Ülkemiz bugün başını ABD’nin çektiği emperyalist kampa ve kullanışlı enstrümanı olan PKK, FETÖ gibi unsurlara karşı vatan savunması yapmaktadır. Bugün de Amasya Genelgesi’nde belirttiği gibi “vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir”. Böyle bir ortamda milli birliğin sağlanması önem taşıyor. Milletin birliğini engelleyen, milletin arasına soğukluk sokan, kafa karışıklığına neden olan fikirleri ve davranışları iyi analiz etmemiz gerekiyor.
Bugün Atlantik yandaşlığı, Türkiye’nin tek metrekare toprağında bile tutunamayacaktır. Atatürk, çağımızın büyük devrimci önderlerinden biridir. Asya Çağının kapısını açan Türk, Rus, İran ve Çin Devrimlerinde Atatürk’ün özel bir yeri vardır. O nedenle Atatürk, hangi iklime gitseniz, “Büyük Devrimci” dir. O, 20. yüzyılın devrim mirası içinde eşsiz bir konumdadır. Atatürk’ün tarihsel duruşu tartışmasızdır. Ne dünyada, ne de Türkiye’de Atatürk’e karşı mevzilenerek hiçbir ciddî iş yapılamaz, olsa olsa vatan hainliği ve yıkıcılık yapılır. Atatürk’ü nasıl anladığını herkes sözüyle değil, duruşuyla açıklar, işiyle ortaya koyar. Toplumun değeri olan büyük tarihsel kişiliklere lafla karşı konulamaz, ancak eylemle karşı konabilir. Lafa bakarsanız, Atatürkçüden geçilmez. Ancak eyleme bakarsanız, herkesin Atatürk konusundaki konumunu sağlıklı olarak saptayabilirsiniz.
Atatürk Devriminin ilk aşaması, sekiz yıllık bir vatan savaşıdır. Daha sonra emperyalizmin ve Ortaçağ’ın dayattığı kurum ve ilişkilere karşı toplumsal-ekonomik-kültürel düzlemdeki büyük atılım geldi. Türkiye’nin Namık Kemal ve Mithat Paşalarla başlayan Millî Demokratik Devrimi, iniş çıkışlardan geçerek 1945 yılına kadar sürdü.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’nin adım adım Atlantik sistemine bağlanması nedeniyle, Atatürk’ün kesin sonuca ulaşamamıştır. Önümüzdeki hedef, Atatürk’ün düşüncelerini yeniden hayata geçirmektir. Somut olarak dile getirirsek, terörü içte ve dışta temizlemek, Vatan bütünlüğünü sağlamak, Akdeniz’den gelen tehdidi göğüslemek ve ekonomide dışa bağımlılığı ve borçlanmayı ortadan kaldırmak gerekir. Atatürk’e bağlılık, Atatürk’ün izinden gitmek, Atatürk Devrimini kesin zafere ulaştırmak, işte şimdi bu görevlerde sınanıyoruz.
Eğer bugün kendimizi Atatürk’ün yanında veya takipçisi olarak görüyorsak, ABD emperyalizminin Suriye’den kaçtığını görürüz.ABD’nin FETÖ Gladyosunu ezdiğini, terör örgütlerini hendeklere gömdüğünü, İkinci İsrail girişimini bozguna uğrattığını, Fırat Kalkanı harekâtıyla ABD-İsrail koridorunu yardığını, Atlantik’ten koparak Avrasya’daki tarihî konumuna yerleşmekte olduğunu görebilirsiniz.2019 yılında Atatürk, renkleri solan bir hatıra değil, bilinçlerimizi aydınlatan, bize yol gösteren bir ışıktır.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!