Covid-19'un Türkiye gündemine girmesinin üzerinden yaklaşık 16 ay geçti. Bu süre zarfında Covid-19'dan 45 bine yakın (günde ortalama 93) vatandaşımızın vefat ettiği duyuruldu. (Önemli bir bölümünün Covid-19 tedavisi için verilen ilaçlar nedeniyle öldüğü ileri sürülüyor...)
Bir günde 83 milyon nüfusu olan bir ülkede 93 kişinin vefatına sebep olan Covid-19 virüsü nedeniyle ülkenin bir bölümü neredeyse 16 aydır kapalı! Düğün salonları, kafeler, restoranlar, kahvehaneler, hamamlar, spor salonları, halı sahalar bu süreçte en çok zarar gören iş kolları.
TAM KAPANMA DA HEDEFLERE ULAŞMADA YETERLİ OLMADI
En son sözde Bilim Kurulunun önerisi ile 17 günlük tam kapanma gerçekleştirildi. Dün sabah 05.00 itibariyle sona eren tam kapanmada vaka sayılarının 5 bine kadar düşmesi bekleniyordu ancak 10 binin biraz üzerinde bulunuyordu önceki akşam itibariyle. Hedefe ulaşılmasına biraz kalmış gibi görünüyor.
Tam kapanma arzu edilen rakamların elde edilmesine yaramadı. Vaka sayısı düşse de ölüm sayısı halen oldukça yüksek seyrediyor. Diğer yandan 17 günlük tam kapanma, bazı sektörler için 1 Haziran'a kadar uzatıldı. Beklenti başta lokantalar, kafeler olmak üzere yukarıda saydığımız iş kollarında kurallara uyularak çalışılmaya başlanabilmesiydi. Ancak bu ne yazık ki olmadı.
İSRAİL, ABD VE İNGİLTERE MASKELERİ VE SOSYAL MESAFEYİ ATARKEN...
İsrail, İngiltere ve ABD gibi ülkelerde maskeler çıkarılırken, partiler, sokak eğlenceleri düzenlenirken ülkemizde halen kapanmanın devam etmesi, özellikle bazı sektörlerdeki insanlarımızı hayli öfkelendirdi. Özellikle küçük esnafın isyanı giderek büyüyor. Çevresi tarafından kuşatılmış ve adeta halkla arasına barikatlar kurulmuş Cumhurbaşkanı Erdoğan bu durumları henüz tam göremezken AK Parti MKYK (Merkez Karar ve Yönetim Kurulu) Üyeleri Metin Külünk ve Burhan Sakallı konuyla ilgili oldukça uyarıcı mesajlar verdiler sosyal medya hesaplarından.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yakın isimlerden Metin Külünk, tam kapanmanın sona ermesinden sonra özellikle bazı sektörlerdeki kapanmaların devam etmesine tepki göstererek sosyal medya hesabından şunları yazdı:
METİN KÜLÜNK: SOKAĞIN TEPKİSİNE NEDEN OLACAK BU GENELEYİ GÖZDEN GEÇİRİN!
"17 günlük tam kapanma sonrası kamuoyundaki minimum beklenti; Kademeli olsa da hızlı 'Normalleşme Dönemine Geçiyoruz...' moralli günlerine girmekti;
Özellikle başından beri sanki salgının tek merkezi Restorantlarmış gibi muameleyi bırakıp;
Ayrıca tuhaf çelişkili izlenimi veren başka serbestliklerin bir mantığa oturması da bekleniyordu.
Ancak genelge bu morali vermiyor; Çünkü 'Kademe Takvimi' yok. Sadece 'ikinci bir emre kadar durum bu' haberi var. Üstelik bu serbestlik zaten 17 gün öncesi aylardır olan durumla aynı.
Kafa karışıklığına ve sokağın büyük tepkisine neden olacağı net olan bu genelgenin acilen revize edilmesi ve 'Kademe' mantığıyla yasaklanan ne varsa... Bir tarih öngörüsü olmalı.
Hatta vatandaşımız 'Bize nefes aldırın; Biz kurallara belirgin uymazsak; Kademe kademe yasak gelsin!... Fakat biz hep itaat ediyoruz; siz artık halden anlamaz oldunuz...' tepkisini verecektir.
1 Haziran sonrasında ise Türkiye’nin küresel düzenin dayatmalarından koptuğu, kendi normalini oluşturulduğu bir süreç için güçlü bir halk desteği oluşmuş durumda iken bunu değerlendirmek gerekir;
Aksi halde 'Belirsiz Normalleşme Genelgesi' işlevinde bu tarz planlar gerçekten sadece anormalleşmeyi besler. Lütfen hızla gözden geçirilsin. #Lütfenhızlagözdengeçirilsin”
BURHAN SAKALLI: YARIN TÜM KEPENKLERİ AÇMALIYIZ, BEKLENTİ BUDUR
Diğer yandan Eskişehir'in yakından tanıdığı, nerede bulunursa bulunsun halka her zaman yakın olan, AK Parti'nin son büyük kongresinde MKYK üyeliğine seçilen, Odunpazarı eski Belediye Başkanı, AK Parti 2019 Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Burhan Sakallı da aynı konuda görüşlerini sosyal medyada paylaştı. Sakallı da şu ifadeleri kullandı:
"Tüm pandemi sürecinde esnaflarımız özellikle de yeme içme sektörü lokanta, restoran ve cafe işletmecilerimiz büyük zarar gördü.
Şimdi normalleşme sürecinde bu esnaflarımızın daha fazla işini, aşını, ekmeğini kaybetmemesi için yarın tüm kepenkleri açmalıyız.
Beklenti budur!"
ERDOĞAN'I SEVMEK VE ONUN BÜYÜK TÜRKİYE DAVASINA HİZMET ETMEK İŞTE BÖYLE OLUR!
AK Parti içinden çıkan ve halkın sıkıntılarının farkında olduklarını ortaya koyan bu sesler, hiç şüphesiz bu sürecin her türlü mağduriyetini yaşayan vatandaşlarımızın takdirini kazandılar. Belki bu paylaşımları nedeniyle parti içinden bazı tepkilerle karşılaştılar. Ancak şu kadarını söyleyelim: Külünk ve Sakallı'nın şu dönemde mağdur olan kesimlerin sesi olmaları AK Parti adına kimi umutların tekrar yeşermesine neden olmuştur.
Bu iki isim de bu konuda vatandaşın, mağdur esnafın sesi olarak hem Erdoğan'a hem AK Parti'ye hem de biz vatandaşlara faydalı olmaya çalıştıklarını, bu konuda samimi olduklarını ortaya koymuşlardır. Erdoğan'ı sevmek ve onun davasına (Büyük Türkiye) hizmet etmek de işte böyle olmalıdır. Pandemi kısıtlamalarının çok da bir işe yaramadığını hepimiz biliyoruz. Bunları sık sık dile de getiriyoruz. Ancak Erdoğan'ın çevresindeki Külünk ve Sakallı gibi isimlerin de bu şikayetleri, bu sıkıntıları dile getirmeleri hiç şüphesiz çok daha etkili olacak, en üst düzeyde farkındalık meydana gelmesini sağlayacaktır.
Tam da bu yüzden, hem Metin Külünk'ü hem de Burhan Sakallı'yı, mağdur kesimlerin sesi oldukları için tebrik ediyoruz.
![]() |
Pandemi kısıtlamaları nedeniyle mağdur olan çok sayıda çalışan, esnaf ve ticaret erbabı var. Toplumun önemli bir bölümü kapanma sürecinde yaşadığı mağduriyetten daha çok kısıtlamaların bazı kesimleri mağdur edecek şekilde düzenlenmesine ya da kısıtlamalarda mağdur olanların bir kısmına destek verilirken bir kısmına hiçbir destekten yararlanma fırsatının verilmemesine tepki gösteriyor.
İşte o tepkilerden birisi. Aydın Demirhan sosyal medya hesabından tepkilerini şu şekilde dile getirmiş:
"Kapanmaya geldi mi bütün esnaf kardeşimiz iş yerlerini kapatıyor. Ama desteklemeye gelince şartları uyuyanlara destek var. Peki şartları taşımayan insanımıza kim sahip çıkacak, onların sıkıntısı nasıl giderilecek?
Bu kategorideki olan kardeşlerimizin ihtiyaçları daha fazla. Bunlara kapıları kapatmak sosyal devlet anlayışına uyar mı? Bu kardeşlerimizin sesini kim duyuracak?
Sessiz yığınlar ve kimsesizlik duygusu içerisindeler. Belki diyebilirsiniz odalar var. Evet odadan gelen mesaj bu yılın aidatları şu kadar...
Bu kardeşlerimizin önünü açacak düzenlemenin yapılması ve acilen desteklenmesi gerekir. Aksi takdirde yeni bir işsizler ordusu ile karşılaşırız. Daha acısı yeni aile felaketlerinin yaşanması kaçınılmaz olur. Çağrım duyarlı herkesedir..."
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!