Dün Sabah erken saatlerde Çevre Derneğinin mesajı bize 5 Haziran dünya çevre gününü hatırlattı. Çevrecilik konusu ülkemizde çok uzun yıllar ihmal edildi. Çevrecilere boş işlerle uğraşılıyor, gözüyle bakıldı. Bugün ise her ilde mutlaka, o ilin ve çevrecindeki illerdeki çevre katliamları ve olumsuzluklarla mücadele eden ‘Çevre Dernekleri’ var.
dünyamızda bitki, hayvan ve mikroorganizma olarak 13 milyon çeşitlilik var. 13 milyon çeşitliliğin 1 milyonu ise yok olmanın eşiğine gelmiş bulunuyor. Çevresini kirleten iklimini değiştiren, doğada var olan dengeleri bozan insanoğlu dünyanın gıda güvenliliği ile su temini konusundaki dengeyi de olumsuz şekilde bozdu. Bugün her şeyden önce insanlığın önünde en büyük sorun olarak ekosistemi onarmak ve korumak gelmelidir. Kısaca ifade etmek gerekirse doğal yaşam zincirine müdahaleden vazgeçmeliyiz.
En başta Kovid-19 hastalığı, yaşadığımız afetler dünyamızın bizi uyarak çığlığı olarak görülmelidir. Çok küçük olarak nitelenen, zayıf bir virüs olduğu belirtilmesine rağmen Korona Virüsü gezegene yaptıklarımıza nokta koydu. Dünyanın sağlıklı olması için insanın dolayısıyla ekonominin de sağlıklı olması gerekir.
Hepimizin kaliteli ve sağlıklı bir yaşam sürmesi için önce yaşadığımız gezegenin sağlıklı olması gerekiyor. Damı delik, doğal kaynakları talan edilmiş, torunlardan ödünç alınmış dünya da yaşam ne kadar devam edebilirdi. Dünyamızda varlığını bugüne kadar sürdüren her canlı yaşamını sürdürebilmelidir. Doğamızda mükemmel tasarıma sahip yaşam mühendisliği var. Bu tasarıma bir müdahale Kovid-19 olarak bize dönüyor. Ayladır dünyada insanlar kovid-19 nedeniyle evlerinden çıkmakta zorlanıyor. Bugünkü insanlığın yanlış uygulamaları gelecek nesilleri direk etkiliyor.
TERMİK SANTRAL, KAYMAZ…
Alpu’ya kullanılan termik santral tamamen rafa kalkmalıdır. Kaymaz da bizim köyde altın madeni kurulmasına Kaymaz belediye meclisinin her partiden üyesi zamanında ‘çocuğum iş bulsun’ düşüncesiyle verdi. Şimdi, yeni gölet kurulmasına karşı çıkıyoruz. Bir kere yanlış yapıldı mı dönülmesi imkânsız hale geliyor. Kapanan belediyenin çöplükleri bugünde Eskişehir ilini komple kirletmeye devam ediyor. Çöplükler kontrol altına alınmalıdır. Porsuk Çayı Kütahya tarafından artık kirletilmemelidir. Birkaç kalem olayı çözsek, Eskişehir daha yaşanılır hale gelecektir. İnsan kendisini bilim temelli bir merkeze oturtmalıdır.
Dünya Çevre Günü ile birlikte Dünya Bisiklet Günü de kutlandı. Eskişehir’in eski fotoğraflarına baktığında, bisikletleri ile fabrikaya, tarlasına çalışmaya gidenleri görürsünüz. Şimdi artık herkes kötü de olsa motorlu taşıt ile işine gidiyor. Gazetemizde başta Halil İbrahim Gökçe arkadaşımı olmak üzere, bisiklet ile haşır neşir olan arkadaşlarımız, sadece bisiklet ile işe gelip gitmiyor. Eskişehir’deki bisiklet grupları ile de turlara katılıyorlar. Uzun mesafelere gidiyorlar. Dünyada en çevreci araç bisiklet olarak kabul ediliyor. İcat edildiğinden bu yana da küçük değişikliler yaşamını sürdürüyor. Derneğin Eskişehir temsilcisi Hakan Özhan’ın dediği gibi, bisikletin günlük yaşam içinde kullanımının insan sağlığı, ekonomi, spor, çevre ve doğaya katkıları tartışılmaz bilimsel bir gerçek olarak kendisini kabul ettiriyor.
![]() |
Tülomsaş’ın adı ilk kurulduğunda yani daha Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulmaya çalışılırken, ‘Cer atölyeleri’ idi. Kurtuluş Savaşına katkısı büyük oldu. Daha sonra Türkiye’nin ilk otomobilini imal etti. O zaman da adı Tülomsaş değildi. Şimdi adının değişmesi bir anlam ifade etmemelidir. Artık, ülkemizde özelleştirme furyası da sona erdi. Koronalı günlerden sonra dünya da devletçilik bir adım önde olacak. Eskişehirliler bundan sonra Tülomsaş’ın yeni adıyla neler ürettiğine bakacaklar, kontrol edecekler.
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!