Bazen şöyle oluyor. Bir konuyu tüm ayrıntıları ile bir kişiye anlatıyorsunuz. Konu hukuki bir konu ise yasa maddelerini, yasa maddelerini yorumlayan yargı kararlarını gösteriyorsunuz. Karşınızdaki kişi konuyu ve değerlendirilmesini anladığını söylüyor.
Birkaç gün sonra ise görüştüğümüz kişi tekrar çıkageliyor. “Ben sordum, ben duydum, dediler ki” diyor… “O konu öyle değilmiş.” Konuşulan, anlatılan her şey çöp… Konuya dayanak olan yasanın, yönetmeliğin, yargı kararlarının hiç önemi yok. “Duydum ki” bir anda sihirli cümle oluveriyor. Duyulan kişinin dahi önemi yok. Duyanı hipnotize ediyor.
Asfalttttttt parasının tahsil zorunluluğu da aynen böyle bir şey işte.
Kanunda, yönetmelikte “yol harcamalarına katılma payı” olarak geçen bu “payın”, şehirde yaşayanlardan tahsil zorunluluğunun olup olmadığı, siz gönderdikçe, sürekli size geri gelen bir konu.
Kanun koyucu, yani Türkiye Büyük Millet Meclisi kanun değişikliği yapıyor.
Kanunda bu pay için “alınır” derken, bunu “alınabilir” olarak değiştiriyor.
Bu değişikliğin anlamı -kanun koyucunun iradesi- “alınabilir” lafzına rağmen hâlâ ısrarla “almak zorundayız” şeklinde servis ediliyor.
Sonra bu servise şöyle bir sunum ayrıntısı konuluyor: “Bakın bir önceki dönem Büyükşehir Belediye Meclis çoğunluğu AK Parti’de idi. AK Partili çoğunluk alınmaması yönünde karar almıştı. Bu karara karşı Büyükşehir Belediye Başkanı dava açmıştı. O davayı kazandı. Mahkeme alınması gerek dedi”…
İşte ana yemeği bu havalı sunum ile getirenlere şu açıklamayı yapıyorsunuz. Mahkeme alınan kararın gerekçesini sorguladı. Gerekçenin kamu yararına ilişkin olduğu yeterince anlatılmazsa. Sanki şehrin bir kısmından tahsilat yapılacak bir kısmından yapılmayacak intibası oluşturulursa, böyle bir karar çıkabiliyor. Bu alınmasının zorunlu olduğunu göstermez, diyorsunuz.
Ama sunum havalı, ana yemek cazip. İnsanın yiyesi geliyor….
Sonra…
Bu karar sonunda tahsilat için tahakkuk evrakı ve ödeme emri gönderilen bazı Eskişehirliler dava açıyor. Açılan bu davalarda yapılan inceleme sonucu İdare Mahkemesi dava açan kişinin ödemesini iptal ederken. Gerekçesini açıklıyor. Diyor ki: “Sen bunu yol harcamalarına katılma payı adı altında vatandaştan tahsil edemezsin. Yaptığın kanuna aykırı. Kanunun öngördüğü payı alabileceğin bir konu değil bu. Sen kaldırımın üstüne milyonluk baskılı desen uygulaması yaptırmışsın, onun ücretini tahsile çalışıyorsun. Yolların 15 metresinden fazlasına ait giderler belediyeye ait, sen bunun tahsil edemezsin.”
Emek’te, Ertaş’ta, Vişnelik’te, Atatürk Bulvarı’nda dava açan kişilerin ödemesini iptal ediyor.
Meclisin alınır/alınmaz kararından bağımsız olarak… “Zaten getirilen bedel vatandaşa yüklenebilecek bir bedel değil” diyor.
Bu kararlara rağmen, bu hafta taksitini ödemeyenlere yeni ödeme emirleri gidiyor.
Soranlara, bırakın zorunluluğu, kanuna aykırı bir bedelin tahsil edildiğini anlatıyorsunuz.
Ama sunum, ana yemek, bir de üstüne gelen tatlı hala cazip.
Mecburuz, bizden bunu tahsil eden belediyeler de mecbur yoksa almazlardı, diyenler için…
Afiyet olsun…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!