Üç üniversitemizin bir öğretim yılı daha eğitimin uzaktan yapılmasını istemeleri çeşitli tartışmaları da beraberinde getirdi. Ardından ETO Eskişehir’de 100 bine yakın öğrencinin yüz yüze eğitime başlamamasının esnafın seri iflasının ortaya çıkmasına neden olacağını belirtti. Bazı esnaflar, Espark önünde bir araya gelerek üç üniversitenin kararını protesto etti.
Küresel salgın sonucunda, yeni bir ekonomik krize girdik. Tüm dünya ülkelerinin ekonomisi alarm veriyor. Balon gibi şişmişti. Küresel Salgın iğne etkisi yaparak ekonomileri patlattı.
Önümüzdeki gerçekleri görmek istersek, şunları görürüz. İflaslar, ekmek teknelerin kaybedilmesi, fiyat artışları ve geçim sıkıntısı karşımıza çıkar. Ekonomi de zorluklar var. Ülkemiz Akdeniz ve Ege ‘den sıkıştırılmak istenmektedir. Ekonomik sıkıntıların aşılması üretim ekonomisinin ortaya çıkarılması ile mümkün olacağı görülüyor.
Yanlış bir adlandırmayla “Serbest Piyasa Ekonomisi” diye cilalanan bugünkü Borçlanma Ekonomisinde ısrar, debelenmelerden, kargaşalıklardan ve şiddetlenen sancılardan başka bir sonuç getirmez. Özal döneminde ‘Çikita muz’ ithalatı ve yabancı para kullanılmasının özendirilmesi ile başlayan dışa bağımlılık yıllar içinde giderek arttı.
Bugün bana göre tek bir çıkış yolu bulunmaktadır. Ekonomik düzlüğe çıkmak için ETO’nun söylediği ya da Espark önünde buluşan esnafın yaptığı gibi değil, işçi ve çiftçiden sanayici ve tüccara kadar bütün üretici sınıfları birleştirilmesi ve aynı hedefe yönlendirilmesi gerekiyor. Emeği ve sermayeyi kamu önderliğinde seferber ederek Planlı Karma Ekonomiyi uygulanmalıdır. Türkiye aydınlığa ve güvenliğe ancak bu şekilde kavuşur. Yalnız ekonomi için değil, güvenliğimiz için de Avrasya iklimi ile birleşmeliyiz. Komşularımızla her alanda işbirliğine gitmeliyiz.
SERBEST PİYASA EKONOMİSİ İLE OLMAZ
Üretim Odaklı Ekonomi ’den söz ederken, istihdamı, ayrıca vurgulamalıyız. Çünkü yalnızca “yüksek teknoloji” ye taparak, geri teknolojili sermaye birikiminden vazgeçerek, çıkış yolu önerenler de vardır. Daha doğrusu bu çıkmazı, Türkiye’ye dayatanlar da bulunuyor. Oysa bu dayatma bizi, bir kez daha dönüp dolaşıp Borçlanma Ekonomisinin girdabına iter.
İleri teknoloji, ülkenin bütün emek yeteneğini seferber eden çizgide yaratılır. İleri teknoloji, dışardan zembille gelmez, ancak geri teknolojileri de kullanarak üretimi artıran bir çizgide inşa edilir. Serbest Piyasa Ekonomisi diye adlandırılan modelle teknoloji yarışı yürütülemez. Ayrıca bu program, işsizliği büyütür ve toplumsal maliyetleri yanında ekonomik maliyeti de ağırlaştırır. O nedenle Türkiye, tasarrufu artırmak, yatırımı büyütmek, ileri ve geri bütün üretim kapasitesini kullanmak, ülkenin bütün emek güçlerini seferber etmek zorundadır.
Kamu müdahalesi, ciddî planlama, devlet ve toplum disiplini olmadan, önümüzdeki zorlukların üstesinden gelemeyiz. Ekonomik atılım ve ülke güvenliği arasındaki eşgüdümü başka türlü sağlayamayız.
Bugün özel kesimin talebi de, üretime ve istihdama yönelik kamu müdahalesidir, yoksa sözüm ona “Serbest Piyasa Ekonomisi” değildir. Ya da, okul açılsın, kapansın demek de değildir. Herkes kendi kitlesinin sorunlarını ortaya koyacak, savunacak. Bu başka bir iştir.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!