Ulus anıtı tartışma yarattı. Anıtı savunanlar anıtın güzel olduğunu söylüyorlar. Savunmayanlar ise 1 milyon 600 bin TL’nin boşa gittiği konusunda birleşiyorlar. Savunanlar veya eleştirenler ulus devletin ne olduğunu, bugün ulus devletin savunulmasının ekmek, su kadar önemli olduğunu söylemiyorlar. Akıllarına bile gelmiyor. Kuru bir heykel tartışmasına giriyorlar.
Heykeli yapanlara yakalık yapmak isteyen gazeteci bile aklı sıra olayları alaya almaya çalışarak ‘Eskişehir’in bekası’ olduğunu söylüyor. Bugün gelinen aşamada kürselcilik devri kapandı. Küreselcilerde ortadan kayboldu. Batıcılık fanatiklikten ibaret hale geldi. O fanatiklerde halen Eskişehir’de bizlerle yaşamaya devam ediyorlar. Heykelden daha önemli mesele, ulusalcılığı, ulusal devleti savunmaktır.
Doğançayır da Nazım Hikmet anılmaya başladığında, dönemin belediye başkanı Nazım Hikmet heykeli yaptırmaya çalışıyordu. Heykeltıraşlar çok para istiyordu. Bende kendisine Nazım’ın vasiyet şiirini anlatarak, heykelin önemi olmadığını önemli olan Nazım’ın savunduğu değerleri savunmak olduğunu söylemiştim. Başkanda heykelden vazgeçerek, başlattığı törenler büyük ilgi görmüştü. Yani, önemli olan çafçaflı işler değil. Gidilmek istenen yoldur.
YILDIZLARI UNUTTU
Mesela bu heykelin yapılmasına karar veren kişi, geçen seçimlerde arkasında Avrupa Birliği’nin yıldızları olan bayraklarla poz veriyordu. Eskişehir’in Avrupa şehri olduğunun özellikle altını çiziyordu. Avrupa’nın her şehrinden kopya eserleri şehrimize taşımayı büyük bir hüner olarak gördü. Avrupa’nın hiçbir şehri birbirine benzemez. Hepsinin kendine ve bulunduğu ülkeye göre özellikleri vardır.
Avrupa’nın ‘euromosaic’ projeleriyle paraya boğduğu kozmopolit küreselcilik, Türkiye ile benzeri ülkeleri, vatandaşlık kurumunu dağıtmaya zorlayarak yol almaya çalıştı. Akım geçti. Küreselciliğin modasını geçtiğini gören ülkemizde siyasal akımların bir kısmı Avrasya seçeneğini değerlendirmeye başladı. Putin’in danışmanı Dugin’in birkaç gün önce Eskişehir’e gelişi bile bu nedenledir. Ticaret erbabımız ve kuruluşları da bu nedenle atlantikten çok, Avrasya’ya yöneldi. Belki onlar olayı şimdilik para ve zenginlik olarak görebilirler. Siyasi yönünü de, göreceklerdir.
GÖRMEYENLERE NE DEMELİ?
Ulusalcılığa üç kesim karşı çıkar. Bunlar, küreselciler, etnikçiler ve ümmetçilerdir. Etnikçiler en başta Amerika’nın paralı askerleri oldular. Dünyada 2000 devlet olmasını istiyorlar. Her ülkeden Yugoslavya gibi 6 devlet çıkmasını bekliyorlar. Bugün bu etnikçiler tüm dünyada ‘milliyetlere kültürel özerklik’ sloganıyla yürüyorlar. Çok sık olarak barıştan, demokrasiden söz ediyorlar. Türkiye ile benzeri ülkeleri, vatandaşlık kurumunu dağıtmaya zorlayarak yol almaya çalıştılar. Ama tutturamadılar. Etnikçilik, sözde solcu ve sosyal demokratlar eli ile yürümeye çalışıyor.
Heykeli yapanlar, mahallerdeki mini mitinglerde küreselleşmeyi savunuyorlar. Çok siyasetten anlıyorlarmış gibi 71 Evler de Süleyman Şah türbesinin geriye çekilmesini seçim malzemesi yapmaya çalışıyorlar. Hâlbuki ülkemizdeki önemli askeri uzmanlar türbenin o koşullarda taşınmasının doğru olduğunu söylediler. Peki, Kılıçdaroğlu’nun birkaç gün önce Habertürk de programda YPG’lilerin Türkiye’yi tehdit etmediğini söylemesine ve CHP’nin bir milletvekilinin Türkiye’nin Akdeniz de petrol ve doğalgaz aramasına karşı çıkmasına ne diyeceğiz? Amerikalıların bizim kara gücümüz dediği YPG’liler uzantıları olduğu siyasi parti ile birlikte Amerika’ya mektup yazarak, Amerikan askerlerinin Suriye’den çekilmemesi ricasında bulunmuştu. Ulus heykelini yaptıran, CHP’nin gayri milli gelişen politikalarına da bir el atsa nasıl olur? Serde hocalık da olduğu için belki sözü dinlenir. Meseleleri ilk önce kendisi kavramalıdır.
Türk ordusunun Suriye’deki Amerikan planlarını bozmak ve kurulmak istenen ikinci İsrail planlarını ortadan kaldırmak için yaptığı harekât için, CHP, sivil halkın güvenliğini tehdit etmenin ötesine gidemeyeceğini söylemişti. CHP yönetimi Rusya ve İran’a karşı mevzilenme gayretine girmişti. Tahran zirvesine karşı çıkmıştı. Atatürk, Bağdat paktını niçin kurmuştu? Akıllara gelmiyor. ABD bugün S-400’lere neden karşı çıkıyor. CHP’nin ulusal güvenliğin sağlanmasına bir yorumu yok. Avrasyacılık gelişirken, CHP, AB ile ilişkileri daha da sağlama almak istiyor. Almanya’nın Avrasya’ya kaydığı şartları da göz önüne almıyor. Ulus heykelimiz olsun, Ancak balmumu veya gardırop Atatürkçülüğü yapmayalım. Dünyayı iyi okuyalım. Atatürk’ü iyi anlayalım. Bugünde önem taşıyan Atatürk’ün emperyalizme karşı birleşik cephe siyasetini ve ulus devlet politikasını daha iyi yorumlayalım. Altıok’u babaannemizin fotoğrafı gibi duvara asmayalım. Hayata geçirelim.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!