21 Mart Nevruz veya Ergenekon bayramı dünyanın en eski kutlanan bayramlarından biridir.
3000 yıldır bu bayramı biz Türkler ile birlikte Ortadoğu da yaşayan çeşitli topluluklar kutlamaktadır. Beş yıl önce Ergenekon efsanesinde betimlenen yer, Kazakistan’da bulundu. Şimdi ise Efsanenin gerçek olduğu tartışmaları var.
DEMİRLER ERİR
Efsaneye göre soykırımdan kurtulan ‘Han ’çevresi ile düşman askerlerinin onları bulamayacağı bir yer bulmak için dağa çıkar. Yabani koyunların yürüdüğü dar geçitten geçerek içinde akarsular, pınarlar, meyve ağaçları, yaban hayvanların bulunan bir yere yerleşirler. Zamanla nüfusları arttığı için buraya sığmazlar. Ancak atalarının geldiği geçidi bilmedikleri için buradan ayrılamazlar. Bir demirci, dağın demir kısmını eriterek çıkış yolu açabileceğini söyledi. Demirin bulunduğu yere odun ve kömür koyarak yaktılar. Demiri eriterek geçit açtılar ve atalarının vatanına döndüler.
Eski Türk takvimine göre 21 Mart, korkunç soykırıma maruz kalan ve saklanarak yok olmaktan kurtulan atalarımız Göktürklerin Ergenekon’dan çıktığı gündür. Orta Asya’daki Türk devletlerinde halen Ergenekon, çok büyük coşku ile kutlanmaktadır. Hem de çok sayıdaki Türk Dünyasındaki ülkede bir hafta süren törenler yapılıyor. 3000 yıldan beri kutlanmaktadır. Ancak bazı hatalı görüş ve yanlış bilgiler nedeniyle, bize özgü değer ve geleneklerin unutturulması ve tarihimizin de yeni nesillere öğretilmemesi sonucu, biz Ergenekon bayramına sahip çıkmadık.
Zamanla Fars ve Araplar ile kaynaşmamız ve Oğuz-Türkmen gelenek ve ruhunun değişmeye başlaması sonucu, Farsça yeni gün anlamında olan Nevruz adı ile kutlanmaktadır.2010 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 21 Mart'ı 'Dünya Nevruz Bayramı olarak ilan etti. Nev (yeni) ve ruz (gün) kelimelerinin birleşmesinden oluşmakta ve Farsçada Yeni Gün anlamındadır.21 Mart ile birlikte havalar ısınır, doğa yeniden canlanmaya, ağaçlar uyanmaya, çiçeklenmeye toprak yeşermeye, göçmen kuşlar yuvalarına dönmeye başlar. Herkesin Nevruz veya Ergenekon’dan çıkış bayramı kutlu olsun. Bu yıl küresel salgından kurtulduğumuz ve bereketli bir yıl olsun.
![]() |
![]() |
2013 yılında Gezi Parkı olayları sırasında, Anadolu Üniversitesi Hazırlık sınıfında öğrenim görürken, darp edilerek hayatını kaybeden 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ın yaş gününü Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç unutmadı.
Gezi Parkı olaylarında biz gazetecilerde gelişmeleri yakından takip etmek için sabahlara kadar çalıştığımız günler oldu. Dernek olarak gelişmeleri, olayları şehrimiz gazetecilerin yakından rahatlıkla takip edebilmelerine imkân sağlamak için çadır bile kurmuştuk.
Eskişehir bir üniversite kentidir. Salgının sona ermesinden sonra, şehrimizin üniversite kenti olduğunu hatırlayacağız. Öğrencilerin Eskişehir ekonomisinde ve kültürel yaşamında önemli olduğunu salgın günlerinde bir kez daha hatırladık. Lokantalar kapandı, apartlar boş kaldı. Şehrin üniversite kenti olduğu kötü günlerde daha net ortaya çıktı.
DOĞUM GÜNÜNDE UNUTULMADI
Üniversite kentinde bir üniversite öğrencisinin hayatını kaybetmesi, her Eskişehirliyi üzdü. Onun hep 19 yaşında bizimle yaşamaya devam ediyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Hoca ile Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç internet üzerinden Hatay’daki ailesine bağlanarak, Ali İsmail’in ailesi ile görüştü.
Ali İsmail’in kaybından sonra, onun için Tepebaşı bölgesinde bir heykel yapıldı. Avucunda toplanan yağmur sularından, kuşlar su içiyor. Tepebaşı Belediye Başkanı Ataç, gençler ile Ali İsmail’in doğum gününde küçük bir tören düzenledi. Ataç,” Ali İsmail, Eskişehirlilerin hatıralarında yaşamaya devam ediyor. Bir insan öldüğünde, esas ölümü iyi şekilde anılmadığında gerçekleşir. Ali İsmail de sevilen bir genç olarak yüreklerde yerini koruyor. Rahmetler diliyoruz, ışıklar içinde uyusun. Dileğimiz, benzer olayların kesinlikle yaşanmamasıdır” dedi.
Ataç’ın bu dileği tüm Eskişehirlilerin dileğidir. Üniversite kenti ve dünyanın en güvenli şehri olarak, fikirler birbiri ile yarışmalıdır. 100 fikir yarışmalı, 100 çiçek açmalıdır. Şiddet hiçbir şart altında görülmelidir.
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!