Yazıma eskiden diye başlayacağım. Ancak öyle milattan önce gibi değil. En fazla 10 yıl önce, İnönü ilçemizdeki Türk Hava Kurumuna gitmek için yola çıktığımızda İnönü ilçemizi geride bırakmamızı sağlayan köprünün altındaki derede mandalar keyif yapardı. Dereye mandalar sığmazdı. Sonra yıllar içinde bu derede keyif yapan manda sayısında azalma olduğunu gördük. Manda sayısındaki azalma ile birlikte manda yoğurt ve kaymağına ulaşmamızda zorlaştı. İnönü ilçesine eski alışkanlıkları nedeniyle manda yoğurt ve kaymağı almak için gidenler eli boş döndü.
Ülkemizde mandanın bol olduğu dönemde türküsü bile yapıldı. “Manda da yuva yapar Söğüt dalına” türküsü bazı yurttaşlarımız tarafından alay konusu bile yapıldı. Hâlbuki göledi, dereye seven manda derenin içine kadar uzanan Söğüt dalının içine yatar. Sulak yerleri en başta sivrisinekler çok sever. Sivrisinekte suyun içinde kimi bulursa ısırır. Bu manda yavrusu da olabilir. Manda nüfusu azalınca, türküsünü anlamayanlarda çoğaldı. Türkülerimizde var olan derinlik üretimden düştüğümüz yıllarda, küçük Amerika sürecinde anlaşılmamaya başlanıldı. Mesela bu dönemde emperyalistlerin teşviki ile yazılan türkülerde vardır. “Basmada fistan giyemem. Zeytinyağlı da yiyemem”. Yani, Sümerbank’ın ürettiği basmalar giyilmeyecek. Yurtdışından kumaş gelecek. Ülkemizin değeri olan Zeytinyağı yerine Amerikan margarini tüketeceğiz.
MANDA NEDENİYLE GÖÇ
Bizim aile 1951 yılında Bulgaristan'dan zor şartlar altında göçle gelen ailedir. O yıllarda Bulgaristan’da yönetime gelen komünistler tarlaları birleştirerek, kolhozlar kurdular. O dönemde Bulgaristan’daki köyümüzde bakılan 20 mandanın bir kısmının sütünü devlet bizim aileden istedi. İste, bu duruma kızan babaanne sütü vermeyince, bu kez her manda için 145 kilo Ayçiçek cezası yazıldı. Bu durum ailenin Türkiye'ye göçünü zorunlu hale getirdi. Göçün üzerinde 68 yıl sonra Bulgaristan’daki köyümüze üç kez giderek, durumu saptamaya çalıştım. Bu aylarda yine gidecektim. Küresel salgın engel oldu.
Önceki gün mandaları ile ünlü İnönü ilçemizdeki manda sayısının alarm vermesi üzerine gazetemizde çıkan haber dikkat çekmiş ki, Büyükşehir Belediyemiz geçen yıldan bu yana Bozan mahallemizdeki kooperatif ile yörede manda sayısını çoğaltmak için yaptığı çalışmalarda son durumu gazetelere iletti. Manda yetiştiriciliğinin dünyada önemi büyüktür. Et ve süt üretimindeki yeri doldurulacak gibi değildir. Bir de kanaatkâr hayvandır. Ne bulursa onu yer. Bu yazıyı yazarken masamım üstünde bile ağaçtan yapılma manda biblosu var. Vietnam’a giden bir arkadaşım mandaları sevdiğim için bir manda biblosu ile Ho Amcanın küçük büstünü bana hediye olarak getirdi. Ho Amca emperyalistlerle mücadele ederek, hem ülke'yi hem de ülkenin varlıklarını kurtardı.
ÇABA ÖNEMLİ
İnönü de mandaları çoğaltmak için gösterilen çaba, Büyükşehir Belediyesinin manda nüfusunu arttırmak için gücü oranında çabası da önemlidir. Ancak, daha büyük destekler bulunmalıdır. Mesela geçen yıl Orköy Eskişehir’de çiftçilere manda vermek istedi. Alan çıkmadı. Afyonlular Orköy’ün çalışmasına büyük destek oldu. Mandaları aldı. Üretim ekonomisi geliştikçe, zaman içinde hayvancılık ve manda yetiştiriciliği önem kazanacaktır.
Ülkemizde 1839 yılında yurt içi güvenliği sağlamak için kurulmuş bir teşkilat var. Jandarma teşkilatı tam 181 yıldır ülkemizi insanlarının hizmetinde çalışmaya devam ediyor. Gece gündüz vatanı bekleyen Jandarma Teşkilatı dün itibarıyla 181 yaşına girdi.
1839'dan beri hem yurt içi güvenliği sağlamak için hem de ön cephede ülkemizin birliği için önemli görevler üstlenen Jandarma Teşkilatı 181 yıldır gece gündüz görevde, vatan nöbetini tutuyor. Jandarma Teşkilatı, 1908'de İkinci Meşrutiyetin ilan edilmesinden sonra Rumeli'de gösterdiği başarılardan dolayı 1909'da yeniden düzenlenip “Harbiye Nezareti”ne bağlanarak “Umum Jandarma Kumandanlığı” adını aldı. Jandarma Teşkilatı, kurulduğu günden bu yana ülkenin bölünmez bütünlüğüne kasteden tüm terör örgütlerine karşı ülke genelinde terörle mücadelenin önemli unsurlarından oldu. 181 yaşları kutlu olsun. Nice yıllara…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!