Sarar çiftinin başına gelen gasp ve hırsızlık olayı, bir insanın başına gelebilecek en kötü olaylardan biridir. Sarar çiftinin gasp edilmeleri ve şiddet görmeleri Türkiye’de üzüntüye neden olurken, merak konusu da oldu.
Bulgaristan ile ülkemizin iyi ilişkileri ve karşılıklı anlaşmalar, Bulgarların Sarar’ı gasp edenleri bulması ile sonuçlandı. Sarar olayından birkaç önce, Bulgaristan’da suç örgütlerinden birinin elebaşı Türkiye’ye kaçtı. Türk polisi ile diyaloga giren Bulgarlar, şahısın Türk polisi tarafından yakalanmasını sağladı. Türk polisi de Bulgaristan için önem taşıyan Bulgar çete liderini, Bulgar polisine anında teslim etti. Basına pek yansımasa da, Bulgaristan’da yakalanan FETÖ terör örgütünün önemli, bir ismi de Bulgarlar tarafından Türkiye’ye iade edildi.
Bulgar polisi ile Türk polisi arasındaki işbirliği zirve yapmışken, Sarar’ın olayı meydana geldi. Eskişehir Polisinin, Bulgar Polisine bildirdiği Sarar zanlıları, Bulgaristan’ın Romanya sınırında az kullanılan sınır kapısında yakalandılar. Bulgar polisi, Eskişehir polisine yardımcı olmak için şahısların ifadelerini aldı. Eğer, Bulgar polisi Romanya sınırında bu şahısları yakalanmasaydı, şahıslar Romanya üzerinden kendi ülkelerine gideceklerdi. Olayda aydınlatılamayacaktı. Bulgar polisi, Eskişehir polisinden aldığı bilgilerle olayı soruşturdu.Şahıslara doğru zamanda müdahalede bulundu.
Şahısları mahkemeye çıkardı. Şahıslar, Eskişehir’i bilmediklerini olayla ilgileri olmadığını söyledi. Tabi ki, suçlu suçlu olduğunu söyleyecek değil. Ancak, hem Bulgar polisinin, hem de Eskişehir polisi yaptığı araştırmada Zehra Sarar Hanımın ziynet eşyaları ile yabancı paralarına ulaşılamadı. Belki de, organize olan hırsızlar Eskişehir’den kaçtıktan sonra eşyaları ve paraları başka bir Moldovalıya verdiler. Şahıslar suçlarını itiraf etse veya Sarar ailesi tarafından teşhis edilseler bile çaldıklarını ortaya çıkarmayacaklar gibi duruyor.
Eskişehir merkeze çok uzak olduğu için Gürleyik’i bilmeyen Eskişehirli sayısı bir hayli fazladır. Gürleyik su zengini bir yer olmasının yanı sıra, çok nitelikli mimariye de sahiptir. Ancak, eşine az rastlanılan tarihi mekânları, evleri bakımsızlıktan yok olmaya doğru gidiyor. Su kaynakları ve doğal güzellikleri ile bir numara olan Gürleyik halkı, turisti pek sevmiyor. Çünkü ülkemizde su bulan kişiler hemen mangal yakıyor. Çöplerini suyun kıyısına bırakarak oradan ayrılıyor. Gürleyikliler, bu nedenle mahallerine turist gelmesini istemiyor. İstemedikleri içinde onlara satış yapacak, bir lokanta veya marketleri yoklar. Han ilçemizde de eskiden aynı durum vardı. Han turizm korkusunu yendi. Gerekli önlemler alınarak, Gürleyikliler de turizme sıcak bakacak hale gelebilirler.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!