Siyaset dünyanın her yerinde bizdeki gibi midir bilmiyoruz, ancak bizdeki siyasete, siyasetçilere sık sık şaşırıyoruz. AK Parti'ye, Erdoğan'a şaşırdığımız da oluyor muhalefet partilerinin liderlerine de. Ancak en çok şaşırtan parti CHP olsa gerek.
Hatırlarsanız muhalefetteki 6 siyasi partinin genel başkanları Ankara'da bir araya gelmişti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu davet etmiş ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal toplantıya katılmıştı. Esas ortak HDP, milliyetçilerden gelebilecek oylara engel olmasın diye özellikle davet edilmemişti. Millet İttifakı ve muhtemel ortakları HDP konusunda takiyye yapmayı tercih etmişlerdi!
Ancak 6 siyasi partinin genel başkanı toplantı sonrasında yaptıkları açıklamada mutabakat metnini 28 Şubat tarihinde açıklayacaklarını kaydettiler. Tabi 28 Şubat tarihi önemli oranda tepki topladı. Bu tepkileri azaltmak için bu tarihin aynı zamanda rahmetli Erbakan'ın ölüm yıldönümü olduğu, o nedenle bu tarihte uzlaşıldığı bile söylendi! Ancak Erbakan'ın vefat tarihi 27 Şubat idi!
ERBAKAN VE ARKADAŞLARINA HEP TAKİYYE YAPIYOR GÖZÜYLE BAKARLARDI
Neyse şu takiyye meselesine dönelim ve 28 Şubat günlerini hatırlayalım önce.
Şunu bilmekte fayda var: Bu takiyye meselesi bizde her zaman gündemdedir. Ama bu ifadelerden en çok çekenler, bu ifade ile en çok suçlananlar daha ziyade dindar ya da muhafazakar siyasiler olmuştur. Kimileri tarafından "İslamcı" olarak yaftalanan bu insanların en başında rahmetli Necmettin Erbakan gelirdi. O "İslamcı" olarak tanımlanabilecek bir isim değildi, arkadaşları da öyle. Zira samimi insanlardı. Korkmadan, çekinmeden gönüllerinden geçeni söylerlerdi. Onlar dinini olabildiğince yaşayan Müslamanlardı. Bu yüzden de toplumun Batıcı, laik kesimleri tarafından "yobaz" olarak nitelendirilerler, seçimler öncesinde de birçok konuda takiyye yapıp oy almaya çalışmakla suçlanırlardı. Rahmetli Erbakan'ın zihninin arkasında hep başka, gizli planları olduğunu iddia ederlerdi.
ORDU VE MEDYA EL ELE HALK VE İKTİDAR ÜZERİNDE PSİKOLOJİK HARP UYGULADI
Bu ülkede bir 28 Şubat yaşandı. O tarihlerde biz Ankara'da gazetecilik yapıyorduk ve olaylara yakından şahit olduk.
28 Şubat kararları 1997 yılı Şubat ayı sonunda alınmıştı. Bundan yaklaşık bir ay önce, 30 Ocak 1997 günü Sincan'da tanklarla bir geçiş gerçekleştirilerek iktidara karşı duyulan rahatsızlık ortaya konulmuştu. Bugünün insanına o tarihlerde uygulanan psikolojik savaşı anlatmaya kalksak, çok azı hariç, hemen hemen hiç anlamazlar, algılayamazlar. Ancak Türkiye Cumhuriyeti ordusunun bazı üst düzey komutanlarının önderliğinde, medya kullanılarak halk üzerinde inanılmaz bir korku/baskı oluşturuldu, psikolojik savaş uygulandı.
28 Şubat'ta en çok üzerine gidilen ve koltuğundan edilen de rahmetli Erbakan oldu. Rahmetli Erbakan ve arkadaşları tek başlarına iktidar değillerdi. Koalisyon ortağıydılar. Buna rağmen kendilerinden, kendilerini üstün görenlerin rahatsızlığı üst seviyedeydi. Öyle bir dönemdi ki en üst düzey komutanlar gazetecileri çağırıp onlara talimatlar veriyorlardı. O tarihlerde sosyal medya yoktu. Etkin olarak yazılı medya ve televizyonlar vardı. Bu yüzden gazetelerin manşetleri ve televizyonların haberleri üst düzey askerler tarafından çok sıkı denetleniyordu.
BASKI ALTINA KARARLARI İMZALARKEN ERBAKAN BONCUK BONCUK TERLEMİŞTİ
O dönemde Erbakan'a yakın ya da yakınmış gibi görünen bazı isimlerin, artık kasıtlı mıdır bilemeyiz, çok dramatik, çok gereksiz hatalar yaptıklarına ve 28 Şubat'ı gerçekleştirmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürdüklerine de şahit olduk!
Evet, sürekli olarak zihnini arka planında ülkeye şeriatı getirmek azusunun yattığı ancak takiyye yaptığından bundan söz etmediği suçlamasından hiçbir zaman kurtulamayan Erbakan, 28 Şubat Kararlarını imzalamak zorunda kaldı. Bu kararları imzalarken boncuk boncuk terlemişti.
28 Şubat ile ilgili olarak anlatılacak o kadar şey var ki... Neyse şimdi konumuza dönelim...
ERBAKAN'I TAKİYYECİ OLARAK SUÇLAYANLAR BUGÜN OY ALMAK İÇİN TAKİYYE YAPIYOR!
Önceki gün, 27 Şubat olduğu için rahmetli Erbakan'ı anma programı düzenlendi. Tüm muhalefet partileri katıldı. En çok da CHP'lilerin katılması garipsendi. Zira Erbakan'ın düşünceleri ile mücadele eden, ona en çok suçlamada bulunan, iftira atan bir zihniyeti temsil ediyor bugün CHP. 28 Şubat tam olarak CHP zihniyetinin ürünüydü, o zihniyeti temsil ediyordu. CHP zihniyeti iktidara gelemediği zaman darbelerle iktidara gelmeyi meşru gören bir zihniyetti ve 28 Şubat'ta askerler üzerinden Erbakan'a boncuk boncuk terlemesine vesile olacak kadar çok baskı yapmışlardı.
Rahmetli Erbakan'ı partisinin başındayken ya da vefatından önceki hayatında hiç sevmeyen, hatta her fırsatta ona karşı duydukları kini, antipatiyi ortaya koyan CHP bazı isimlerin de Erbakan'ı anma programında boy göstermesi tebessüme neden oldu! CHP'nin iktidara gelebilmek için bir zamanlar her türlü hakareti ettikleri, iftira attıkları kişilerin bile önünde saygıyla eğilebildiklerine bir kez daha şahit olduk.
BİR 25 YIL SONRA DA ERDOĞANCI OLURLAR MI?
Geçmişte Erbakan'ı boncuk boncuk terletenler önceki gün onu anmak için düzenlenen programa katıldılar, dün de, yani 28 Şubat'ın yıldönümünde de mutabakat metinlerini açıkladılar.
Görsellere baktığınız zaman gariplikleri daha iyi göreceksiniz zaten. 25 yıl önce takiyyeci olarak suçladıkları, iktidardan indirmek için her türlü baskıyı uygulayan zihniyetin temsilcileri önceki gün kendisinden "merhum" diye söz etmeye başladı.
Erbakan takiyye yapmıyordu ama önceki gün onu ananların bir bölümü takiyye yaptılar.
Son bir not: Bugün Recep Tayyip Erdoğan'a her türlü iftirayı atan ve Erdoğan'ı iktidardan indirmek için tüm dış ve iç odaklarla çalışan CHP, belki bir 20-25 yıl sonra da, kendisini sevenlerin oyunu alabilmek adına Erdoğan'ı (Allah uzun ömürler versin) anma programına katılır mı? Bizce katılırlar!
Bugün Erbakancı olabildikleri gibi bir 25 yıl sonra da Erdoğancı olabilirler. Neden olmasın!
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!