Oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ 6 ila 10 yıl hapis cezası ile yargılanıyor
Duruşması var. Duruşma çıkışı ya da duruşma öncesi herhangi bir zamanda farklı bir asliye ceza mahkemesi hakimi kendisi ile fotoğraf çektiriyor.
Fotoğraf çektirip fotoğrafı da saklamıyor. Fotoğrafı “günün sürprizi” notu ile kendi sosyal medya hesabında paylaşıyor.
Bu fotoğraf bence sorun...
Kıvanç Tatlıtuğ ile fotoğraf çektirenin -neyse ki- yargılandığı mahkemenin hakimi olmasından daha az kötü bir durum bir başka mahkemenin hakimi olması.
Kötü olan ise şu, adliyede bir hakimin bir sanıkla fotoğraf çektirip bunun kendisi için sevindirici bir olay olduğunu belirtir şekilde yayınlaması.
Sorun da şu: Yargının tarafsızlığına olan inancımızı sarsıyor. Bize bu sanık, kanun uygulayıcıları karşısında diğer sanıklarla eşit değil diye düşündürüyor.
Yargıya güvenmek önemli. Yargıya güven yargıyı uygulayanlara güveni içeriyor öncelikle.
Kimsenin yargıya duyduğumuz güveni sarsmaya hakkı yok!
Ceza hakimi iseniz bir başka mahkemenin sanığı ile çektirdiğiniz fotoğraftan sosyal medyada beğeni bekleyemezsiniz.
“Bence” bunu eleştirmek en doğal hakkımız.
Eleştirmemek sorun.
Peki eleştirilmediği de oldu mu? Hakimin yargıya olan güveni zedelediği ve kimsenin ses çıkarmadığı sanki hiçbir şey olmamış gibi davrandığı oldu mu?
Değil anlatmak aslında hatırlamak dahi istemiyorum.
Zamanın birinde öncesinde de önemli görevler yapmış bir başkan bir ceza mahkemesinde “iftira” suçu ile yargılanmış ve beraat etmişti.
Önemli bir görev yapan tanınmış birinin yargılanması zaten hem suçtan zarar gören hem de kamuoyu için “eşit yargılanma” konusunda şüphe uyandırmaya müsait bir zemindir.
Bu kişi herkes ile aynı şartlarda mı yargılanacak? Hakimin davranışı, sonucunda kararı aynı durumda bir başkası olsa idi olacağı gibi mi olacak?
Sanık tanınmış, sanık güçlü.
Tam da daha çok özen gösterilmesi gereken bir durum var derken.
İlk duruşma ile ikinci duruşma arasında asliye ceza hakiminin kızı sanığın başkanı olduğu kurumda işe giriyor. Avukat olarak hem de.
Sırası mı? Uygun mu? Sakıncasız mı? Ne olacak canım bundan mı?
Sizce?
Müşteki yani suçtan zarar gören bu durumu öğreniyor. Hakimin bu davaya bakmaktan çekilmesini istiyor.
Hakim mi? Çekilmiyor. İtiraz makamı mı? Bu hakimin reddi sebeplerinden biri değil diyor.
Hakimin kendisi ile birlikte yaşayan çocuğu “hukukçu” olarak sanığın başkan olduğu kurumda işe başlıyor.
Duruşmalar devam ederken tam da.
Görevi hukuki danışmanlık içeriyor. Ve başkanı yargılayan kişi de kendisi ile aynı konutta yaşayan babası.
Ne mi oluyor? Hiçbir şey. Kimse çekilmiyor, kimse çekinmiyor.
Bu olayı duymuş muydunuz? O davanın sanığını biliyor musunuz? Duymadınız mı?
Bir Kıvanç Tatlıtuğ değil demek ki.
Belki gerçekten hiçbir şey yoktur...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!