Dünkü gazetemizin manşetinde AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan adayı Burhan Sakallı’nın ‘Orkestra Şefi olacağım’ sözü yer aldı. Sakallı’nın basınla bir araya geldiği toplantıda söylediği üç söz Eskişehir’de gündem yarattı. Eskişehirspor, termik santral ve orkestra şefi konusunda söyledikleri etkili olmuşa benziyor. Dünyanın önde gelen şeflerinden olan hem de Eskişehirli Gürer Aykal, Büyükerşen’in orkestrayı yöneten fotoğraflarına kızmıştı. Ne mi demişti? Bir zahmet yazıyı okuyalım.
Sosyal medyada bu üç konu tartışılıyor. Aleyhte ve lehte yorumlar yapılıyor. Yorumların çoğunun içerikten uzak olduğu görülüyor. Sakallı’nın ‘Orkestra Şefi Olacağım’ sözüne takan CHP’liler, Yılmaz Büyükerşen’in temsili olarak senfoni orkestrasını yönetirken çektirdiği fotoğrafını koyarak, zaten Eskişehir’de bir orkestra şefinin olduğunu söylemeye çalışıyorlar. Acaba, kendileri gerçek anlamda orkestra şefi olmayı hiç düşündüler mi?
FOTOĞRAF BENİ ESKİYE GÖTÜRDÜ
Her şeyden önce Burhan Sakallı, senfoni orkestrası şefi olacağını söylemedi. Sadece, senfoni orkestrasının şefi olmaz. Edebiyat bölümü mezunu olan Sakallı, burada bir benzetme yaptı. Yani, kendisinin başkan olması halinde Büyükşehir Belediyesinden ahenkli bir ses çıkacağını söyledi. Bugün belediyede en çok şikâyet konusu çok başlılıktır.
Senfoni orkestrası şeflerine gelince, Türkiye’de gerçek anlamda senfoni orkestrası şefi 10 civarındadır. Bu 10 şef 12 yıl süren zorlu bir eğitimden sonra senfoni orkestrası şefi olmuşlardır. Birde klasik müzik eğitimi görmüş, sonradan şeflik denemeleri olanlar vardır. Bunları gerçek şef olarak görmemek gerekiyor.
BİR DAKİKALIĞINA ŞEFLİK
CHP’lilerin paylaştıkları fotoğraflara gelince onunda bir öyküsü vardır. Dünyada bir gelenek vardır. Senfoni orkestralarına bağışta bulunanlar veya destekleyenler bir defalığına sembolik olarak orkestrayı yönetebilir. Bu kişiler sadece birkaç dakikalığına orkestra şefi olarak, şefin bagetini ellerinde tutabilirler.
Bu tür işleri seven Yılmaz Büyükerşen de, orkestra şefliğini sembolik olarak yaparken çektirdiği fotoğrafları, makam odasının girişi dâhil senfoni orkestrasının tüm duvarlarına astırdı. Hâlbuki bu orkestra şefinin uyarısı özerine birkaç günlüğüne bu fotoğrafları kaldırmıştı. Ben fotoğrafları kaldırma işinin sürekli olacağını düşünmüştüm yanılmışım.
OLAY ŞÖYLE OLDU
Efendim olay şöyle olmuştu. Eskişehir’in Çifteler ilçesi doğumlu ülkemizin yüz akı Senfoni Orkestrası şefi Gürer Aykal, Eskişehir Büyükşehir Senfoni Orkestrasını yönetmek için Eskişehir’e gelmişti. Şef, opera binasında orkestrayı yönetirken Büyükerşen’in asılmış fotoğraflarını görünce,” Hocam, bu işi de bırakın biz yapalım. Böyle şey olur mu” dedi. Büyükerşen de fotoğrafların opera binası görevlileri tarafından haberi olmadan asıldığını belirterek, derhal indirilmesi talimatını verdi.
ALBÜMDE SAKLANMALIYDI
Bende bu olaydan sonra, Büyükerşen’in orkestrayı temsili olarak yönettiği fotoğrafları hatıra olarak, albümünde saklayacağınız zannetmiştim. Aykal konseri tamamladıktan ve Eskişehir’den ayrıldıktan sonra, o fotoğraflar yeniden astırdı. Fotoğraflardan en güzeli ise makam odasının kapısının yanındaki duvara tutturuldu. Herkesin makamdan içeriye girerken, Büyükerşen’in nasıl bir şef olduğunu görmeleri istendi. O fotoğrafı paylaşan CHP’liler ise 12 yıl ağır bir eğitimden sonra senfoni orkestrası olma şansına sahip olan gençlerimizi düşünmediler.
Seçim süreci işliyor. Toplum ikiye bölünüyor. Bazıları özellikle de sosyal medyada bu işe destek veriyor. Toplum iki siyasi kutuptan daha büyüktür. Herkes fikrini, projesini açıklayacak. Toplumda yaşayanlarda ona göre oy kullanacaklar. Kimse kimsenin oyuna ve sözlerine ipotek koyamaz. Toplumu yapay olarak bölmemek gerekiyor. Seçimi bir kişi kazanacak dünya dönmeye devam edecek. Dünyanın sonu gelmeyecek.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!