Bugün çok sayıda yurttaşımız sosyal medyadan krize çözüm arıyor. Acaba, sanal dünyadan ekonomik sorunlar çözülebilir mi? Bugün kesin olan bir şey vardır. Herkes Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları gibi düşünmek zorundadır. 30 Ekim 1918 günü imzalanan Mondros Ateşkesinden 13 gün sonra İstanbul’u işgal eden 55 parçadan oluşan filoya ‘Kartal’ isimli küçük gemiden bakan Mustafa Kemal şunları söylemişti:” Geldikleri gibi giderler”. Bu sözleri söyleyen Mustafa Kemal Türk Milletinin asla teslim olmayacağını adı gibi biliyordu.
Bugün en başta Amerika ve batılılar, Türk Milletine geleceklerinin dolar kuruna indirildiğini ve sömürge vatandaşı olmalarını istiyor. Son ekonomik gelişmeleri siyaset üstü düşünmeliyiz. Sanal âlemde akılla geleni yazmakla bir sonuç ortaya çıkmaz. Özallar ile başlayan ‘Neoliberal’ tüketim ekonomisinin etkisinden sıyrılmalı ve kendimize gelmeliyiz. Ekonomik çıkmaz hepimizi rahatsız eder, çocuklarımızın geleceğinden çalar.
Atatürk döneminden sonra, Atlantik ve batılı sistemin yönlendirmesi ile Türkiye bu duruma geldi. Bu dönemde tüm kesimler kucaklanarak, bilim ve akıl ön plana çıkarılarak, sorunlar çözülebilir. Kurtuluş savaşının ve daha sonraki yıllarda Mustafa Kemal’in denenmiş ve başarıya ulaşmış çimento gibi birleştirici siyaset ve ekonomik anlayışı sorunları çözebilir. Yani, çözüm sadece Atatürk’tür. Dönemin koşulları Atatürk ve silah arkadaşlarının emperyalizm veya Mehmet Akif’in dediği gibi ‘Tek dişi kalmış canavar’ koşullarına benzemektedir. Tarihten gelen, ülkemizin kuruluş felsefesi ile yeniden buluşmamız gerekiyor. Tarihten gelen siyasi ve ekonomik tecrübe bugünde bize yol gösterecektir.
Her şeyden önce 21. yüzyılın yorumu yapılmalıdır. Sömürgecilik, hegemonya bugün siyaseti, ekonomiyi, uluslar arası hukuku savaşın aracı yapıyor. Ambargolar, ekonomik kıskaçlar, kumpaslar, kur operasyonları diplomasinin önünde yürüyor. Venezüella ve İran uluslar arası kumpaslara en iyi örnektir. Bugün ülkemizden istenen jeopolitik geri çekilmedir. Avrasya ile yakınlaşamaya son verilmesidir. Sonuç itibarıyla çıkış, Mustafa Kemal Atatürk’ün denenmiş politikalarının yani Mustafa Kemal dönemi ayarlarına geri dönmektir.
Fikret Otyam ile tanışmam, ortaokul yıllarıma denk gelir. O yıllarda onunla tanışmam ‘Mayınlı Topraklar Üzerinde’ kitabının okumamla başladı. Gazeteci ve çok yönlü bir sanatçı olan Fikret Otyam ile sonraki yıllarda yüz yüze tanışma ve sohbet etme imkânı da bulmuştum. Otyam vasiyeti üzerine ölümünden sonra, Hacıbektaş İlçesine gömüldü. Ardan üç yıl geçti. 9 Ağustos onun üçüncü ölüm yıldönümüydü. ADD Eskişehir Şubesi onun ölümünün üçüncü yıldönümünde mezarına Eskişehir’den bir ziyaret düzenledi. Bu ziyaret benim içinde sürpriz oldu. İki otobüs Eskişehirli Hacıbektaş ilçesine giderek, onu andı. Ayrıca, İlhan Selçuk, Turhan Selçuk ve Mahsuni Şerif’in mezarlarını da ziyaret ettiler. Ülkemizin saygın insanlarını unutmamak, zaman zaman ölüm yıldönümlerinde mezarlarını ziyaret ederek hatırlamak gerekiyor. Fikret Otyam, gazetecilerin örnek aldığı bir meslek büyüğümüzdü. Mekanı cennet olsun.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!