Hamamyolu projesi yapılırken, projeye en çok biz karşı durmuştuk. Birde o dönemde Mimarlar Odası başkanlığı yapan Canan Hanım projeyi çok sık eleştirmişti. Canan Hanımın evi Hamamyolu girişindeydi. Günün 24 saati projeyi takip etme imkânı vardı. Bu bölgedeki yüzlerce ağaç ne oldu? Bilmiyoruz. Yaşatılacakları söylenmişti, bir daha bu ağaçları göremedik. Canan Hanım da projenin tamamlanması ile birlikte Eskişehir’den moral bozukluğunu gidermek için taşındı.
En başta benim ve Canan Hanımın muhalefetinden başka, Hamamyolu projesine muhalefet edeni görmedik. Ne siyasi parti ne de derneklerden bir ses çıkmadı. Çıkamadı. Sonra bir ekonomi gazetecisinin organizasyonu ile Hamamyoluna yapılan köprünün ödül aldığı söylendi. Gazeteci nasıl böyle bir şey yazar, yapar anlayamadık. Belki de çok kişi onu konunuz uzmanı zannetti. Sesi çıkmadı. Ne muhalefet partileri ne de çevreciler Hamamyolunda yapılan çalışmaları görmezden geldi. İş kaynadı gitti.
Bizde belki de yüz defa haber ve yazıya konu yaptığımız Hamamyolu projesini takibi bıraktık. Sonra geçtiğimiz günlerde bir çekici ve ayrıca bir kamyon köprüye takılınca, daha sonrada belediye tarafından tamirat başlanınca proje tekrar akıllara geldi. Zamanında belki kamuoyu oluşsaydı, bu köprü projesinden vazgeçilirdi. Havuzların var olduğu, bol ağaçlı Hamamyolu bizimle beraber yaşamaya devam ederdi. Hamamyolunun ortasından dere akardı. Bu derenin gelecekte tekrar akacağına inanıyorum. Her şey Eskişehirlinin gözü önünde olduğu için, bu konuda kararı tarih verecektir. Yıllar sonra tarihin projeyi değerlendirmesini gelecek kuşaklar görecek. Belki, bazıları soy isimlerini değiştirecek.
DİĞER YANLIŞ KÖPRÜ
Dünya küresel salgın karşısında ciddi sınav veriyor. Sadece Hamamyolu proje ve köprüsünde yanlışlık yok. Sarar Basma fabrikasının önündeki köprüde yanlış yapıldı. Zamanında trafiği kurtaralım diyerek yapılan köprü de, İzmir Yüksek Hızlı Tren projesi başladığında yıkılacak. Çünkü köprünün ayakları proje ile ölçülü değil. Belki bu köprü yıkılırken, ‘ekmeği yendi’ yorumları yapılacak. Yine tren yolu şehrin ortasından geçtiği yıllarda Sakarya ve Muttalip geçitlerini şehir olarak çok tartıştık. Sonunda Çiller’in başbakanlığı döneminde rahmetli Arat ağırlığını koyarak, Muttalip geçidine köprü yaptırdı. O zaman çok sevinmiştik. Sakarya geçidine de bir formül bulunmasını istemiştik. Aranan formül, hızlı tren ile bulundu. Ancak, hızlı treni yer altına kısmi olarak alabildik. Belki de gelecekte, hızlı trenin şehirden geçen yer altı yolculuğunu uzatmak zorunda kalacağız.Gardan sonrası yeniden kazılacak.
Sonuç itibarıyla, yapılan köprü yanlışlarından bir gün mutlaka dönülecektir. Bu yanlış köprülere Eskişehir’in eski fotoğraflarına bakar gibi bakacağız. Fotoğraflara bakarken de kentimiz adına kimlerin yanlış adımlar attığını konuşacağız. Paneller, konferanslar yapacağız. Bizlerde bu toplantılarda köprülerin hikayelerini anlatacağız.
![]() |
FETÖ’cü terör örgütü bir dönem balyoz, Ergenekon adı verilen operasyonlar ile asker ve sivil ayrımı yapmadan yurtseverleri Silivri’ye doldurdu. Eskişehirliler o dönemde yurtseverlere sahip çıktı. Duruşma günlerinde, abartmıyorum Silivri’ye 300 otobüs kaldırıldığını biliyorum.
FETÖ’nün terör örgütünün tertipleri ile Eskişehir’de gözaltına alınan yurtseverleri bizde gazeteci olarak takip ettik. Bugünlerde kamuoyunda ve televizyon kanallarında yaptığı açıklamalar ile ilgi gören emekli Albay Alican Türk’ün o dönemde soğuk bir Eskişehir gününde gözaltına alınacağı haberini almıştık.
Evinin Batıkent’te olduğunu öğrendik. Büyükçe bir sitede oturuyordu. Sitenin kapısında Ay-yıldızlı bayrağımız dalgalanıyordu. Sonradan öğrendik. Bayrağımızda siteye emekli albayımız asmış. Onun evinin aranması, gözaltına alınması bir güne yakın sürdü. Bizde kapısında soğuğa aldırmadan bir gün elimizde fotoğraf makinelerimiz ile bekledik. Albay Türk, sitesinin kapısından çıkarken bizi gördü ve soğukkanlılıkla tertiplere karşı bizleri asker selamı ile selamladı.
Bizim çektiğimiz bu fotoğraflar Türkiye genelinde büyük ilgi gördü. FETÖ’cü tertiplerin boşa çıkmasına vesile oldu. Emekli Albay Alican Türk’ün o dönemi anlatan ciddi kitapları vardır. Okunmasını önerirken, Alican Türk son dönemde yaş ortalaması 80 olan generaller ile ilgili tutuklamaları şu şekilde yorumluyor:” Onlar FETÖ'cü polis ve savcılarca hazırlanan ve sahte olduğu kanıtlanmış uydurma belgelerle yargılandılar, hüküm giydiler”. Haberler bizim çektiğimiz o asker selamı ile selamlanan fotoğraflarla kamuoyuna duyuruyor. Olayın yakında çözüleceğine inanıyorum.
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!