Yangınlarda en çok uçakları tartıştık. Türk Hava Kurumu’nun yangın uçaklarını sorguladık. Sosyal medyadaki bir sitede Filiz Pehlivan, unutanlara bir zamanlar TUSAŞ’ın yangın uçağı yaptığını hatırlattı. Pehlivan’ın yazısı üzerine 1998 yılında TUSAŞ’ın sadece bir adat ürettiği uçağı bizde hatırladık. Cumhuriyetin kurulmasından sonra uçak üreterek, yurtdışına satan biz, sonra başta Devrim otomobili gibi, yangın uçağı projesini de rafa kaldırmışız. TUSAŞ Eskişehir ve Ankara’da faaliyetlerine devam ediyor, belki 1998 yılında denenen proje bir daha ortaya çıkarılır.
ESKİ UÇAKLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ
Filiz Pehlivan yazısında diyor ki,” Bir orman yangınları ülkesi olan Türkiye’nin elinde yangın söndürme uçakları bulunmayışının sonuçlarını acı şekilde yaşıyoruz. Peki, yakın geçmişte Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), uluslararası bilinen adıyla TAI mühendislerinin geliştirdiği yangın söndürme, itfaiye uçağı projesinin hükümetlerin ilgi gösterip harekete geçmemesi üzerine yapılamadığını biliyor musunuz? Buna, günlük siyasetten bağımsız bir “akıl tutulması” hikâyesi de denebilir”.
15 UÇAKLIK FİLO HEDEFLENMİŞTİ
Projenin taraflarının, TUSAŞ, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Türk Hava Kurumu ve TEMA Vakfı olduğunu belirten Filiz Pehlivan şunları yazdı” TUSAŞ mühendisleri yaptıkları araştırmada o dönem ABD, Kanada, Fransa ve Arjantin’de de bu çözümün kullanıldığını gördüler. Yapılan ön hesaplarda her bir uçak için dönüşüm maliyeti yaklaşık 3 Milyon USD (1998 fiyatı) olarak hesaplandı. Toplam proje maliyeti, tadil edilecek 15 uçak için yaklaşık 50 Milyon USD (1998 fiyatı), proje süresi toplam 20 ay olacaktı ve uçaklar 20 yıl boyunca hizmet verebilecekti. Dışarıdan 3-4 ay için sadece 1 uçak kiralama maliyetinin yaklaşık 1,5 Milyon USD (1998 fiyatı), yeni uçak alım maliyetinin ise yaklaşık 28 Milyon USD (1998 fiyatı) olduğu göz önüne alındığında yapılacak projenin ne kadar ülke yararına olduğu ortadaydı. Neredeyse 2 yeni uçak alım bedeli ile 15 uçaklık yangın söndürme filosu yaratılacaktı”
BİR ADET ÜRETİLDİ
Rahmetli Mesut Yılmaz’ın başbakanlığında Anavatan Partisi (ANAP), Demokratik Sol Parti (DSP) ve Demokrat Türkiye Partisi (DTP) koalisyonunun oluşturduğu 55. hükümet döneminde eski uçaklardan biri dönüştürülerek, bir adet üretilen ve orman yangınlarında başarı ile denendikten sonra, rafa kalkan projedeki uçak yapımı daha doğrusu dönüştürülmesi yeniden başlayabilir mi?
![]() |
Odunpazarı’nın kuruluş hikâyesi, kuzu ciğeri ile anlatılır. Eskişehir’e yerleşmek isteyenler kuzuyu keserler, ciğerini de şehrin muhtelif yerlerine asarlar. Ciğerin nerede bozulmayacağına bakılacak. Yerleşilecek yer havadar olacaktır. Sonuçta, çengelle asılan kuzu ciğeri en uzun süre Odunpazarında dayanır. İlk yerleşimcilerde Odunpazarına yerleşirler.
Sonra Eskişehir’in ovaya doğru yerleşimi şekil alır. Odunpazarının durumu Karadeniz de sel felaketinde kayıp sayısının 100’e ulaşmasıyla aklıma geldi. Dere yatağına yapılan evler ve tesisler iklim değişikliğinden kaynaklanan nedenler ile kayıplara neden oluyor. Fatura iklim değişliğine çıkarılıyor. Ancak, dünden bugüne olan bir şey ile karşı karşıya değiliz. Dereleri işgal ettik. HES’ler kurduk. Dünyanın damını deldik. Dünya ve ülkemizle ilgili pek çok yanlışın içine girdik. Ayrıca, dünyanın periyodik olarak çeşitli çağlara girdiği de söyleniyor. Eğer, böyle bir durum varsa tüm ülkelerin el birliği ile tedbir alması gerekiyor.
PORSUK YATAĞI
Kızılcıklı Mahmut Pehlivan Caddesi, İsmet İnönü caddesi Porsuk’un eski yataklarıdır. Haller Gençlik Merkezinin önünde tarihte yaşanan sel baskınlarının fotoğrafları var. Porsuk da ciddi bir sel kapanı çalışması yapıldı. Ancak, porsuk taşar mı? Kimimiz Porsuk Eskişehir’e yetmiyor. Taşsa ne olacak diyebilir? Karadeniz’de beklenmeyen durumlar bir anda ortaya çıkıyor. En çok yağmurun 1953 yılında metrekareye 104 kg olarak yağdığı bölgede sellerde bu miktar 250 Kg’ya kadar çıktı. Yoğurdu üfleyerek yeme zamanı geldi. Dere yataklarından uzak durmakta birinci koşul olarak karşımızda duruyor.
![]() |
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!