Duyduğumuzda inanamayacağımız ne kadar çok habere konu oluyor yaşadığımız şehir böyle!
Herhalde heyecan eksik olmasın diye, gerginlik hiç bitmesin diye yaşanmıyordur onca şey!
Her neyse, konuya girelim...
Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampusu içinde bir kız öğrenci yurdu var Kredi Yurtlar Kurumuna ait. Yani özel bir yurt değil, devlet yurdu!
Bir gece yarısı orta yaşlarda bir erkek kampus ile aynı isme sahip bu yurda giriyor. Büyük şaşkınlık, kızgınlık ve karmaşa yaşanıyor.
Eskişehir yine gündem oluyor. Tabi yine olumsuz bir haberle!
Hadisenin nasıl gerçekleştiğini ve tepkilerin nasıl yükseldiğini hazırlamak için biraz derine inmekte fayda var. O yüzden hadisenin medyaya yansıyan şeklini bir kez daha okuyalım:
"Bir şahsın gece geç saatlerde Yunus Emre Kız Öğrenci Yurdu’na girerek kız öğrencilerin kaldığı odaları dolaştığı ve kız öğrencilere sözlü tacizde bulunduğu ileri sürüldü. Kız öğrenciler olaya büyük tepki gösterirken yurt yönetiminin olayı örtbas etmeye çalıştığı iddia edildi.
3 GÜVENLİK NOKTASINI NASIL AŞTI?
Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü’nün içerisinde bulunan KYK’na ait Yunus Emre Kız Öğrenci Yurdu’na gece geç saatlerde, yurtla ilgisi olmayan orta yaşlarda bir erkeğin girdiği ve katlarda bulunan odaları dolaşarak kız öğrencilere sözlü tacizde bulunduğu ileri sürüldü. Yurtta kalan kız öğrenciler korkuya kapılırken, 3 güvenlik noktası olan bir yurda yurtla ilgisi olamayan bir erkeğin girmesi de kafalarda soru işaretleri yarattı. Yurtta kalan kız öğrenciler sosyal medya paylaşımları ile olayı Türkiye gündemine taşırken, gece yarısı kız yurduna giren şahsın serbest bırakıldığı ve yurt yönetiminin olayı örtbas etmeye çalıştığı ileri sürüldü. Üniversite’ye girebilmek için sıkı görev yapanların bu durumu şaşkınlık yarattı.
KIZLAR SOSYAL MEDYAYI AYAĞA KALDIRDI
Yaşanan olay sonrasında yurtta kalan kız öğrenciler sosyal medya üzerinden Bakan Mehmet Kasapoğlu’na seslerini duyurmak için çaba harcadı. Kız öğrencilerin paylaşımları şu şekilde:
'Eskişehir KYK kız yurdu, konum olarak kampüsün içinde yer almasına rağmen gece saatlerinde bir adam rahatça girebiliyor ve katları gezebiliyor.
Dışarıdaki güvenliklerin, içerideki güvenliklerin hiçbir şeyden haberi yok. Bu nasıl koruma, bu nasıl güvenlik?'
'Gece yarısı Anadolu üniversitesi içerisindeki Yunus Emre KYK yurduna bir erkek elini kolunu sallayarak 3 tane güvenlik noktasından(parmak okuyucu) geçerek yüzlerce kızın kaldığı yurda girip Nasıl Rahatsız edebiliyor? Sn.Bakan @kasapoglu bu konuda açıklama bekliyoruz”
TAM DA KYK'DAN SORUMLU BAKANIN ŞEHRİMİZİ ZİYARETİ ÖNCESİNDE!
Haberlere genel itibariyle bu şekilde yansıyan hadise tam da Kredi ve Yurtlar Kurumunun bağlı olduğu bakanın, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu'nun Eskişehir'i ziyaret ettiği bir zamana denk geliyor.
Bir yayın organındaki iddiaya göre ise gece yarısı tüm güvenlik önlemlerini aşıp yurda giren şahıs akli dengesi yerinde olmadığı için serbest bırakılmış.
Artık haberlerin neresi ne kadar doğru bilemiyoruz. Ancak yaşanan hadisenin baştan sona tam bir skandal olduğunu ifade etmek isteriz.
Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampusu güvenli bir yer olarak biliniyor. Kimlik göstermeden oraya girilemiyor. Yurdun da kendine göre güvenliği var. Haberlerde geçtiği gibi 3 güvenlik noktası bulunuyor. Bir kişinin, hele hele bir erkeğin kız yurduna gecenin o saatinde girebilmesi neredeyse imkansız. Ancak bir yayın organının iddiasına göre akıl sağlığı yerinde olmayan o şahıs imkansızı başarmış ve yurda girmiş.
Kız öğrencilerin gecenin bir yarısında yurtlarında orta yaşta bir erkek görmesi ile şaşkına dönmesi, panik yapması ve öfkeye kapılması gayet normal. Hatta tüm bunlar böyle bir durumda az bile sayılabilir.
BU OLAYDA BİR BİT YENİĞİ VAR GİBİ!
Bizim açımızdan ise olayın derinlemesine soruşturulması elzemdir.
Zira bize kalırsa, böyle bir hadisenin yaşanması, yani orta yaşta bir erkeğin gecenin o saatinde bir kız yurduna girmesi tesadüfen olamaz. Bu olayda ya bir kasıt var ya da güvenlik görevlilerin büyük bir ihmali!
İddia edildiği gibi yurt yöneticilerinin yaşanan hadisenin duyulmaması için gayret içinde olacaklarına pek ihtimal vermiyoruz. Çünkü zaten akıllı cep telefonlarının ve İnternetin olduğu bir ortamda her şey çok hızlı bir şekilde duyulur ve yayılır. Olayın ilk şaşkınlığı ile belki o yönde bir eğilim belirse bile daha sonraki zamanlarda hadisenin nasıl gerçekleştiği, kimin nerede nasıl bir ihmali sonucunda şahsın yurda girebildiği gibi hususlar üzerinde yoğunlaşılmıştır!
Devlete ait bir yurtta böyle bir olayın yaşanması, tüm kız yurtlarında, özellikle de devlete ait kız yurtlarında güvenlik konusunun tekrar gündeme gelmesine sebep olacaktır. Evet bir yerde böyle olumsuz bir tecrübenin yaşanması, diğer tüm kız yurtlarının güvenlik yapılanmalarını gözden geçirmelerine de vesile olacaktır. Velakin böyle bir olayın yaşanmış olması Kredi Yurtlar Kurumunun yurtlarının imajına ağır bir darbe de vuracaktır.
Biz, bir yayın organının iddia ettiği gibi, kız yurduna o saatte giren şahsın akıl sağlığı bakımından bir sorunu olduğunu düşünmüyoruz. Eğer gerçekten öyle biriyse, öyle bir şahsın bırakın kız yurdunda, sokakta ne işi var? Soruşturmalar ve tahkikat sonucunda şüphelinin akıl sağlığının yerinde olmadığı tespit edilirse "Akıl sağlığı yerinde olmayan birinin bile elini kolunu sallayarak girdiği kız yurdu" tabiri zihinlere yerleşebilir. O zaman biz olaya çok daha farklı bir pencereden bakmak durumunda kalabiliriz.
DEVLET YURDUNDAKİ BU HADİSEYİ AYDINLATMAK DEVLETİN ÖNCELİKLİ GÖREVİ
Bize kalırsa şahsın akıl sağlığı yerindedir. Akıl sağlığı yerinde olmasa tüm güvenlik duvarlarını aşıp kız yurduna o saatte girmesi mümkün olamazdı. Artık birileriyle işbirliği içinde mi böyle bir eylemi gerçekleştirdi, orasını bilemiyoruz. Hadise bir kurmaca mıydı, planlı programlı bir şekilde birileri tarafından organize mi edildi, onu da bilemiyoruz. Ancak tüm bunların göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünüyoruz.
Bu hadisenin derinlemesine araştırılmasında zaruret var.
Öncelikle yurdun, dolayısı ile bize emanet edilmiş kızlarımızın güvenliğindeki eksiklerin görülmesini ve giderilmesini sağlaması bakımından.
Sonrasında da kampusun ve yurdun güvenliğini sağlamakla mükellef güvenlik personelinin ne kadar güvenilir olduklarının gözden geçirilmesi lazım. Bir yerde bir sızıntı var gibi sanki!
Bir devlet yurdunda yaşanan bu hadisenin en kısa sürede ve tamamen aydınlatılmasını sağlamak devletimizin en önemli görevlerinden biridir. Eskişehir kamuoyu da böyle bir hadisenin nasıl gerçekleştiğini, kimlerin ne şekilde ihmali ya da teşviki olduğunu merak ediyor...
![]() |
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!