karşı çıkan süt iznindeki kadın memurlarda en ücra ilçelere kadar sürülmüşlerdi. O dönemde işini yapan kadın memurları sürgünden kurtulmak için devreye dönemin valisi girmek zorunda kalmıştı. Klan sürgüne gönderdiği kadın memurları belediyeye geri çağırmak zorunda kalmıştı.
USTALARIN KEMİKLERİ SIZLIYOR
İki yıl aradan sonra klan ve Ankara’dan vatan kurtarmak için gelen bürokrat kendileri için mahpushanelere düşen personeli sürmeye başladı. Büyükşehir Belediyesinde sürgünlere karar verenler, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Adalet yürüyüşüne’ katıldılar. Ülkede adaletsiz bir durum olduğunu söylediler.
Bizzat Eskişehir’den bu yürüyüşe katıldıklarını çektirdikleri fotoğrafları Eskişehir medyasına göndererek, ispatlamaya kalkıştılar. Dahası bu yürüyüşte ‘Kahrolsun Faşizm’ ve benzeri sloganlar attılar. Şimdi, sormazlar mı? Faşist kim? Kim kahrolmalı diye. Hitler faşizmine, İkinci Dünya Savaşına karşı, dünya çapında mücadeleyi başlatan ‘Faşizm ile mücadeleyi’ gündeme getiren solun ustaları klan ve çevresini görünce kemikleri bugün sızlamaz mı? Kelimelerin anlamlarını bile değiştirdiler. Hatta bunlar sakıncalı olduğu tescilli olan hapis cezasına çarptırılan bir kişiyi belediyenin en üst makamında yıllarca tuttular. Biz bunları yazdığımızda bize kızdılar. Gericilik de bunlarda, faşizm de bunlarda. Zabıtanın yapacağı işi kendileri yaparak, ülke çapında kahraman olmaya çalışıyorlar. Düştükleri duruma bir bakın. Böyle solculuk filan olmaz. Kimse bunların yaptığı numaraları yutmaz.
15 Temmuz’da millet olarak emperyalistler tarafından desteklenen bir darbenin daha doğrusu uçurumun köşesinden döndük. Türkiye’deki darbe girişiminde bulunan çeteyi destekleyen emperyalistler ile çetecin bağlantıları da ortaya çıktı. Tabii ki, çeteyi destekleyen emperyalistler bu kez Venezüella da darbeye kalkıştılar. Türkiye gibi orada da başarılı olamadılar. Türkiye’nin 15 Temmuz deneyimi tüm dünyaya örnek oldu. Venezüella hükümeti, darbecileri yaka paça içeriye attı.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!