Ekrem İmamoğlu 23 Haziran’da yapılacak seçimi kazanabilir de....
Hukuka uygunluğu seçimin olası sonuçları ile denetleyemezsiniz.
Bu siyasi sonuçlarını değerlendirmek olur.
Hukuka uygunluk ile siyasi sonuçlarının değerlendirilmesi bambaşka şeylerdir.
Olası sonuçlar üzerinden, farklı olaylar, farklı kararlar üzerinden hukuka yaslanıp hukuka aykırılığı siyaset gereği tavsiye edemezsiniz.
Seçin!
Hukuk mu siyaset mi?
YSK ilk kez seçim iptal etmiyordu….
Genel Başkanı seçimin iptali yönünde oy kullanan hakimlere hakaret eden parti de, öncesinde hiçbir seçimin iptali için başvurmamış değildi.
Hukuka uygunluk, “A partisi kazansa da aynı başvuruyu yapmazdı. Bu nedenle başvurusu hukuka aykırıdır” şeklinde bir mantıkla denetlenmiyordu.
“Seçimi A partisi kazansa idi, şimdi seçimin iptali yönünde oy kullanan hakimler o zaman bu şekilde oy kullanmazdı” niyet okuyuculuğunun da hukukla ilgisi yoktu.
Seçim iptalini ülkede hukuk güvenliği kalmadığı şeklinde çerçevelemek de hukukun üstünlüğüne katkı sağlıyor değildi.
Ekrem İmamoğlu, lehine seçimden çekilenler düşünüldüğünde, tekrarlanan seçimi kazanabilir de.
Seçimin tekrarlanmaması gereğini belli ölçekte siyaset ile açıklayabilirsiniz.
Siyasi alanı hukukla ne kadar iç içe geçirirseniz orada problem çıkar.
Ana muhalefet partisi lideri olarak -sadece olanı- anlatmıyorsunuz.
“Bence şuna göre seçim kurulunun verdiği karar yanlıştır” demiyorsunuz.
Seçim kurulu hâkimlerinin, kanunu yanlış yorumladığını da iddia etmiyorsunuz.
Olanı eksik anlatıp, daha gerekçesini görmediğiniz kararı sadece sandık kurullarına hapsedip, hâkimlere hakaret ediyorsunuz.
Üstüne de hukukun üstünlüğüne hizmet ediyorsunuz(!)
Ne güzel…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!