Malcolm Gladwell, başarıyı araştırdığı “Çizginin Dışındakiler (Outliers)” kitabını yazalı yaklaşık on yıl oldu. Kitapta Gladwell, başarının sırları üzerine odaklanırken en önemlilerinden birinin en az 10.000 saat pratik yapmak olduğunu söylüyor.
10.000 saat pratik, 10.000 saat çalışmış olmak bir konuda uzmanlaşmak için önerilen asgari zaman dilimi.
10.000 saati güne/aya/yıla parçalayıp, karşılaştırmalar yapmadan, şu kadar yılda mı olacak demeden bir noktaya dikkat çekmek gerekiyor: Çalıştıkça daha iyi olacak.
10.000 saat kuralı olarak adlandırılan çalışma hali pek çok önyargıya kapıyı kapatıyor.
Kapasite denilen şey söz konusu “insan”sa hikâye.Çalışınca olur. Ama herkes için olur. Üzerine kat çıktığımız bir temel, aşılmaz bir kapasite yok.
Çok çalışan üzerine çalıştığı konuda sürekli daha iyi sonuçlar alacak.
Bizim zamanımızda -), “zeki ama çalışmıyor benim çocuğum” şeklinde popüler bir cümle vardı. Hatta öğretmenler de söylerdi. Zeki ama çalışmıyor… Olduğu varsayılan, tanımı belirsiz bir şey: zekâ, gizli gizli övülür, çalışmak yerilirdi. Sonra vay komşunun çocuğu o bölümü nasıl kazandı.
Çalışmak, çok çalışmak, odaklanmak, doğru şekilde pratik yapmak her konuda esas.
Komşunun çocuğu bayramın birinci günü sabahı da çalışıyordu ki artık çalışmanın en uç noktasıdır.
Çok çalışmanın başarı getirmesi hali üniversite sınavına hazırlanan bir genç için de geçerli, uzmanlığı dünyaca ünlü biri için de.
Kısıtlamalar inşa etmenin kimseye faydası olmaz. Yetenekle ilgili olduğu varsayıla her konu gelişmeye açıktır.
Tersine bakalım. Hiç çalışmamış, az çalışmış, ama alanında uzman olmuş, başarılı olmuş örnek de yok (Şeyma Subaşı kaideyi bozmaz.)
Ortada övülecek bir yetenek yok.
Bir çırpıda anlaşılacak zekâ örnekleri yok.
10.000 saat hesabı yapmak yerine çalışınca aşılamayacak engel olmadığını, başarının kenarları yetenekle kalınca çizilmiş bir ölçütü olmadığını kabul etmek gerekli.
Mozart’ın dahi dâhi mi yoksa kapasitesinin çok çok üstünde çalışan biri mi olduğu pek çok araştırmaya konu olmuş.
Mozart’ın babası Leopold Mozart’ın keman çalan ve keman için metot yazan bir müzik adamı olduğu ve Mozart’ı üç yaşında dahi çok yoğun çalıştırıyor olduğu gerçeği çoğu zaman göz ardı edilmiş.
Dolayısı ile neye yeteneğimiz olduğunu bulmaya çalışmanın da anlamı yok.
Kendi kendimizi bir konuda iyi olmadığımıza ikna etmenin de bir anlamı yok.
Elimizde değiştiremeyeceğimiz bir “ölçü kabı” yok.
Az çalışmak var sadece. Yeterince çalışmamış olmak…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!