Ankara Barosu ülkemizin en yüksek üyeye sahip barolarından biri. Bu baronun imzası ile Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Ali ERBAŞ’ın cuma hutbesinde yaptığı konuşmanın bir bölümüne karşı açıklama yayınlandı.
24.04.2020 tarihli cuma hutbesinde “kötülüklere karşı topyekün mücadele mesajı verip, İslam dininin inanç, ibadet ve ahlak esasları hakkında toplumu aydınlatma görevini” yerine getiren diyanet işleri başkanına karşı.
633 Sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş Ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 1. maddesi uyarınca dini konularda toplumu aydınlatmak görevi tevdii edilen Diyanet İşleri Başkanı, kanuni yükümlülüğünü de yerine getirirken.
Açıklamanın içeriğini tekrar anmak istemiyorum, yersizliği apaçık ortada, dini değerleri aşağılamaya yeltenen bir açıklama.
***
Zorlu bir dönemden geçiyoruz.
Meslek kuruluşları, odalar üyeleri için ardı ardına çalışmalar yapıyor.
Üyelerinin sorunları ile ilgili gündem oluşturup, taleplerde bulunuyorlar.
Bu sorunlara çözüm aranıyor. Bir kısmına çözüm bulunuyor.
Peki barolar ne yapıyor? En büyük barolarımızdan birinin açıklamasını işte böyle bir dönemde hazır vakit de varken, canınız sıkıldıkça açıp açıp okuyabilirsiniz.
Bakın avukatların sorunlarına ilişkin nasıl öneriler getirmişler.
***
Böyle zorlu bir dönemde, yargının önemli sacayağı, avukatların payına düşen koca bir hiç.
Salgın hastalık yargının mevcut sorunları arttırdığı gibi, yenilerini de ekledi.
Yargıda dava sürelerinin uzunluğu, hak aramanın ve ulaşmanın zorluğu olarak karşımıza çıkıyor, bu aşamada müvekkillerine açıklama yapmak zorunda olan avukatların yükünü kat be kat arttırıyor.
Yargıda sürelerin uzunluğu hali hazırda ciddi sorun iken 15 Hazirana kadar sürelerin durması ile bu sorun kangren oldu. Ardından yaz kararnameleri ile hakimlerin tayin olması, yeni tayinlerin göreve başlaması gerçekleşecek ve duruşma tarihleri çoğunlukla Eylül ayına kalacak.
Devam eden davanın sürekli celse atması dava sahibi için olduğu kadar avukat içinde büyük problem. Avukatın da işinin ve işyerinin devamı, kazancı, geçimi, bu işleyişe bağlı.
İşi duran avukat için özel bir önlem yok. Özel bir önlem talep eden, çalışma yapan, öneri getiren baro da yok.
Sürelerin 15 Hazirana kadar uzatılması ile baroların gündeme getireceği konunun, sürelerin erkene çekilmesi, dava işlemlerin online olarak ilerleyebilmesi için talepler ya da özel önlem önerileri olması beklenirken gündeme gelen konular bambaşka.
Avukatların sorunları var. Sayısı katlanarak, bu kadar katlanarak artan başka fakülte yok. Fakülte sayısının bu denli artması, öğretim görevlisi kısıtlılığına rağmen artması hukuk mesleklerindeki yeterlilik oranını düşürüyor. Sadece avukatlıkta değil tüm hukuk mesleklerinde düşürüyor. Sonrası yine sorun. Toplumun hak aradığı her alana katman katman yayılan sorunlar hem de…
Barolar bu sorunların neresinde. Gündem oluşturmanın, kendi hakkını aramanın, takipçi olmanın neresinde.
Hiç işte. Kocaman bir hiç. Bize de yazık…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!