Evden çalışmak, gazetede çalışmak gibi olmuyor. Ancak, yapacak bir şey yok. Birlik ve berberlik ile bu kötü günlerde atlatılacak. Bir yandan medyadan Türkiye ve dünya gündemini takip ederken, diğer taraftan işimizi yapıyoruz. Televizyonlarda sürekli kamu spotu halinde ellerinizi yıkayın mesajı veriliyor.
Hâlbuki 170 yıl önce bir doktor, kamuoyuna ve otorite geçinenlere “ellerinizi yıkayın” uyarasında bulunduğunda akıl hastanesine kapatıldı. Arkasından Macar Doktor Ignaz Semmelweis, dövülerek öldürüldü. Tarihten öğreniyoruz ki, Macar Doktor, Viyana da görev yaptığı 1846 yılındaki hastanede birçok hamile kadının öldüğünü fark etti. Hamile kadına yardım eden doktorlarda ölmeye başlayınca, Macar Doktor olaya kafa yordu. Ölen bir doktor meslektaşının hummalı kadına müdahale ederken, elinde meydana gelen kesikten öldüğünü saptadı. Macar Doktor, hastaların ve hastalara müdahale eden sağlık görevlilerin ellerini iyi yıkaması gerektiğini öğütledi. Hazırladığı raporu da Viyana Tıp Cemiyetine sundu. Macar Doktorun dedikleri yapıldığında ölüm oranları düştü. Ölüm oranları düştü ama Macar Doktor önce akıl hastanesine kapatıldı. Sonrada dövülerek öldürülmekten kurtulamadı. Cenazesine de sadece 10 kişi katılmıştı.
Ölümünde 20 yıl sonra Fransız bilim adamlarının yaptığı çalışma sonucunda haklılığı tescil edildi.Bugün Macaristan’da ve dünyanın bir çok yerinde üniversiteler, sağlık merkezleri, doğumhaneler onun adını taşıyor. Keşfedilen bir gezegene bile adı verildi. Trajik yaşam öyküsü, ‘Semmelweis refleksi’ deyiminin doğmasına neden oldu.
BİZ DE YIKIYORUZ
Türkiye’de herkeste zaten el yıkama ve sabun kullanma alışkanlığı var. Çünkü genlerimiz bu şekildedir. Ancak, Korona Virüsü ile mücadele de elimizi biraz daha fazla yıkamaya başladık. Birçoğumuzun eli köseleye döndü. Bu kez ellerimizi yıkadıktan ve kolonyaladıktan sonra yumuşatıcı krem veya vazelin kullanmaya başladık. Alışkanlıklarımızda değişti.
25 YIL SONRA TIRAŞ OLDUK
Bir arkadaş her akşam eve geldiğinde çoraplarını yıkarmış. Evden çalıştığı için çorap yıkamaktan kurtulduğunu sosyal medyadan duyurdu. Bende saç ve sakal tıraşımız 25 yıldır berberde oluyordum. En son sakal tıraşımı askerde kendi kendime yapmıştım. Askerden geldikten sonra berberde olmaya başladım. Kendi kendime sakal tıraşı yapmayı unuttum. Berberler geçici süre kapandı. Evde de tıraş olacak takım yok. Evdekiler marketten bana tıraş takımı aldı. Tıraş teknolojisinin geliştiğine de tanık oldum. Son model üçlü bıçaklar, tıraşı sanki kendi kendine yapıyor. Bu işten berberim zararlı çıkacak gibi duruyor.
Yazımızın başlığını ‘ Umut Yolcusu’ olarak attık. Bestesini Münir Selçuk’un yaptığı şarkı şu şekildedir: ”Aşığa Bağdat sorulmaz. Ufukları aşar gider. Ümit yolcusu yorulmaz baht izinde koşar gider” şeklinde başlıyor ve devam ediyor. Dünyada pek çok yeniliklere, devrimlere ve Rönesanslara imza atan insanlık, Korona Virüsünü de yenecektir. Hiç kimsenin umudunu kaybettiğini düşünmüyorum.
Ali Sirmen ülkemizin önemli gazetecisi ve yazarlarındandır. Uğur Mumcu’nun yakın arkadaşıdır. 12 Mart ve 12 Eylül döneminin zindanlarından sağ salim çıkmayı başarmıştır. 12 Eylül darbecilerine kafa tuttuğu için, hapisten çıktıktan sonra da yargılanması devam etmiş ve onu hiçbir şey yıldıramamıştır. Sirmen yurtdışı bağlantılı olarak Korona virüse yakalanarak, İstanbul’da hastanede tedavi altına alındı. En son kendisini Çağdaş Gazeteciler Derneği olarak Tepebaşı Belediyesi ile birlikte yaptığımız Uğur Mumcu gecesinde konuk etmiştik. Hepimiz adına Tepebaşı Belediye Başkanımız Ahmet Ataç kendisine Uğur Mumcu ödülü vermişti. Geceden sonra da kendisi ile uzunca sohbet etmiştik. Kendisine geçmiş olsun. Gelecekte bir uğur Mumcu gecesinde tekrar onunla birlikte olacağımıza inanıyoruz.
![]() |
Eski Eskişehir-Bilecik Tabip Odası Başkanı, Osmangazi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi toplumcu insan Prof. Dr. Hikmet Başmak, önceki gün 88 yaşındaki annesi Remziye Başmak Hanımefendiyi kaybetti. Remziye Hanım uzun süredir tedavi görüyordu. Prof. Dr. Başmak, Eskişehir’de mesleğinde pek çok ilklerin öncüsüdür. Aranan bir hekimdir. Her zaman toplumcu düşünmüş ve düşünmeye devam etmektedir. Karantina da olduğum için annesinin cenaze törenine katılamadık. Hocamız Hikmet Başmak’a başsağlığı diliyoruz. Anne Remziye Hanımında mekânı cennet olsun.
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!