2 Eylül 2019 günü, 2019-2020 yeni adli yıl açılış töreni gerçekleşecek.
Bu yıl Yargıtay Başkanlığı’nın töreni Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlemesi ve Baro Başkanlıklarını da davet etmesi, baro başkanlıklarının bir kısmının “katılmıyoruz” demesi ve bunu ilişkin sundukları gerekçeler ile “Adli Yıl Açılış Töreni” çok konuşulur hale geldi.
Barolar Birliği Başkanı törene katılacak.
Bazı barolar katılırken, bazı barolar katılmayacak.
Katılmayan barolar diyor ki:
“Biz yargıya güven duymuyoruz. Yargı bağımsız değil. Yargı siyasi kararlar alıyor. Orası da saray sayılır”
Bu durumda sorulması gereken soru şudur;
Adli yıl açılış töreninin kamuya ait Cumhurbaşkanlığı Kongre Merkezinde yapılması yargı bağımsızlığı gerçekten etkiler mi?
Etkiler diyorsak sorular devam ediyor:
Törenin yapıldığı yer, yargı bağımsızlığını ne şekilde etkiler?
Yargı mensuplarının, hâkimlerin yasama ya da yürütme mensuplarının birbiri ile diyalog kurması mı yargı bağımsızlığını etkileyecek olan?
Herhalde bu kadar basit değildir.
Anayasanın 104'üncü maddesinde “Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk milletinin birliğini temsil eder, Anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir” deniyor.
Cumhurbaşkanı devletin birliğini temsil ediyor.
Adli yıl açılış töreni, uygulayıcıların sorunları paylaşması ve sorunların değerlendirilebilmesi için uygun bir ortam.
Bağımsız yargının ve savunmanın sorunlarının, kanun koyucu yasamanın ve uygulayıcı yürütmenin katkıları ile ancak çözülebilmesi de demokratik sistemin ve Anayasamızın gereği.
Yargı’nın, yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanlığının ismini taşıyan bir yerde tören düzenlemesinin sembolik bir anlamımı var?
Eğer varsa böyle bir anlamı törenin yapıldığı yerin, Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlendiği ilk tarihte aramak gerekli. 15 Temmuz 2016 sonrasında…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!