Uğur Mumcu ödül töreni dünkü gazetemizin manşetinde yer aldı. Türkiye’nin açık ara en çok izlenen televizyon kanalı olan gazetemizin manşetinden duyurduğu habere sabah programında geniş yer verdi. Programın sunucusu İsmail Küçükkaya, sabah programında gazetemizden uzun uzun söz ettikten sonra, kendisinin de 2Eylül’ü sürekli takip ettiğini söyledi. Küçükkaya aslen Kütahyalıdır.
ONUN YOLUNDAYIZ
İsmail Küçükkaya, gazeteciliğe başladığından bu yana Uğur Mumcu’nın ortaya koyduğu gazetecilik ilkelerini ödünsüz takip ettiğini belirterek, “Ben de sizler adına Eskişehir’e gittim. Eskişehir’de Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Tepebaşı Belediyesinin düzenledikleri Uğur Mumcu Anma ve Ödül Töreninde sizler adına Uğur Mumcu ödülünü aldım. Gururluyuz ve bir o kadar da sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Çok kıymetli isimler vardı. İonna Kuçuradi de vardı. Canan Güllü hocamız vardı. Hacer Foggo vardı. Faik Öztrak vardı. Ben de ödülümü sizler adına aldım. Uğur Mumcu ödülü sorumluluğumuzu artırmış durumda. Çok değerli isimler vardı. Kültür sanat dünyasından siyaset dünyasından.
Çağdaş Gazeteciler Derneğinin ve Tepebaşı Belediyesinin daveti ile Eskişehir’e gittim ve orada Uğur Mumcu ödülünü aldık. Muhabir olarak Uğur Mumcu bir karanlık suikasta uğradığında o eve gittim, Gazi Osman Paşa Mahallesine ve bir muhabir olarak görev yapmıştım. Duygu ve düşüncelerim benim bu meslek hayatımda hep yanımdadır. Aynı zamanda hayatım boyunca unutamayacağım o yağmurlu soğuk Ankara gününde Uğur Mumcu’nun cenazesindeydim. Bir muhabir olarak duygu ve düşüncelerim benim yolumda bir ışıktır, pusuladır. Uğur Mumcu bizim mesleğimizin doruk noktasıdır. Dolayısıyla seçici kurula bizi bu ödüle layık gördükleri için içtenlikle teşekkür ediyoruz” dedi.
TÖRENDE NE DEDİ?
Törende yaptığı konuşmada ise İsmail Küçükkaya, meslektaşları için şunu söyledi:” Uğur Mumcu’nun öldürüldüğü haberini alınca muhabir olarak oraya gittim. Gazi Osman Paşa Mahallesindeydim bütün gün. Sonrasında hayatım boyunca unutamayacağım o cenaze merasimindeydim. O iki gündeki duygularımı, içimden geçenleri bir muhabir olarak anlatamam. Ama Uğur Mumcu bizim mesleğimizin zirvesidir. Bütün iş ve eylemlerimizde onun gazeteciliğe, mesleğe, hakikate olan aşkını kendimize şiar edindik. Hep ulaşmak istediğimiz bir hedeftir orası. Ben 31 yıl olmuş. Muhabirlik yaptım, gazete genel yayın yönetmenliği yaptım, Ankara temsilciliği yaptım. Son 9 yıldır da Fox’ta Çalar Saat’te görevimi yerine getirmeye çalışıyorum. Türkiye benim 31 yılda yaşadığım veya yakın siyasi tarihi kitaplarında okuduğum hiçbir dönemde olmayan hiçbir döneme benzemeyen ağır koşullarda gazeteciliklerin görev yaptığı gerçeğiyle karşı karşıyayız. Ben tabi kendimi şanslı hissediyorum. Akşam Gazetesi döneminde de editöryel bağımsızlığımıza saygı duyan bir patron vardı. Son 9 yıldır da uluslararası bir markanın Türkiye’de görev yapan Fox’un elemanı olarak da aynı şansa sahibim. Tamamen editöryel bağımsızlığımıza saygı duyulan yerde görev yapıyorum. Ama şunu da biliyorum. Türkiye’nin içinde bulunduğu konjonktür ve bütün olup bitenler herkesin gözü önünde oluyor. Bu ödüle layık görüldüğüm için onurluyum. Hem Çağdaş Gazeteciler Derneği’ne hem de Tepebaşı Belediyesine, seçici heyete ve bu anlamlı günde burada bulunan herkese çok teşekkür ediyorum. Ödülümü editöryel bağımsızlığımıza saygı duyan genel müdürümüz, yönetim kurulumuz, genel yayın yönetmenimiz ve her sabah saat 04.00’te çalışmaya başlayan küçük ama büyük Çalar Saat Ailesine hitap etmek istiyorum”.
YAŞAMAYA DEVAM EDİYOR
İsmail Küçükkaya’nın da hem televizyondan hem de Eskişehir’deki ödül töreninde söylediği gibi Uğur Mumcu gazeteciliği yaşıyor. Uğur Mumcu’nun savunduğu hangi değer toplum vicdanında ölmüştür? Gazeteci, sadece kaleminin teriyle geçimini sağlıyorsa, ona saygı duyulması gerekliliği mi? Gazetecilerin, ana işlevinin iktidarları toplum adına denetlemek olduğu ilkesi mi? Gazetecinin herkes hakkında, belge-bilgi varsa patronunun arkadaşı hakkında da yazı yazabilmesi gerektiği ilkesi mi? Her türlü yolsuzluğun, usulsüzlüğün üzerine ayrım gözetmeksizin gitmesi gerektiği ilkesi mi?
Uğur Mumcu gazetecilik anlayışıyla Türkiye’de değil dünyada da gazeteciliği yalnızca bilgiye değil aynı zamanda etik bir zemine oturtan bir anlayışın öncülerindendir. Herhangi bir güç odağı, siyasi parti, oluşum ya da örgütlenmeden bağımsız biçimde yalnızca gerçekleri yazmayı ve aktarmayı görev edinmiş Mumcu, gazetecilik anlayışıyla bugünkü nesillere de örnek olamaya devam etmektedir. Türkiye’nin en karanlık dönemlerinden birisi olan 1990’lı yılların başlarında yazdığı yazılar gazetecilik anlayışını gözler önüne sermesi açısından bugünde paylaşmaya değerdir.
![]() |
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!