Önceki gün gazetelerde bir haber vardı. Eskişehir’de devletin bir okulunda İngilizce öğretmeni öğrencilerin İngilizceyi daha iyi anlamaları ve öğrenmeleri için kantinde Türkçeyi yasaklamış ve teneffüslerde kantinden alış-veriş yapmak isteyen İngilizce konuşmak zorunda kalıyor.İngilizce öğretmeni bu sistemi gazetecilere övüyor. Okulun yönetimi ve Milli Eğitim ise sesini çıkarmıyor. Bir zamanlar eski başbakanlardan Mesut Yılmaz da Türk lirasından Euro’ya geçmeyi önermişti. İngilizce veya başka bir yabancı dili öğrenmek başka bir şeydir. Kantinde alış-verişte bile İngilizce konuşmak başka bir şeydir. Karamanoğlu Mehmet Bey bu durumu duysaydı, ne derdi. Onun sayesinde bugün Türkçe konuşuyoruz. Mehmet Bey her yerde Türkçe konuşulmasını istemeseydi, Yunus Emre Türkçe şiirler yazmasaydı. Bugün Türk Milleti olmazdı. Başka bir şey olurdu.
Bazılarımız bazı şeyleri karıştırıyor. Varlık nedenimiz Türkçemizdir. Yani, anadilimizdir. Bazılarımız, İngilizce öğretme ile Türkçe eğitimi karıştırmaya devam ediyor. Türk okulunun kantinde İngilizce alış-veriş haber oluyor. Övgüye neden oluyor.
ATATÜRK NE DİYOR?
Atatürk 1930 yılındaki bir konuşmasında şunları söylemiştir: “Türk milletinin dili Türkçedir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır. Bizde Türk dili, Türk milleti için mukaddes bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz hadiseler içinde ahlakının, ananelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin, velhasıl bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde muhafaza olduğunu görüyor. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.
Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması milli hissin inkişafında başlıca müessirdir. Türk dili dilerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkesinin yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı dilerin boyunduruğundan kurtarmalıdır”
Fevzi Çakmak Mahallesi’nin son seçimde az bir oy farkıyla seçimi kaybeden kadın muhtarı Ayşe Çıraklı, şehrimizin öncü kadın muhtarlarından birisi. Son yerel seçimde az bir oy farkıyla seçimi kaybetti. Fevzi Çakmak mahallesinin çözüm bekleyen sorunları var. Dar gelirli insanların yaşadığı mahallede, eski muhtar Çıraklı sorunların üstesinden gelmeye çalışıyordu. Stresten bunaldığı zamanda ise ruhsatlı tüfekle birkaç el ateş ederek rahatlıyormuş. Sosyal medya hesabında da bu fotoğrafı paylaşmış. Elbette, mahallede yapmıyor, arazide yapıyormuş.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!