Mihalgazi ve Sarıcakaya’daki çiftçilerin sigorta mağduru olması tartışırken, Odunpazarı’nın SİT alanı içindeki binalarında sigorta şirketleri tarafından sigortalanmaması unutuluyor.
Mihalgazi ve Sarıcakaya ilçesindeki çiftçiler devamlı doğal afetlerle karşı karşıya kalıyorlar. Altı ay önce iki ilçemizdeki Bin 200 civarındaki üreticinin seralarını sel bastı. Daha çiftçilerin yaraları sarılmadan, bu kez 220 çiftçi rüzgâr kurbanı oldu. Seralar uçtu. Meydana gelen fırtınadan en az 220 çiftçinin serasının etkilendiği ve zararın büyük olduğu ifade edildi.
Ben de fırtına kurbanı olan çiftçilerin seralarını sigortalı olup olmadığını sorguladım. Meğerse sigorta şirketleri sadece hortum olursa ödemeye yapıyor, zararı karşılıyormuş. 220 çiftçinin zararını sigorta şirketleri fırtına olarak nitelendiriyor. Hortumun Eskişehir’de görülme oranı ise bence binde birdir. Fırtına ise altı ay ara ile iki kez görüldü. Böyle bir sigortacı ve sigorta anlayışı olmaz. Yüksek riskli işlerde sigorta şirketleri birimi yükselterek, istenilen sigortayı yapması gerekiyor. Sigorta şirketleri demek ki, kolay yoldan parayı kazanmayı alışkanlık haline getirmişler. Riskli işlerde yurttaşlarımızı yalnız bırakıyorlar.
Mesela, aynı sigorta şirketleri Odunpazarı’nın SİT alanı içinde kalan evlerin de sigortalarını yapmıyorlar. 6 yıl önce Odunpazarı’na taşınınca, ilk önce evi sigortalatmak istedim. Sigorta şirketlerinin Odunpazarı’ndaki evleri sigortalatmadığını öğrendim. Bende kendimi sigortalattım. Bugün çok turist geliyor. Odunpazarı evleri övülüyor. Ancak, sigorta yapılamıyor. Eskişehir’in yöneticileri, her partiden milletvekilleri bu iki konuyu irdelemelidirler. Mihalgazi ve Sarıcakaya ile Eskişehir’in Akdeniz’i diyerek övünüyoruz. Odunpazarı’nın tarihi yapısı bizleri mutlu ediyor, turistleri alkışlıyoruz. Onları korumak içinde üzerimize düşeni yapmalıyız.
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın gelişi güzel ve bilgisizce söylediği sözleri düşününce, bir dönem Rauf Denktaş’a nasıl meydan okunduğu aklıma geldi. Denktaş, hayatını Türk’ün Kıbrıs davasına adadı. Ama bir dönem gelişmenin önünde engel olarak gösterildi. Akıncı’nın sözleri ve son gelişmelerden sonra herhalde Denktaş’ın da, Kıbrıs’ın da Türkiye için önemi anlaşılmıştır. Türkiye’nin savunması Kıbrıs’tan başlar. Emperyalistlerin Akdeniz’den Türkiye’yi sıkıştırmak istemeleri iyi irdelenmeli ve anlaşılmalıdır.
Yugoslavya’yı, Çekoslovakya’yı bölenler de Kıbrıs’ta birleşmeyi isteyenlerde batılı emperyalistlerdir. İşlerine geldi mi kan dökerek, ülkeleri bölerler. İşlerine geldiğinde ise uzun yıllardır ayrı yarı yaşayan ve ortak kültüre sahip olmayan iki halkın birleşmesini isterler. Kıbrıs Türk’ü ortadan kaldırılacak ki, emperyalistlerde Akdeniz’den Türkiye’yi teslim alsınlar. 1974 de tutmayan plan bugünde tutmaz. Kıbrıs kırmızıçizgimiz olmaya devam eder. Akıncı gibilerde tarihin çöplüğünde yerini alır.
Eskişehir Defterdarı Rahim Taş’ın yazdığı kitapların sayısı altıyı ulaştı. Şair ve yazar Rahim Taş için Eskişehir Kültür ve Sanat Derneği imza günü düzenledi. Önümüzdeki Cumartesi günü saat.14.00 de Defterdarımız Taş, Taşbaşı Kültür Merkezi’nde, okurları ile bir araya gelerek, kitaplarını imzalayacak. Dernek başkanı Gazi Durusu, Eskişehirlileri imza gününe davet etti.
Geçtiğimiz günlerde çığ felaketinde yurttaşlarımızı kurtarmak isterken, şehit düşen Tarkan Karaca’nın ailesi, kendi oğulları ve şehit düşen tüm Mehmetçikler için önümüzdeki Perşembe günü Hacı Halit Camisinde öğle namazından önce mevlit okutacak. Şimdiden Tanrı kabul etsin. Şehitlerimizin mekânı cennet olsun.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!