Öyle insanlar ortalığı kapladı ki, sadece kendi doğruları var. Hâlbuki insanın en büyük özelliği olayları muhakeme yöntemi ile yorumlaması ve çözmesidir. Önemli kuruşlar nitelikli elemanlarını seçerken, muhakeme özelliğini diplomalardan daha önce ararlar.Önceki gece Botaş, konutlarda kullanılan doğalgaza yüzde 14.97, sanayi bölgeleri için ise 13.73 oranında zam yaptı. Zamlar bugünden itibaren yürürlüğe giriyor. Doğalgaza zam haberinin Eskişehir açısından sosyal medyaya yansıması şu şekilde oldu. Bilindiği üzere Büyükşehir Belediyesi Kalabak damacana fiyatlarına yüzde 42 zam yaparak, damacana fiyatını 3,5 TL’den 5 TL’ye çıkarmıştı. Bu durum şehirde büyük tepki çekmiş. Sosyal medyada da protesto ile karşılanmıştı.
Şimdi, doğalgaza zam gelince, belediyenin zammını savunanlar, Kalabak zammını eleştirenlere şimdi doğalgaz zammını eleştirmeye çağırdılar. Zammın her türlüsü kötüdür. Halkın alım gücünü düşürür. Enflasyonu arttırır. Zammı kim yaparsa yapsın eleştirilmelidir. Seninkiler yaparsa veya öbürküler yaparsa diye bir anlayış olmaz. Doğalgaza da, Kalabak suyunu da gelen zamlar eleştirilmelidir. Şimdi, yeni moda çıktı. Sizinkilerin zammı, bizimkilerin zammı. Toplumun ortadan ikiye ayrılması, ötekileştirme ne kadar yanlış olaylardır. Toplum ancak, aynı hedefler doğrultusunda ve belli bir ülkü etrafında birleşirse, millet olur. Atatürk devrimlerinden 100 yıl sonra, yeniden orta çağ anlayışına yuvarlanıyoruz. Hem de kendisine ilerici süsü veren insanlarımız, ötekileştirmeden ön saflarda koşturuyorlar.
Genel merkezi Eskişehir’de olan Tüketiciler derneği genel başkanı hemşerimiz Süleyman Bakal şunları söylüyor:”Dolar fiyatları düşerken, konutlarda kullanılan doğalgaz fiyatlarına %14.97 zam yapılmasını;ekonomik,sosyal ve siyasal bakış açısından doğru bulmuyoruz.Alt ve orta gelir gruplarının temel ihtiyaç maddelerine zam;gerekli bile olsa;gelirin yeniden dağılımı politikaları çerçevesinde;üst gelir gruplarının lüks tüketim harcamalarından sübvanse edilmelidir”.Bakal, Kalabak suyu zammına da en sert şekilde karşı çıkmıştı. Olay budur.
Kanada’da ihtiyar bir adam ekmek çalmaktan tutuklanıp mahkemeye sevk edildi.
Yaşlı adam suçunu kabul edip itiraf etti.
Ve yaptığı hatayı şöyle açıkladı:
“Çok acıkmıştım neredeyse açlıktan ölecektim.”
Hakim şöyle hükmetti:
“Sen hırsızlık yaptığını biliyorsun ve ben senin on dolar tazminat ödemene hükmediyorum. Bu parayı ödeyemeyeceğini bildiğim için senin yerine ben ödeyeceğim. “Duruşma salonunda herkes susmuştu, hakim cebinden on dolar çıkardı ve ihtiyar adamın tazminatı olarak hazineye götürülmesini istedi. Ardından ayağa kalktı ve salondakilere hitaben: “Hepiniz suçlusunuz ve her biriniz on dolar ceza ödemelisiniz zira sizler öyle bir şehirde yaşıyorsunuz ki ihtiyar bir adam açlıktan hırsızlık yapmak zorunda kalıyor. Duruşma salonunda 480 dolar toplandı ve toplanan parayı hakim ihtiyar adama verdi. Ve sözlerine şunu ekledi. “Eğer medeni insanların yaşadığı bir şehirde fakir görürseniz bilinki o şehrin yöneticileri halkın malını çalıyorlar.”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!