Hacı Bektaş Veli’nin herkes tarafından bilinen bir sözü vardır. Yüzyıllar öncesinden bize seslenen Hacı Bektaş Veli, ilimden gidilmeyen yolun sonunun karanlık olduğunu söyler.
Hacı Bektaş Veli’nin bu sözü Odunpazarı Belediyesi’nin betonlaştırmaya devam ettiği Hamamyolu projesini savunmaya çalışanları görünce aklıma geldi. Uğur Mumcu’da Hacı Bektaş Veli’den yüzyıllarca yıl sonra fikir sahibi olmadan akıl yürütenleri yazmıştı. Her ikisi de bilimin rehberliğini insanlara en doğru yol olarak göstermişlerdi.
Odunpazarı Belediyesi’nin Hamamyolu’na yabancı bir isim vererek başlattığı projeye ilk önce bizler eleştiri getirmiştik. Çünkü hemen Hamamyolu caddesinin başında oturan, yurt dışında mimarlık eğitimi gören Mimarlar Odası Başkanı Canan Oytan’ın projeye ciddi eleştirileri vardı. Projeyi koltuğunun altına alarak, ilk önce Büyükşehir Belediyesine gelen Kazım Kurt’un projeyi Büyükşehir Belediyesinde gösterdiğinde, Büyükşehir Belediyenin teknik adamlarının ciddi eleştirisi ile karşılaşmıştı. Hatta o dönem de Büyükşehir Belediyesinde teknik kadronun başında bulunan üst düzey yönetici hem de klanın yanında Kurt’dan bu projeyi yapmamasını istemişti. Projenin beton yoğunluğunun çok olduğunun altını çizmişti.
Dahası da var. Proje de bir köprü daha vardı. Bu köprü de, Yediler parkı ile Hamamyolu’nu bir birine bağlıyordu. Israrlar üzerine bu köprü projede iptal edildi. Daha korkunç bir durumun ortaya çıkması engellendi. Projeyi beğenirsin, beğenmezsin. Önemli olan yapılan eleştirileri saygı ile karşılamaktır.
Günümüzdeki teknoloji çok gelişti. Hamamyolu’nun eski fotoğrafları sosyal medyada bile dolaşıp duruyor. Hamamyolu’nun yemyeşillikleri arasından akar deresi akıyor. Bu proje ile ortadan kaldırılan ağaçlar ve zaman içinde yok edilen yeşil örtünün yerine albenisi fazla olan bir proje koyabilirsin. Bu denizi doldurup gökdelen yapmak gibi bir şey olur. Doğa tahrip olduktan sonra, bitki örtüsü yok olduktan ve son kuşlarda gittikten sonra, o alanı altın’dan yeniden yapsan beğenenler olabilir.
Hamamyolu’ndaki durum da bu şekildedir. Bilimden ayrılan sonu iyi olmuyor. Adına ‘solculuk da’ dense, gerçekler balçıkla sıvanmaz. Yanlışı savunmanın da halkta, şehirde yaşayan insanlarda bir karşılığı yoktur. Türkçe isim kullanmaya en fazla sahip çıkacak olan bir kurum Hamamyolu’na bile Hamamyolu diyemiyorsa, kültür emperyalizminin söylemlerine teslim olmuş demektir. Buna da solculuk denmez. Kısacası, halkı kandırmaya çalışmanın, yaşamda bir karşılığı yoktur. Kandırmayı çalışanları belki ‘efendiler’ alkışlar. O kadar…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!