Okuyucularımızın da ilgisini çekiyordur. Eskişehir’in gündemini tutan haberlerimize ilgi giderek büyüyor. Bizde ilimizin her tarafındaki sorunlara, gündeme yetişmeye çalışıyoruz. 2 Eylül’ün basılı gazetesine ve internet sitesine ilginin her geçen gün yükselerek artması bizlere de yeni sorumluluklar yüklüyor. Daha iyi gazete daha iyi internet sitesi yapacağız. Her gün bir adım daha ileriye gideceğiz.
Dünkü manşetimizde şehrimizin en eski mahallerden olan Huzur mahallesindeki, mahalle muhtarı Refik Özaydın’ın isyanını, mahallede yaşanan mülteci dramını gözler önüne serdik. Mahalle muhtarı Özaydın, mahallede yıkılmaya yüz tutmuş, ancak ucuz fiyatla mültecilere kiraya verilen evlerden dert yanıyor. Özaydın’ın isyanını, aslında mahallenin isyanı olarak da düşünmek gerekir. Dünkü, mahalle muhtarı, mahallenin yansımasıdır. Aynasıdır. Muhtar mahallesinde yaşayanların, yaşadıklarını bir ayna görevi görerek, topluma kamuoyuna yansıtır.
Muhtar önce imar istiyor
Mahallede niye yıkık dökük evlerin yerine yeni evler yapılması gerekirken, bu evlerin mültecilere ucuz fiyatla kiraya verildiğini Muhtar Özaydın’a soruyoruz. Muhtarımız isyanını saatlerce anlatıyor ve özet olarak diyor ki,” Bu evlerin maliyetinin karşılanabilmesi için, müteahhitte cazip gelmesi gerekiyor. Birkaç katlı olacak ki, müteahhit eski evlerin yerine yenisini yapsın. Mahallede imar sorununu halledemedik. TOKİ imar sorunu nedeniyle gelmedi. TOKİ’nin yaptığı evleri karşıdan kuşbakışı seyrediyoruz”
Aile şehit verdi
Uzun yıllardır mahallenin muhtarlığı görevini başarıyla yapan Özaydın ile 1999 yılından bu yana tanışırız. 1999 yılında muhtar Özaydın’ın yeğeni Serkan Özaydın Batman da terör örgütüne karşı mücadele ederken, şehit düşmüştü. Tanışıklığımız ve dostluğumuz o zor günlere dayanır. Şehidimiz de rahmetle anıyoruz. Mekânı cennet olsun.
Muhtarın vatan ve Eskişehir sevgisi yüksektir. Onun tek derdi, mahallenin insanlarının mutluluğudur. İmar sorunu bir türlü çözülemeyen mahallede yıkık dökük evler gelir getirmesi nedeniyle ucuz fiyattan mültecilere kiralanıyor. Muhtarın yapacak bir şeyi yok. Paranın yüzü tatlıdır. Çok ucuz fiyatlardan kiraladıkları yıkık dökük evlerde kalan mülteciler, sağlıksız koşullarda yaşamlarını sürdürmelerinin imkânı yoktur. Günümüzde bir de Korona virüs belası var. Sağlık tehdidi arttığı bir ortamda, kalabalık ve oturmanın uygunsuz olduğu bu evlerde sağlık tehdidi iki kat daha artıyor.
Yaz gazeteci
Sözün özü mültecilerin oturduğu bu evlerden 10’u çeşitli tarihlerde Kovid-19 hastalığı yani Korona Virüs görüldüğü için karantinaya alındı. İki gün önce bu evlerde oturanlardan 9 Afganlının daha test sonuçları pozitif çıkınca, muhtar Özaydın’ın isyanı tavan yaptı. O ruh hali ile bana rastlayarak, “Yaz gazeteci” dedi. Bizde onun isyanını manşetten gördük. Dileğimiz yetkililerin ilk önce imar işlerini hallederek, mahallenin önünü açmalarıdır.
++++++
AĞIR KUSURLU VE BORÇLUYUZ
Tam 27 yıl önce bugün Sivas Madımak otelinde bir katliam gerçekleşti. Pir Sultan Abdal Festivaline katılan aydın ve sanatçıların kaldığı Madımak oteli ateşe verilince, aralarında Asım Bezirci, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin'in de bulunduğu 35 kişi yanarak veya dumandan boğularak yaşamını yitirdi. Yitirdiklerimizi bugün sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz. Toplum, devlet ve millet olarak Sivas’ta yitirdiğimiz canlar için ağır kusurlu ve borçluyuz. Tek tesellimiz artık kimse Sivas olaylarına bir bahane aramıyor, milletimizin tamamı bu olayları lanetliyor ve kınıyor.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!