İki yıldır dünya ile birlikte küresel salgın ile mücadele ediyoruz. Her gün Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan ülkemizdeki bir günlük salgın bilançosunu hep birlikte kontrol ediyoruz. Korona virüse yakalanan günlük yurttaş sayısı 25 bin ile 30 binler arasında dolaşıyor. Günlük kaybettiğimiz yurttaş sayımızın ise ortalama 200 kişi olduğu görülüyor.
Geçtiğimiz günlerde açılışına katıldığımız Tepebaşı Belediyemizin ‘Varlığımız Sağlığımız’ anıtı hakkında bir yazı yazamadık. Gündeme yetişmekte biraz zorlanıyoruz. Anıtın açılışına Bal-Göç derneği başkanı Habibe Zabit Aydın ve derneğin başkan yardımcısı Mithat Vatansever ile birlikte gittik. Açılışa, açılış saatinden biraz erken katıldık.
Anıtının önüne vardığımızda gözü yaşlı bir kadın gördük. Anıtın açılışına özel belediye tarafından hazırlanan anı defterine anıt ile ilgili olarak duygu ve düşüncelerini yazıyordu. Gözü yaşlı bu hanımefendinin bizler için hayatını ilk kaybeden sağlık çalışanlarımızdan Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu’nun eşi Didem Akal Taşçıoğlu olduğunu öğrendik. Daha sonra Taşçıoğlu, eşinin ismini yazılı olduğu tuğlayı baca şekildeki anıta gözyaşları içinde monte etti.
BİR YIL SÜRDÜ
Belediye başkanlığından önce kendisi de bir sağlık çalışanıydı. Dişhekimi olan Ahmet Ataç’ın anıt çalışmasının sağlık çalışanlarının, aşının olmadığı ve insanları ölümden korumak için ön cephede mücadele ettikleri ve hayatlarını kaybettikleri dönemde başladığını biliyoruz. Ataç, Pişmiş Toprak Sempozyumundan elde ettiği deneyimi anıta dönüştürmek için de çaba gösterdi. 57 seramik sanatçısının bir yıl da hazırladığı anıtta hayatını kaybeden 427 sağlık çalışanının isimleri yer alıyor. Bilindiği gibi Eskişehir’de de iki sağlık çalışanı çalıştıkları hastanelerde korona virüs ile mücadele ederken hayatlarını kaybetti. Anıtın anı defterine Bal-Göç’ün Eskişehir başkanı Habibe Zabit Aydın da bir yazı yazdı.
Anıta yakından bakarken, televizyonlardan tanıdığımız ve geçen yıl Tepebaşı Belediyesi ile birlikte düzenlediğimiz Uğur Mumcu ödül töreninde Uğur Mumcu ödülü verdiğimiz Prof. Dr. Mehmet Ceylan ile karşılaştık. O da anıtı görmeye Eskişehir’e gelmişti. Anıtı inceldikten sonra, çok beğendiğini ifade etti. Yine bizlerden Uğur Mumcu ödülü alan Prof. Dr. Kayıhan Pala da Bursa’dan anıtın açılışına katılmak için geldi.
Tabii ki, Tepebaşı Belediyesi Pişmiş Toprak Sempozyumları ile şehrimize dünyada benzeri olmayan ve ünlü seramik sanatçıların yaptığı eserleri kazandırdı. Şehirde ‘estetik ve sanat’ kelimeleri Tepebaşı Belediyesi ile yan yana anılmaya başladı. Başkan Ataç, çok deneyim kazandı. Tabii bir kahraman daha var. O da sempozyumun danışmanlığını yapan, anıtın yapımına da katkı veren Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi eski dekanlarından ve seramik sanatçısı Prof. Bilgehan Uzuner, anıt açılışına Sağlık Müdürümüz Prof. Dr. Uğur Bilge ile Osmangazi Üniversitemizin üst düzeyde temsil edilmesi de anıtın açılış anlamını büyüttü.
HİÇBİR ŞEY RASTLANTI DEĞİL
Küresel Salgının ya da korona virüs salgının neden çıktığına ilişkin dünya çapında şehir efsaneleri var. Bu tür salgınlar ekolojik yıkımlar ile birlikte dünyanın gündemine girdi. Bugün iklim değişliklerini konuşuyoruz. İşte, küresel salgın bu değişikliklerin eseridir. Dünyayı talan ediyoruz. Arazileri genişletiyoruz. Yağmur ormanlarını kesiyoruz. Böylelikle yaban yaşamındaki canlıların yaşamına giriyoruz. Salgınlar ve hastalıklar ortaya çıkıyor. Küresel Salgınların ortaya çıkması bunun için tesadüfü değildir. Bugün tıbbi atık konumundaki maskeleri bile gelişi güzel çöpe atıyoruz. Yeni salgınlara veya hastalıkları çağırıyoruz.
BİLİMİN SÖYLEDİKLERİ
Açılışta konuşan Bilim Kurulu üyemizde olan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan bazen uyarıcı konuşmaları ile tepkide çekiyor. Ancak o bilim adamı olma sorumluluğunu yerine getiriyor. Anıtın açılışında yaptığı konuşmada, söylediği sözler ile bir kez daha hepimizi uyardı. Ceyhan ne dedi:” Son 1 yıl içerisinde birçok felaket yaşadık. Birçok vatandaşımızı kaybettik. Seller, depremler, yangınlar, inşallah yaşamayız ama sık sık savaşlar yaşamış bir coğrafyadayız. Ama bunları hepsini bir araya getirdiğimizde ortak özelliği şudur; bu tip felaketlerde en çok sağlık hizmetine ihtiyaç duyarsınız. Sağlık hizmetleriniz yürüyorsa, mücadele etmeyi sürdürürsünüz”.
Anıt sonsuza kadar ilgi görmeyi sürdürecek. Küresel salgın bittiğinde de, anıt bizimle olacağı için bu dönemi hatırlayıp dersler çıkaracağız. Sağlık çalışanlarımıza her zaman şükran duyacağız. Anıt, bizim için hayatlarını feda edenleri unutmamamızı sağlayacak. Rahmet ve şükran duygularımızla…
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!