35 yıl olmuştur. O dönemde Bilecik’te yaşıyordum. Komşumuzun matbaası vardı. Gazetede çıkarıyorduk. Gazetemiz haftalık ve Bozüyük ilçemize hitap ediyordu. Ama matbaamız Bilecik’teydi. O dönemde Bilecik’teki kimsesiz çocuklar yurdunda kalan çocukların bir kısmı matbaacılığa merak sarmıştı. Devletin yurdunun yetkilileri de bu çocuklardan bazılarını meslek öğrenmesi için matbaalara dağıtmıştı. Bugün Bilecik’in en önemli gazetesinin sahibi de yetiştirme yurdunda büyümüştür.
O dönemde hem Eskişehirli olmam hem de Eskişehir’i iyi bilmem nedeniyle, beraber gazetede çıkardığımız matbaacı komşumuz, yetiştirme yurdunda barınan ve matbaa da çırak olan çocuğu da günü birlik Eskişehir turu yaptırmamı istedi. Çırak Bilecik’ten hiçbir yere çıkmamış.
Tamam, ben işlerimi hallederim. O da Eskişehir’de benimle gezer düşüncesiyle, otobüsle sabahın erken saatinde Eskişehir’e geldik. Onun yanında birde bilenmesi için matbaa bıçağı vardı. O tarihte Bilecik ve ilçelerindeki matbaacılar, matbaalarında kullandıkları körleşen bıçaklarını Eskişehir’de sıcak sularda bıçak ustalarına getiriyorlardı. Onlarda bıçakları ucuz fiyata tekrardan kesebilen konuma geliyordu.
GERÇEK ZANNETTİ
Bize otobüsten indikten sonra, sıcak sulara gelerek matbaa bıçağını verdik. Hamamyolundan Yediler parkına doğru yola çıktı. Ortasından o zaman su akan ve ağaçların sardığı parka girdik. Parkın içindeki havuzların üstünde ayı ve kurt heykelcikleri vardı. Yanımdaki matbaanın çırağı bunları gerçek zannetti. Korkarak, ‘hoşt’, ‘hoşt’ diye hafiften sesini çıkarmaya başladı. İlk önce ne yapmaya çalıştığını anlamadım. Heykelcileri gerçek zannettiğini anlayarak, onların heykel olduğunu söyledim.
Sonra çırakta kendi haline güldü. Eskişehir’e taşındığımda ise Yediler parkı aynı özellikleri taşıyordu. Akarbaşından akıp gelen, değirmeni de geçen su Hamamyolu’nu da boydan boya geçerdi. Sonra bir gün o dönemin belediye başkanı çıkarak, akan suya çöp atıldığını temizlemekte güçlük çekildiğini belirterek, su kanalına beton dökerek kapattı.
Akan su gitmiş, ama Yediler parkındaki ağaçlar ve havuzlar Eskişehirlinin özellikle yaz mevsiminde bir araya geldiği, çay içtiği sohbet ettiği bir yer olma özelliğini devem ettiriyordu. Son iki dönemdir Odunpazarı Belediyesi başkanı seçilen başkanımız ise kelimenin tam anlamıyla şehir için önemli bir alan olan bölgeyi plastik malzeme ile kapladı. Sonrada buranın ödüllü olduğu açıklandı. O dönemde gazete olarak yapılan çalışmalara, taşınan ağaçlara sadece biz karşı çıktık. Bir de o dönemdeki Mimarlar Odası Başkanı Canan Hanım. Canan Hanım parkın hemen yanında oturduğu için tüm yapılanları yakından takip etti. Fotoğrafladı. Biz ve Canan Hanım dışında hiçbir partiden, kuruluştan, çevrecilerden ses çıkmadı. Çıkmadığı gibi destek gördü.
Önceki gece yine telefonlarımız oldukça geç bir saatte çaldı. Bu kez de SİT alanı olan bölgedeki Çarşı camisinin önüne reklam panoları dikiliyormuş. Neyse ki, valimizin ve kaymakamın devreye girmesi ile panolar şehirde büyük tartışma yaratmadan söküldü. SİT alanı olan bir bölgeye gelişi güzel estetik ve sanat kaygılardan uzak böyle bir işlem yapılabilir mi? Ayrıca, bu yerde bir de camii bulunuyor. Bu işler televizyonda şiir okumaya benzemez. Herkes işini yapacak. Dün sabah saatlerinde Hamamyolu’na gittim. Esnaf, belediyenin kaldırdığı panoyu caddenin ortasına yeniden dikeceğini konuşuyor. Yılmaz Hocam, bu şahısların televizyon kanallarında göstermelik şiir okumaları yetmez. Bu kişileri Azerbaycanlıların ince sanat dediği opera veya tiyatro gibi kültürel ve sanatsal faaliyetlere yönlendirmeniz gerekiyor. Tuvalin karşına geçip resimde yapmaları gerekebilir. Yoksa her yerimiz pano olacak. Plastik kaplanacak. Caminin önüne pano konulmasını ise aklım almıyor. Öngörüsüzlük bu kişilerde tavan yaptı.
![]() |
Ülkemizde terör bitme noktasına geldi. Çok kısa sürede biteceğine inanıyoruz. Ancak, bitme noktasına da gelse, askerimizden şehitler vermeye devam ediyoruz. Hakkâri’de yol kontrolü sırasında hain terör örgütün yola döşediği mayına basarak ağır yaralanan, hastanede yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit düşen Piyade Er Selim Gedik’i, uğruna şehit düştüğü vatan toprağına verdik. Milletimizin başı sağ olsun. Tanrı’dan rahmet, ailesine ve yakınlarına sabır diliyoruz.
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!