Eskişehir, sanayi hariç tüm alanlarda geriye gidiyor. Muhtemeldir ki bundan sonra da geri gitmeye ya da yavaşça ilerlese bile daha başka şehirlerin, hatta kimi yakın şehirlerin ilçelerinin gelişim hızının gerisinde kalacağız!
Bir futbol kulübünün yönetim zihniyeti o şehri geri bırakan yönetim zihniyetine benzemeye başlarsa o futbol kulübü de her yönden gerilemeye, itibar kaybetmeye başlar. Eskişehirspor'da çok hızlı bir itibar kaybı yaşanıyor. Bunun sebebi de parasızlık değil, olabilecekleri kestirme becerisi gösterememe!
PARASIZ KALABİLİR İNSAN YA DA BİR KULÜP AMA İTİBARSIZ KALINMAZ!
Ziraat Türkiye Kupasında Süper Lig takımı Rizespor ile karşılaştık. Yenileceğimizden şüphemiz yoktu. Yenildik de.
Kupadan elenmek ya da Çaykur Rizespor'a yenilmek bize ağır gelmedi; gayet normal, sıradan geldi. Bize ağır gelen o maç sonrasında Rizesporlu Samudio ile Eskişehirspor'un 16 yaşındaki oyuncusu Buğra Çağlıyan arasında yaşanan forme değiştirememe olayı!
Samudio formasını çıkarıp Buğra Çağlıyan'a vermek istiyor. Ancak Buğra Çağlayan adeta şaşırarak Samudio'nun formasını çıkarmasını bekliyor. Çünkü çocuk "Ben şimdi formayı verirsem, forma parasını kulübe nereden ödeyebilirim ki!" diye düşünüyor. Daha sonra da formasını vermiyor, eliyle para işareti yapıyor. "Sana bunu verirsem yenisi için para ödemem gerekir!" demek istiyor.
Bu iç kanatıcı, yürek yaralayıcı manzara kısa sürede tüm Türkiye'nin gündemine oturdu. Eskişehirspor bir futbolcusuna ücretsiz forma sağlamaktan aciz bir kulüp görüntüsüne evrildi. Zaten iki de bir yerden yere vurulan itibarı iyiden iyiye yerlerde sürünmeye başladı!
Bakın her kurum, her şahıs ya da kurum maddi sıkıntı yaşayabilir. Borcu katlanabilir, hatta batabilir de. Ancak o kurumu yönetenler Buğra Çağlıyan'ın başına geleni herhangi bir futbolcusuna yaşatamazlar. Bir kulüp beş parasız olabilir ama itibarsız olamaz, itibarının ayaklar altına alınmasına sebep olacak uygulamaları hayata geçiremez!
Eskişehirspor Teknik Direktörü, takım kaptanı açıklama yapıyor ve kulüpte yaşanan sıkıntıyı açıklıyor. Kulüpte çok büyük sıkıntı yaşandığını hepimiz biliyoruz. Mevcut yönetim belki iyi niyetli çalışıyor ama iyi niyet birçok şeye ne yazık ki yetmiyor. Hadi transfer tahtasını açamıyorsunuz, bunun için artık uğraşmıyorsunuz bile. Ama hiç değilse şu çoçukların, her maç sonunda rutin bir uygulama olan forma değiştirme anında benzer bir utanç yaşamalarına, kulübün imajının bu şekilde ayaklar altına alınmasına engel olun!
Eskişehirspor'un mevcut yönetimi hakkında bugüne kadar gerçekten de olumlu yazılar yazmaya özellikle gayret gösterdik. Hatta Fenerium mağazalarında Eskişehirspor forması satmaları olayı patlak verdiği zaman da üzerlerine pek gitmedik. Hadi ticari bir olay olarak bakıldı, gelir elde etmek için her türlü fırsattan faydalanılmaya çalışıldı dedik. Sanal mağazadan artık dünyanın her yerine satış yapılabiliyor, Fenerium'a ihtiyacımız yok diye de yapılması gerekene işaret ettik.
MAÇ SONUNDA FORMAYI NASIL VERECEĞİNİ DÜŞÜNEN FUTBOLCUDAN BOŞUNA BAŞARI BEKLEMEYELİM
Ancak 16 yaşındaki bir gencin, hatta çocuğun parasını ödeyememe korkusu ile maç sonunda rakibine, kendisine verdiği-vereceği formasına karşılık formasını çıkarıp vermekten çekinmesi hepimizin içini acıttı.
Eskişehirspor'da top koşturan gençler zihinlerinde tüm bunları yaşarken sahada nasıl olacak da 90 dakika konsantrasyon sağlayacak ve rakiplerine karşı başarı elde edecek? Böyle bir şey sizce mümkün olabilir mi?
Yaşadığı bu olumsuz durum Buğra Çağlıyan'ın zihninden bir ömür boyu hiç çıkmayacak, aklının bir kenarında hep asılı kalacak. Dahası bundan sonra Eskişehirspor ile maç yapan takımların futbolcuları maç sonrasında forma değiştirerek futbolcu arkadaşlarını zor durumda bırakmak istemeyecek, forma değişiminden imtina edecek!
Bu takım Rizespor'dan 3 gol yediği zaman yenilmedi, Buğra Çağlıyan Samudio'ya parasını bulup da ödeyemem korkusu yüzünden formasını vermekten imtina ettiği zaman yenildi. Bunda o çocuğun hiçbir suçu, günahı yok. Suçlular o futbolcunun zihnine bu düşünceyi yerleştirenlerdir!
![]() |
Bugüne kadar zorda kalan insanlara yardım eden her kuruma, her kurumun yöneticisine, bizzat kendilerine söylememiş bile olsak, yürekten teşekkür ettik. Yaptıklarını içten içe hep takdir ettik, zaman zaman da yazılarımızda yer vererek tebriklerimizi ilettik.
Zor bir zaman diliminden geçiyoruz. Çin'den dünyaya yayılan Covid-19 nedeniyle hükümet birtakım tedbirler almak zorunda kaldı sözde Bilim Kurulunun önerileriyle. Allah'tan sözde Bilim Kurulunun önerilerine tam olarak uymadılar bu sefer. Yoksa tam kapanma olacak ve ekonomik olarak çok daha büyük sıkıntılar yaşayacaktık.
Hükümet geçtiğimiz günlerde yeni bir ekonomik destek paketi hazırladı. Dört dörtlük, ideal bir destek paketi demek mümkün değil. Ancak Eskişehir'deki belediyelerin birer koli yardımını göklere çıkaran ve onlara nasıl teşekkür edeceğini şaşıranların aylık 750 liralık kira yardımına, birçok kalemde KDV'nin yüzde 1'e indirilmesine, halihazırda yüz binlerce esnafa negatif faiz sayılabilecek oranlardan kredi verilmesine, sigorta primlerinin ötelenmesine, Halkbank'tan kredi verilen esnafa bir de kredi kartı miktarınca limit açılıp o kredi kartı borçlarının da 3 ay ötelenmesine ve taksitlendirilmesine, kısa çalışma ödeneği ile bu sürede çalışamayan işçilere destek olunmasına burun kıvırmalarını, bunları komik bulmalarını doğrusu komik buluyoruz!
Bizde bir söz vardır: Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz!
Ortada gerçekten komik olan bir şey varsa o da Eskişehir'de göstermelik üç-beş kuruşluk yardımlara (ki biz bugüne kadar olumsuz tek bir satır yazmadık haklarında) nasıl teşekkür edeceklerini şaşıranların iktidar tarafından sağlanan onca imkanı (bizce yeterli değil, bize göre küçük esnaf işyerini açık tutup çalışmalıydı) adeta yok saymaya kalkışmalarıdır!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!