“Önce ben” de değil. Daha da başka bir şey. “Özgüven” de değil. Hiçbir derdin yokmuş gibi. Delice bir ispatlama hali. Her şeyi kategorize edip, kendini bir türlü bir yerlere koyamama hali.
Ben ama benden başka herkesle ilgili. Öyle çok sorunun başı, ortası, sonu ki. Gulliver’in araftaki hali.
Bir türlü boyunu ölçememe, kendini bilememe ama hep deneme hali.
Didişirken sorumluluklarını unutanın hali.
“Ayna ayna söyle bana, benden daha…..”nın gündelik hali.
Her gün aynı soruyu soruyor.
Sonra ego ve izmleri köşeler kapıyor.
Unvanlar alıyor. Kararlar veriyor. Ama hep yanlış veriyor.
Gözleri bağlı, içindeki o fısıltıya uyarak: “üstünüm”
Kendine ait bir bahçesi olmalı insanın. “Bir gün herkes kendi bahçesine” dediklerinde gideceği. Çiçekler yetiştirmeli orada.
Bahçesinde çiçekler yetişmeyen egoist olur.
Ne güzel de kenetlendik, bir olduk
Bulaşık fırçası olduğunu “Google” bile söyler. Görsellerde aratalım. Fırça işte.
O fırça bizi kenetleyiverdi.
Milli Futbol takımımızın Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2020) İzlanda maçı için Keflavik'e gittiği esnada basın mensuplarına açıklama yapan milli futbolcu Emre Belezoğlu’na muhabirlerin mikrofonları ile beraber bir de fırça uzatılıyor.
Fırça, işte o fırça.
Haberlere, “Emre Belezoğlu’na tuvalet fırçası uzatıldı. Büyük terbiyesizlik” şeklinde yansıyor. Milli futbolcularımızın, “pasaport kontrolü” adı altında saatlerce bekletilmesi kurumlara izafe edilebilecek bir davranış, saygısızlık ve tepkiyi hak ediyor.
Fırçayı uzatan Corentin Siamang Belçikalı. Tesadüfen orada bulunan biri. Herhangi bir kuruluşun muhabiri değil.
Yaptığı davranışın kendinden başka sorumlusu yok. Milletimizi küçük düşürmeye çalışma teşebbüsü mü yoksa kendi çapında bir espri anlayışı mı diye düşünürken… Belçika’da yaşayan Türkler, Corentin Siamang’ı buluyor, görüşüyor. Aslında ilgisiz bir espri çabası olduğu anlaşılıyor. Corentin Siamang, Türkiye forması giyerek özür diliyor.
Ama işte o fırça bizi ne güzel de kenetledi, birlik ve beraberlik içinde… Başka yerde yaşayamayız biz…

SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!