Sivrihisarlı Nasreddin Hoca’ya her yıl düzenli anma törenleri yapılır. Bu törenler hep tek düze bir biçimde yapılırdı. Bizde inatla bu törenlere giderek, nasıl haber yapacağımızı düşünürdük. Türkiye çapındaki gazetelerde festivalle ilgili ilginç bir konuyu gündeme getirecektik ki, haber yayınlansın. Milliyet de çalıştığım zamana yapılan bir festivalde yine Nasreddin Hoca’yı Mustafa Karatepe canlandırıyordu. Karatepe, takma sakalları, Nasreddin Hoca giysisi ile eşeğin üstünde, elinde de megafonla halkı festivale çağırıyordu.
Karatepe’nin bu pozu tam bana göreydi. Onu, elindeki megafonla modern Nasreddin Hoca olduğunu yazınca, haber Milliyet’in birinci sayfasına girmişti. O dönemlerde bir Sivrihisarlı olarak, Akşehirlilerin düzenledikleri Nasreddin Hoca etkinliklerini kıskanırdık. Nasreddin Hoca’nın hemşerileri olarak daha iyi etkinlikler düzenlememiz gerektiğini düşünürdük. Bu durumun Hamid Yüzügüllü’nün belediye başkanı olması ile değiştiğini gözlemlemek, her Sivrihisarlı gibi beni de mutlu etmektedir.
BAKAN AVCI’NIN DESTEĞİNİN ÖNEMİ BÜYÜK
Sivrihisar Belediyesinin çalışmalarını yakından takip eden bir arkadaşım, bu yıl ki, Nasreddin Hoca festivalini takip ettikten sonra bana şunları söyledi:”Ben şunu anladım. Belediye başkanı işadamı olacak”. Kültür ve Turizm Bakanının Eskişehir milletvekili olması, en başta Sivrihisar’a büyük katkısı olduğu bir gerçektir. Festivalde bunun ağırlığını hissettik.
Sivrihisar’da tarih ve kültür var. Ancak, bunlar mevcut yerel yöneticilerin desteklenmesi ile ayağa kalkabilirdi. İşte, bu aşamada Kültür ve Turizm Bakanımız Nabi Avcı devreye giriyor. Cuma günü Nasreddin Hoca festivalinin başlangıcında yerimiz aldık. Sivrihisar’ın dağlarında yerini alan heykellerle yakından ilgilenirken, Bakan Avcı da törenlere katılmak için geldi. Avcı, karikatür sergisini gezdikten sonra, Sivrihisar’ın meşhur kayalıkların bitiminden başlayan 50’nin üstündeki heykeli incelemeye başladı. Sivrihisarlı heykeltıraş Metin Yurdanur da bakan Avcı’ya eşlik ediyordu. Avcı, ilk heykele baktıktan sonra Yurdanur’a dönerek,” Metin bey bu heykel Abidin Dino mu?” dedi.
NAZIM HİKMET’İN ŞİİRİ GİBİ
O anda benim aklıma Nazım Hikmet’in en sevdiği eşi Vera için ‘Saman Sarısı’ isimli yazdığı şiir geldi. Ünlü şairimiz Nazım Hikmet, bu şiiri gece yarısı yazarken karşında resim çizen ünlü ressamlarımızdan Abidin Dino’ya dönerek, şunları söyler” Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin? İşin kolayına kaçmadan, ama Gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil, Ne de ak örtüde elmaların, Ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini, Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin ”Nazım Hikmet yakın dostu Abidin Dino’yu da şiirine böylelikle dâhil etmiş olur. Bakan Avcı, Sivrihisar dağlarına bir Sivrihisarlı heykeltıraş Metin Yurdanur tarafından yapılan Abidin Dino heykelini incelerken, ben de “ Sayın bakanım Sivrihisar’da mutluluğun resmini yapacak” dedim. Bakan Avcı, daha da keyiflenerek, heykelleri onları yapan heykeltıraş ile incelemeye devam etti.
YAŞAR KEMAL DE VAR
Bugün hayatta olmayan dünya çapındaki edebiyatçımız Yaşar Kemal’in de heykeli Sivrihisar dağında bulunuyor. Sivrihisar’ın kayalık alanında sadece iki ünlü Türk’ün heykeli yok. Heykeltıraş belirli bir düzen içinde tarihimizi heykeller ile anlatmış. Belki de, Sivrihisar’da Haziran ayında hizmete açtığı ‘Kültür Sanat Evi ve Heykel Bahçesinde’ hemşerim Metin Yurdanur yeni heykeller yaparak, dağı süslemeye devam edecek. Lafı uzatmadan şunu söylüyorum. Sivrihisar dağı artık turist çekecek. Bu heykelleri herkes görmek isteyecek. Heykel müzesi çok yerinde bir karar olmuş. Emeği geçenleri kutlamak gerekir.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!