Türkiye’nin ve dünyanın önemli şairlerinden biri olan Ataol Behramoğlu, kitaplarının büyükçe bir bölümünü Eskişehirliler faydalansın düşüncesiyle, Odunpazarı Belediyesine bağışladı. Belediye de Odunpazarı’nın tarihi bölgesindeki ‘Atlı Han’ın yanı başındaki tarihi bir konakta kitaplar Eskişehirliler ile buluşturuyor.
Geçtiğimiz günlerde Odunpazarı Belediyesinin organizasyonu ile Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Rus Dili Bölümü öğretim üyeleri ve şair Ataol Behramoğlu bir araya geldi. İyi Rusça bilen Ataol Behramoğlu, bugüne kadar Rus edebiyatından çok sayıda edebi eseri Türkçeye kazandırdı. Etkinlikte de, Behramoğlu’nun Türkçeye çevirdiği Rus şiirleri okundu. Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt da, etkinlikte Rus edebiyatının kurucusu olarak kabul edilen Puşkin’den ‘Seviyordum Sizi’ isimli şiiri okudu. Parti içinde siyaset anlayışı olarak Atlantik ve batıya yakın duran Kurt, ayrıcı okuduğu bu şiir ile inşallah Avrasya’ya yönelir.
ŞAİRİ ETKİLEYEN ÇEŞME
Kurt’un Atlantikçi anlayıştan vazgeçip geçmeyeceği, zaman içinde görülecektir. Ancak, Puşkin’in Kırım Türkleri veya Kırım Tatarları üzerinde büyük etkisi vardır. Rus şair ve yazar Puşkin, Çarlık Rusya’sı zamanında 1822 yılında Kırım’a sürgüne gönderildi. Puşkin, sürgündeki günlerinde Hansaray da gördüğü ‘Bahçesaray Çeşmesinden’ ve hikâyesinden çok etkilenir.
Bu çeşmenin hikâyesi ise şöyledir: Kırım Hanı Kırım Giray Han, çok sevdiği ve genç yaşta ölen eşi Dilara Bikeç anısına ‘gözyaşı’ çeşmesini yaptırır. Giray Han, dünya durdukça bu çekmeninde kendisi gibi ağlamasını ister, düşünür. Bugünden bakıldığında Giray Han’ın dileğinin gerçekleştiği anlaşılır. Çeşmenin üzerindeki şekillerin anlamları da çeşmenin yapılış hikâyesini uygun olduğu görülüyor. Çeşmede, mermerden yapılmış çiçek, gözyaşlarıyla dolu bir göz anlamına geliyor. Gözyaşları çeşmenin üstteki büyük kurnayı kederle dolduruyor. Çeşmedeki çift küçük kurna ise zamanla acıların hafiflediği anlamı taşıyor. Ayrıca, ortadaki büyük kurna ise acılar yinede hatırlandığını çeşmeye gelenlere anlatmaya çalışıyor. Çeşmenin zemindeki spiral ise, her şeye rağmen hayatın akıp gittiğini açıklıyor.
Çarlık Rusya’sında zaman içinde çeşmenin yeri değiştirildiği için, ilk yapılış hikâyesinden bugün uzak olsa da, bugün de çeşmenin su haznesine sürekli kırmızı ve sarı güller konulur. Bu güller birbirini seven iki insanı anlatır. Adına çeşmeler yapılan, şiirler yazılan Dilara Bikeç'in türbesi Bahçesaray'da Hansaray'ın duvarına bitişiktir. Yine zaman içinde minnettarlık göstergesi olarak çeşmenin yanı başına Puşkin’in bir büstü de konulmuştur.
PUŞKİN ETKİLENMEMİŞ OLSAYDI NE OLURDU?
Belki de, Puşkin sürgünde çeşmeden etkilenerek, “Ah aşk fıskıyesi, ah ölümsüz çeşme! Sana Armağan olarak iki gül getirdim. Seviyorum bitmeyen anlatışını ve şiirsel gözyaşlarını. Çiseyen gümüşsü tozların, Serin çiğlerle kaplıyor beni, Ak, durmaksızın ak mutlu pınar!” diye başlayan dizeleri yazmasaydı çeşme kaybolur gider. Hikâyesi de unutulurdu. Başkan Kurt da, belki de bu şiir nedeniyle bir Kırım Türk’ü olarak Puşkin’e olan saygısını tüm tatarlar adına onun şiirini okuyarak gösterdi.
ÇEŞMENİN KOPYASI ESKİŞEHİR’DE
Günümüzde saray ve çeşme her yıl dünyanın dört bir yanından gelen 200 bin ziyaretçi tarafından ziyaret ediliyor. Saray ve çeşme güney-doğu Avrupa da Türk İslam kültürünün bir eseri olarak kabul ediliyor. Çeşmenin bire bir kopyası Odunpazarı Bölgesine konuldu. Zannedersem, kopya Burhan Sakallı döneminde belediye tarafından yaptırılmıştı. Ancak, bugünkü yerini beğenmiyorum. Daha meydan bir yere konulmalıdır. Olduğu yerde dikkat çekmiyor. Yine de, Odunpazarı’ndaki Eskişehir Kırım Tatar Kültür Evi bahçesinde bulunan ünlü çeşmenin kopyası görülmelidir. Giray Han’ın aşkının büyüklüğü görülmelidir.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!