Pazar günü bahçemiz yüzünden evde çalıştım. Ağaçlar, güller budandı. Bahçeyi kafasına göre kullanan labrador cinsi evimiz sakini Gazoz’a dur dedik. Gazoz Hanım bahçede yeni düzenlemeye biraz sinirlendi. Sinirinin geçmesini bekliyoruz. Bahçede çalışırken haberleri takip ettik. Murat Atikel ile iletişimi koparmadık. Seçim heyecanı her yanı sardığı için, telefonlara cevap veremeye de bir insan gerekiyor. Ne olacak? Yeni bir anket var mı? Soruları bugünlerde en bıktığımız soruların ve cevaplarının zor olduğu konuların başında geliyor.
CHP’LİDEN GELEN TELEFON
Zaman içinde dostlar oluşturduk. Her partide birlikte görüş-alışverişinde bulunduğumuz arkadaşlarımız var. Gazetecinin ‘kulağının delik olması’ bu nedenledir. Her yerden haber alabileceğin, görüş sorabileceğin kişileri güvendiğin dostların varsa iyi gazetecisindir. Tek taraflı gazetecilerde var. Parti gazetecileri veya destek gazetecileridir. Destekledikleri partiden başka görüşe itibar etmezler. Partilerinin sözcüleri ne derse, onlarda bulundukları yerde aynı şeyleri söyleyip dururlar. Böyle gazetecilerin tabii ki, istihbaratları da zayıf olur.
Neyse, tam bahçedeki işleri bitirmiştim ki, CHP’nin Ankara’da yaşayan bir üst düzey yöneticisinin telefonla aradığının farkına vardım. Telefonda çok sık görüşmediğim bu kişi ne diyor olabilirdi. Hemen telefona döndüm. Hoşbeşten sonra, CHP’nin üst düzey yöneticisi,” Eskişehir anketlerinden haberin var mı? Yoksa ben söyleyeyim. Bizim Eskişehir’dekiler panik olmuşlar. Son yaptırılan anketlere göre Büyükşehir ile Odunpazarı kesin kaybediliyormuş” dedi.
Başka ilçelerimiz hakkında da bilgi verdi. Daha fazla olaya sebebiyet vermemek için ilçelerdeki anketleri açıklamıyorum. CHP’nin üst düzey yöneticisi ile çeşitli konularda karşılıklı düşüncelerimizi açıkladık. CHP’nin üst düzey yöneticisi” Mesela, daha önce iktidarın kalesi olan bir yeri alıyoruz. 20 yıldır kale diye nitelendirdiğimiz yeri kaybediyoruz. Ne olur” diyerek telefonu kapattı.
GEÇİNMEK
Güç zehirlenmesinin olduğu, krala daha doğrusu klana ‘çıplak’ denilemediği her ortamda olumsuz koşullarda ortaya çıkar. Soldan geçinmek veya sol lafazanlık yapmak bir yere kadar netice verebilir. Bir yerden sonra yeni şeyler söylemek gerekir. Belediyenin sürülen süt iznindeki kadın memurlarının, sütünü içen bebeklerin ahlarının mutlaka bir gün tutacağını söylemiştim. Belki bugün, belki de yarın. Belki de o tutacak ahların günü geldi. Bilemiyorum. Bakacağız.
ÇİLLER BİLE VAZGEÇTİ
Başbakanlık ve kabine ortaklığı döneminde Amerikancı siyasetlerin en güçlü savunucusu Tansu Çiller, artık NATO ve 'ittifakların' da sorgulandığını belirterek, yeni düzenin merkezinin batıdan doğuya kaydığını söyledi. Çiller’in daha dün NATO karşıtı yaptığı açıklama, dünyanın Avrasya’ya doğru kaydığının küçükte olsa bir delilidir. Çiller bu sözleri Cumhur ortaklarının katıldığı İstanbul mitinginden sonra, gazetecilere söyledi.
Yeni bir dünya kurulduğunu herkes görmeye başladı. Yenidünyanın merkezi Avrasya olarak görülüyor. Yenidünyanın ekonomi örgütü de ŞİÖ olarak tescilleniyor. Neoliberal batıcı akımın ve ABD merkezli politikaların Türk siyasetindeki en ateşli savunucu olarak tarihe geçen, eski bir liderin bu söylemleri ‘solcu’ olduğunu iddia edenlere de ders olmalıdır. Soldan geçinen büyükçe grup bugün Amerika’nın kendilerine iktidar yolu açması için dua ediyor. Irak işgalinde Amerika’yı alkışlayan Irak Komünist Partisinin benzer bir durumu ülkede yaşanıyor.
Amerika’nın bölgemizden gitmemesi için Amerika’ya mektup yazan terör örgütü var. Bartın milletvekili terör örgütü mensuplarından bile oy isteyebilineceğini belirtirken, Eskişehir milletvekili Bartın’a giderek onunla seçim çalışması yapıyor. Geçtiğimiz Cumartesi günü Bartın’dan gelen istihbarat üzerine bu haber gazetemizde yer aldı. Gel Eskişehir’de çalış. Kimsenin cesaret ederek gidemediği yere niye Eskişehir’den gidiyorsun. Eskişehir’de anketleri değiştirmeye çaba göster. Çiller bile dünyanın gidişatını okumaya başladı. Bizimkiler de ‘tık’ yok. Bu duruma ne demek gerekiyor. Gerçekten bilemiyorum.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!