Dün marketleri dolaştım. Birkaç gün önce Ayçiçek yağı paniğinden eser kalmamıştı. Marketler birbirlerine nispet yaparcasına, camlarına çeşitli markaların Ayçiçek yağlarını sıra sıra dizmişler. Gemilerde Rusya’dan Ayçiçek yağları ile geldi. Önceki gün Bulgaristan ve Almanya’dan dostlarımız Ayçiçek yağ kuyruklarının fotoğraflarını yolladı. Kimi arkadaşımız olayın Soros’dan kaynaklandığını iddia etti. Yani bir el ortalığı karıştırıyor. Savaşın yanı sıra iklim krizi de olunca, güvenli gıdaya ulaşmakta zorluk çekilmeye başlanıldı. Bugün artık yağ kuyruğunu değil, üretimi konuşmalıyız.
Çünkü sıkıntılar önümüzdeki süreçte artarak sürecek. Ayçiçeği ekim alanlarını geliştirmeliyiz. Son yıllarda ekilebilen alanlarımızdan 2 milyon hektar alan, tarım dışı kaldı. Ekilen alanları geliştirmeli ve daha verimli hale getirmeliyiz. Buğday, Ayçiçek, pirinç ve mercimek gibi hububat ürünleri ülkemizde yetişebilir. Bundan önceki tarım bakanı, paramız olduğunu dışarıdan alabileceğimizi söylüyordu. Yeni tarım bakanımız ise paramız olsa bile dışarıdan hububat alamayabileceğimizin altını çizdi. Yani, en başta anlayış değişikliği üretimin önünü açmada yardımcı olacaktır.
RUSYA’NIN GÜCÜ ORTAYA ÇIKIYOR
Batının Atlantik’in Rusya’ya karşı propagandası devam ediyor. Dün bir eczacı arkadaşım, Rusya’da yaşayan bir Türk’ün savaş nedeniyle Rusya’nın zor durumda olduğunu ve kazanamayacağını söylediğini aktardı. Eczacı arkadaşta üzülmüş. Dedim ki, Atatürk’ten sonra batı ve Amerika hayranlığı devam ediyor, dedim. Avrupa ve en başta Almanya Atlantik ötesine tavır almaya başladı. Ukrayna yöneticileri, batının gazı ile meydan okudular. Sonra arkalarına baktıklarında ne NATO var. Ne de batının güçlü ülkelerini arkalarında gördüler.
SADECE EDEBİYAT VAR
'Uluslararası hukuk' edebiyatı muhabbeti gidiyor. Halbuki, o coğrafyada ilk önce NATO darbe yaptı. 2014'te Ukrayna'da seçilmiş yönetime karşı NATO desteğiyle yapılan
Faşist darbeye ses çıkaran olmadı. Halkın oyları ile seçilmiş Cumhurbaşkanı Amerika’nın Türkiye’de 12 Eylül darbesi gibi bir darbeyle son anda suikasttan kurtulup Rusya’ya sığındı. Arkasından Rusya’yı daha da tahrik etmek için Rus dili yasakladı. Bugünde batı aynıu şeyi yapıyor. Yüzyılların süzgecinden geçmiş Rus edebiyatının ve kültürünün kahramanlarının eserlerini yasaklıyor. Ülkede Ruslar iki kurucu unsurdan biriydi.Neo Nazi artıkları Rusları azınlık ilan etti. Eskişehir’deki ilçe belediyesi bu Neo Nazilerim yönettiği küçücük yeri kardeş belediye ilan ederek, bize Neo Nazileri kardeşliğe uygun gördüler. Binlerce insan ölünce, .
Kırım, Donetsk ve Luhansk'ın halkları, yaptıkları referandumla bağımsızlık ilan etti.
Batı ve Atlantik destekli Kiev yönetimi kışkırtmalarını sürdürdü. Batı göstermelikte olsa Ukrayna’yı NATO’ya almak istedi. Savaş çıktı.
Sovyetlerin Dağılması ile NATO’nun da görevi sona ermiş oldu. Ancak, can çekişen NATO acaba ölmekten kurtulur muyum umudu taşıyor. Oyunu bozmak isteyen Rusya NATO’ya katılmak istediğini bile açıkladı. Amaç, oyunu bozmaktı. Sonuçta, Donetsk ve Luhansk'te yaşayan Ruslar, yardım istedi. Genişleme siyaseti Rusya duvarına çarptı ve dağıldı.
Aslında başlayan savaş yok. 10 yıla yakın süredir devam eden savaş bitiyor. Neo Nazi kılıklı darbecilerin öldürdüğü 14 bin insan batının ve kardeş şehir de ısrar edenlerin aklına gelmiyor. Rusya çoğu sivil 14 bin kişiyi ve sırf Rus diye 3 bin çocuğu öldüren bu faşist katilleri yakalayıp yargılayacağını ilan etti. Elbette batı ve Atlantik medyası bu olayları olduğu gibi yansıtmıyor. Batıdan yana yontarak dünya kamuoyuna iletiyor. İnsanlık suçunu Rusya aslında hepimiz adına batılılara soruyor. Savaş başlamıyor, bitiyor. Bittiğinde farklı bir dünyaya da adım atacağız.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!