AK Parti Eskişehir Milletvekilimiz Prof. Dr. Emine Nur Günay, partisinin ilçe kongrelerinden fırsat buldukça, telekonferans aracılığı ile Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Siyasi İşler ve Demokrasi Komitesinin toplantısına katılarak, Ege ve Akdeniz de Türkiye’nin tezlerini anlattı. Kendisi gibi toplantıya katılan Yunanistan’ı temsil eden eski bakana da ‘Mavi Vatan’ı anlattı.
Son günlerde Mavi Vatan kavramını çokça duymaya başladık. Aslında bu kavramı bizlere, Ergenekon davalarında bir süre haksız yere içeride yatmış, Amerika’dan kontrol eden terör örgütünün komploları ile karşı karşıya kalmış, Emekli Amiral Cem Gürdeniz öğretti. Değerli dostum Gürdeniz, ‘Mavi Vatan’ kavramını sürekli gündeme getirterek, kavramın Türk insanı tarafından anlaşılmasını, kavranmasını sağladı.
Emine Hocamızı da kutluyoruz. Türkiye’nin tezlerini bir hoca olarak tezlere karşı çıkanlara anlatıyor. Dünyaya yeni Sevrleri kabul etmediğimizi anlatmalıyız. Emine Hoca da bunu yapıyor. Milletvekili olarak görevini yapıyor. Kısa bir süre Eskişehir’e de gelen Amiral Gürdeniz’e eşlik ederek, Eskişehir’i gezdirmiştim. Gürdeniz, ‘Mavi Vatan’ kavramını Anadolu ile Osmangazi Üniversitemizde gençlere anlatmıştı. Hem gençlerden hem de öğretim üyelerinden büyük ilgi görmüştü. Eskişehir’e açılacak bir denizcilik müzesine de sonsuz destek vereceğini belirterek, Eskişehir’den ayrılmıştı. Araya, küresel salgının girmesi nedeniyle birçok çalışmanın sekteye uğradığı gibi müze işi de sekteye uğradı. Ama olacak. Şu küresel salgın bir ortadan kalksın, Eskişehir güzel bir müze daha kazanacak.
DONANMA OLMAZSA, VATAN KAYBEDİLİR
Amerika’dan yönlendirilen ülkemizde darbe yapmaya kalkan terör örgütünün orduyu neden, denizcilerden başlayarak ele geçirmek istediği bugün daha iyi anlaşılıyor. Tarihimizdeki denizlerdeki gerileme ve donanmasızlık, Osmanlı imparatorluğun duraksaması ve çökmesi ile ardı ardına toprak ve can kayıplarına ve sonunda Anadolu’nun işgali ile neredeyse Türklerin tarihte ilk kez vatansız kalması aşamasına gelmesine neden oldu.
Lozan Barış Anlaşması'yla yırtılıp çöpe atılan Sevr Haritası, emperyalizmin 18. yüzyıldan itibaren Türklere biçtiği geleceğin bir yansımasıydı. Yunanistan’ın kurulması; 93 Harbi sonrası Kıbrıs’ın, Balkan Savaşlarında Ege Adalarının kaybı; İkinci Dünya Savaşı sonunda 12 Adaların Yunanistan’a bırakılması hepsi Türkiye’nin denizlerden koparılmasına yönelikti. Sevr haritası, açık deniz ve okyanuslardan koparılmış, her taraftan kuşatılmış, bir daha Avrupa’ya asla tehdit olamayacak şekilde Türkleri karaya gömen bir haritaydı. Bu haritaya Türkiye önce Kurtuluş Savaşı ve Lozan Anlaşması daha sonra Montreux Sözleşmesi ve Hatay’ın Anadolu’ya katılmasıyla gereken cevabını verdi. Ancak emperyalizm asla vazgeçmedi. Bugün de emperyalizmin inatçı tutarlılığını Suriye’den Libya’ya; Irak’tan Azerbaycan’a Karadeniz’den Ege ve Doğu Akdeniz’e her türlü kışkırtma ve tehdit ile yaşıyoruz.
NATO VE EMPERYALİZM İÇ İÇEDİR
Türkiye’nin 1946 sonrası Avrupa-Atlantik blokta yer alması ve 1952 sonrası NATO üyeliği Anadolu jeopolitiğini emperyalizm emrine sundu. Türkiye, kara cephesinde ucuza mal edilen askeriyle Sovyet tümenlerini durduracak; havada da gerekirse nükleer silahlar başta olmak üzere Washington planlarına göre verilen görevleri yerine getirecekti. Deniz Kuvvetlerinin uyanışı Emekli Amiral Cem Gürdeniz’e göre, Kıbrıs'ta 1963 kanlı Noel ile başladı ve 11 yıl sonra Türkiye, 20 Temmuz 1974 günü emperyalizm karşısında Kurtuluş Savaşından sonra ikinci zaferini elde etti. O gün emperyalizmin Türkiye'yi güneyden kuşatmasına son verildi. Artık Deniz Kuvvetleri için Ege ve Akdeniz’deki hayati hak ve çıkarların korunması ve geliştirilmesi gereken en önemli ve öncelikli değerlerdi.
MAVİ VATAN SİYASET ÜSTÜ OLMALIDIR
Eskişehir Milletvekilimiz Prof. Dr. Emine Nur Günay’ın da dikkat çektiği gibi ‘Mavi Vatan’ anlayışı siyaset üstü olmalıdır. Mavi Vatan kavramı, ‘’devletlerin sürekli düşmanı ve dostu yok, çıkarları vardır’’ prensibinden hareketle deniz hak ve çıkarlarının korunmasına yönelik konjonktürel geçici ittifaklara ve işbirliğine açıktır.
Atatürk çizgisindeki iç ve dış barışın tesis ve idamesini esas alır. Mavi Vatan, Türkiye’de hangi iktidar yönetimde olursa olsun uygulanması gereken bir değerdir. Mustafa Kemal Atatürk ile başlayan bir sürecin de tanımıdır. Atatürk’ün Montreux Sözleşmesi ile Türk Boğazlarının tam egemenliğini geri alması bu sürecin ilk adımıdır. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı, Ege Kıta Sahanlığı, Karasuları ve Kardak krizlerinin yönetimi bugüne kadar uygulanan başarılı aşamalardır. Diğer yandan bugün karşımızda yakıcı bir gerçeklik vardır. Ege ve Doğu Akdeniz’de GKRY ve Yunanistan üzerinden emperyalizm, Mavi Vatandan kabaca 200 bin km kareye yakın bir alan (50 bin km. kare Ege, 150 bin km. kare Akdeniz) çalmaya yeltenebilmektedir.
SEVR’LER YIRTMAK MİLLETİMİZİN İŞİDİR
1920’lerde yenilmiş ve işgale uğramış bir imparatorluk kalıntısı üzerinde anavatanını koruma ve Sevr’i yırtıp atma güdüsü ile kısa süre içinde Kurtuluş ve Kuruluşu başaran Türk ulusu, 21. yüzyılda Ege ve Doğu Akdeniz’deki mavi vatan işgal teşebbüsünü ortadan kaldıracak gücü vardır. Bu ancak partiler üstü milli bir anlayış ile gerçekleşebilir. 100 yıl sonra denizde karşı karşıya kaldığımız ikinci Sevr belası ancak toplumsal mutabakat, birlik ve beraberlikle yırtıp atabilir.
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!