İlkokuldayım. İnsan çantasını unutur mu? O gülle gibi çantamı okulda unutmuşum. Bir sınıf arkadaşım almış evine götürmüş. Cep telefonu da olmadığına göre evi falan aramış olmalı. Çantamı almaya gidiyoruz. Sokak var ama bulvar yok henüz. Her yer tarla. Bulvarın altında su geçiyor. Üzerinde geniş halkalar olan taş kapaklar var. Taş kapaklara basınca kaybolup gitmekten korkuyorsun.
Bulvar açılmış. Evden çıkıp dolmuşa binmek için o sokaktan geçip bulvara çıkıyorum. Bazen dolmuştan erken inip yürüyoruz. En büyük sosyal aktivite olarak Migros otoparkının duvarında oturuyoruz.
Kayıhan sokak o sokak işte, Migros otoparkının yanındaki sokak.
Haberi okuyunca en tanıdık gelen sokak. Haber şu:
Konuşmaların ardından Adalar Sokak, Başarılı Sokak, Kayıhan Sokak, Millet Caddesi, Fakülte Sokak, Sarılar Sokak, Nilüfer Sokak, 511. Sokak oy çokluğu ile içkili yerler bölgesi olarak tespit edildi.
Konuşmaların öncesi de şu. Odunpazarı Belediye Meclisinde bazı bölgelerin İçkili Yerler Bölgesine dâhil edilmesi ile ilgili tartışma yaşanıyor. Mevzuata göre alkol ruhsatı ancak içkili yerler bölgesinde yer alan işyerlerine verilebiliyor.
Resmî ve özel okul binaları, ilk ve orta öğretim öğrencilerinin barındığı öğrenci yurtları ile anaokullarına yüz metreden yakın mesafe içinde,
Hükümet binaları, hapishane ve ıslah evleri; her türlü mabet, dini kurum ve kuruluşlar; sanat müesseseleri ve benzeri yakınlarında tespit edilemiyor.
Bu ve benzeri birkaç kısıtlama dışında mülki idare amirinin genel asayiş ve güvenlik yönünden görüşleri doğrultusunda tespiti belediye meclisine bırakılmış.
Bu yeni bölgeler “oy çokluğu” ile kabul edilmiş. CHP Grubunun kabul, AK Parti grubunun karşı oyu ile.
Odunpazarı’nda şu an 166 içkili bölge varken buna 92 içkili bölge daha ekleniyor. Bu kadar içkili yerin güvenliği nasıl sağlanacak? Emniyet birimleri de asayiş açısından uygun olmadığını söylüyor. Okullar Bölgesine yakın oluşu da uygunsuz diyor AK Parti grubu.
CHP Grubundan bir meclis üyesi, “Fiyatların yüksek olması sebebiyle sahte içkiden son günlerde ölen vatandaşlarımız var. Bizler vatandaşlardan gelen talepleri değerlendiriyoruz.” Diyor.
Belediye Başkanı ise: "Hukuki bir talep var. Hukuka uygun olarak bir karar vermemiz lazım. İçkili yerler bölgesi ilan etmek ne CHP'lilerin işi ne de karşı çıkmak AK Partililerin işi. Değerlendirmeyi objektif yapmalıyız. Yönetmeliğin 30. Maddesi ortada. Kriterleri doğru uygulamalıyız. Biz suçla, suçluyla bu işi açıklamayız.
Türk toplumunda yüz yıllardır alkol var. İhtiyaç duyuyorsa insanlar mekan açar.” Demiş. “Vatandaşın en doğal hakkı, Anayasa’da olan ticaret yapma hakkı bu. Çok abartmanın anlamı yoktur.” Diye de eklemiş.
Doğru olduğu varsayımından hareketle şöyle yapalım. Bahsi geçen 30. Madde’de tespit edilemeyeceği söylenen bölgeler bir çembere alınsın. Okulların, ibadethanelerin, hükümet binalarının yüz metre dışındaki alanlar topluca içkili yerler bölgesi ilan edilsin. Dileyen herkese ruhsat verilsin, vatandaş ticaretini yapsın.
Madem Türk Toplumunda yüz yıllardır alkol var. Açık alanda alkol almak serbest olsun, parklarda, bahçelerde yol kenarlarında alkol tüketilebilsin.
Bu işi suçla, suçluyla açıklayamayacağımıza göre kişinin kendi kendini kontrolünde alkolün etkisi yok varsayacağız. Araç içlerinde alkol tüketilsin. Hem yol kenarlarında şehir manzarasına karşı, hem de seyahat halinde iken. Zaten araçlarda şişe ya da kutu içecek için yer de var.
Toplu taşımanın neyi eksik? Neden toplumun gerçeğinden mahrum kalsın toplu taşıma? Toplu taşımada da alkol tüketilsin hem yolcular hem de araç kullanıcısı tarafından.
Toplu taşımadaki araç kullanıcısının vazifesi başında alkol alması yanında alkol alamayan diğer vazife sahiplerine eşitsizlik olmaması için herkes vazifesi başında alkol alsın. Ekskavatör operatörleri de buna dahil olsun.
Tüm iş makinaları operatörleri ekskavatör operatörüne katılsın. Fabrika da hat başında duranlar artık çay molası vermesin.
Kamu görevlileri ile devam eden liste, en son vazife başındaki cerrahlar ile son bulsun. Herkes her saat her şekilde alkol alsın.
Neden olmasın?
İnançtan bağımsız olarak düşünelim.
İnanıştan bağımsız olarak, sabah günaydın dediğiniz komşunuz “zil zurna” tabir edilen cinste olsun. Size desin ki çocuğunuzu okula ben bırakabilirim.
Alkolün duyma, düşünme ve motor beceriler üzerindeki etkisini anlatmak için tüylerinizi daha fazla “diken diken” etmeyeceğim.
Böyle bir şey nasıl suç ve suçlu ile ilgili olmaz?
Böyle bir şey nasıl asayiş ve güvenlikle ilgili olmaz?
Mülki amirin güvenlik sağlanamaz dediği noktalardan bahsediyorsunuz.
Eskişehir’de az sayıda alkollü mekan olduğu için mi insanlar sahte içkiden ölüyor. Merdiven altı Fakülte Sokak içkili yerler bölgesine dahil edilince sahte üretiminden mi vazgeçecek?
“İnanış”tan tamamen bağımsız olarak düşünün. Görgüye, bilgiye, deneyime dayalı düşünün.
Ve deyin ki, hiç sorun yok. Denetimi, kısıtı gereken bir durum yok ortada. Konunun kamu sağlığı, kamu güvenliği ile ilgisi yok. Migrosun diğer yanında okul da yok.
Böyle olmayacak. İçkili yerler tespiti belediye meclislerinden alınsın, kadınlara verilsin. O sokaktan rahatça yürüyüp evine gidemeyecekse bir kadın, “Çok da abartmanın anlamı yok.” Denilemesin.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!