Yazılarımızda sürekli tekrarladığımız bir ifademiz var: "Eğer böylesine zorlu bir dönemde insanlara gerçekten bir iyilik yapmak istiyorsanız iş yeri açın ve onlara iş verin!"
İnsanlara, yeni tip koronavirüs Covid-19 salgını nedeniyle ekonominin adeta tırpan gibi biçildiği, birçok kişinin işini kaybettiği ya da önemli gelir kaybına uğradığı bir dönemde iş vermek hem üretime hem toplumsal yapıya yapılabilecek en güzel katkıdır. Bunun değerini, kıymetini anlatmaya kelimeler yetmez!
KÜPELİLER YİNEFARKINI GÖSTERDİ, 3 HAFTA ÖNCE 40 İŞÇİ ALDI
Pandeminin en sıkıntılı dönemlerinde bırakın işçi çıkarmayı işçi alan işletmeler oldu, oluyor. Örneğin Küpeliler AŞ, yaklaşık 3 hafta kadar önce 35 yaş altında erkek vasıfsız 40 işçi aldı. 40 kişinin daha işe yerleşmesi 40 ailenin ekonomik olarak sıkıntılardan kurtulması ya da daha rahat bir hayat sürmesi demek. O 40 ailedeki çocukların yüzünün bir başka gülmesi, o 40 ailedeki mutluluğun birkaç kademe yükselmesi, morallerin yerine gelmesi, geleceğe daha bir güvenle bakmak demek.
HASAN KARACAKYENİ MEKANAMİLYONLUK YATIRIM YAPTI, 25 KİŞİYE DE İŞVERDİ
Dün de EMKO Sanayi Sitesinde, 1.
Cadde üzerinde 25 kişinin istihdam edildiği üst düzey bir lokantanın açılışı vardı. Daha önceden Dünya Köfte'nin ortağı olarak tanıdığımız Hasan Karacak, Dünya Köfte'deki ortaklığını bitirdikten sonra "Hasanbey" isimli yeni bir lokanta açtı.
Pandemi nedeniyle bir açılış organizasyonu gerçekleştirilmedi. Ancak bizzat şahit olduk; hiçbir tanıtımın yapılmadığı lokanta daha ilk günden yüzlerce insanımızı yepyeni lezzetlerle tanıştırmayı başardı.
Nereden bakarsanız bakın böyle bir mekan için hiç değilse milyon lira para harcandı. Paranın, nakitin son derece kıymetli olduğu bir dönemde o kadar büyük bir para harcayarak böyle bir iş yeri açacaksınız, sonra 25 kişiyi istihdam edeceksiniz... Böylesine zor dönemlerde para sahibi çok fazla insanın tercih edeceği bir şey değil. Bunu hepimiz biliyoruz.
Tam da bu yüzden, elindeki sermayeyi üretim ve istihdama adayan iş insanlarımızı, iş verenlerimizi, yatırımcılarımızı, sermaye sahiplerini ayrı ayrı kutluyorum. Zira bu memlekete, bu şehre şu dönemde daha iyi bir şey yapılamaz!
DAMAK LEZZETİNE ÖNEM VERENLERİN TALEPLERİNİ KARŞILAYACAK BİRMEKAN OLMUŞ
Hasan Karacak'ın yeni yeri Hasanbey'de damak lezzetine önem verenlerin taleplerinin büyük bölümü karşılanıyor. Bamya, mercimek, kelle paça gibi çorbalardan tutun sulu yemeklere, mangaldan lahmacuna, dönerden kasabına (çiğ satış) kadar uzanan bir çeşitlilik var. Lokantanın üst katında VİP salonlar oluşturulmuş. Mescit de var çocuklar için oyun alanı da. Otopark gibi bir sorun hiç yok; hemen yanıbaşlarında yüzlerce aracın park edebileceği bir park alanı var.
Sizin anlayacağınız oldukça büyük bir sermaye ile kurulmuş işletmede her şey incelikle düşünülmüş. Zaten Hasan Karacak'ın esnaflığına, güler yüzüne kimsenin söyleyeceği bir şeyi olacağını sanmıyoruz. Neredeyse tüm müşterilerle ayrı ayrı bizzat kendisi ilgilendi ilk günün ilk saatlerinde.
Bu şehre, bu ülkeye üretim ve istihdam ile katkı sunan her yatırımcıyı, her girişimciyi alkışlamaya devam edeceğiz. Bu ülke böyle fedakarca yatırım ve üretim yapan insanların omuzlarında yükselecek.
![]() |
"Benim asıl merak ettiğim konu şu;
Acaba Türkiye'de başka bir şehirde Eskişehir'deki su dağıtım sistemi gibi bir organizasyon var mı?
Yani, içme suyu (benzer olumsuzluklar dışında) mahallelere, sokaklara düzenli olarak gelen sakalar tarafından, kapı kapı su dağıtılmasından söz ediyorum...
Başka bir şehirde var mı acaba?
Varsa kaç şehirde var?
Özel şirketler tarafından yapılan su dağıtım ve satış işlerinden söz etmiyorum, bizzat
Belediye eliyle yerine getirilen böyle bir hizmet daha var mı?
Bu uygulama, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve ESKİ'nin yerine getirmesi gereken asli görevlerinden biri midir?
Örneğin kanalizasyon, çeşmeden akan kullanma suyu yasalar tarafından tanımlanmış ESKİ'nin asli görevidir...
Şimdi niyetim,
"Ya zaten Kalabak Su dağıtımı, kapı kapı evlere götürülmesi zaten ESKİ'nin asli görevi değil...' deyip, 'vazgeçsinler yapmaktan' gibi bir öneride bulunmak değil...
Hani, Kalabak Su dolum ve dağıtımını yapmak Büyükşehir Belediyesi'nin asli göreviymiş gibi gösterip, Belediyenin görevini yapmadığı yazılıp çiziliyor ya...
Kaynağın bulunduğu 1936 yılından beri sistem bu şekilde...
Büyükşehir tarafından özelleştirilemez mi?
Evet özelleştirilebilir...
Yasalar da, mevzuatlar da buna müsait...
Ama yapılmadı, bugüne kadar gündeme bile gelmedi...
Geleceğini de sanmıyorum...
Demem o ki,
Kalabak Su zamanında özelleştirilmiş olsaydı, ve böyle bir kriz sahibi özel şirket olan Kala- bak Su dolum ve dağıtımında yaşansaydı, ne olacaktı?
O özel şirket de yerden yere vurulabilir miydi?
O zaman bu tepkiler anlamlı olur muydu?''
Yukarıdaki satırlar Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in danışmanı Kemal Aydoğmuş tarafından kaleme alındı geçtiğimiz günlerde. O ifadelerle Kalabak Suyunda yaşanan büyük sıkıntılara tepki gösterenlere özetle "Bu suyu belediye kendisi işlet- meseydi de özelleştirmiş olsaydı, bu sıkıntı özel birfirmadayken yaşansaydı bu tepkileri gösteremezdiniz" diyerek bir nevi fırça atılmış.
Genelde danışmanların yazıp çizdikleri, kimin danışmanı olduğuna bakılarak değerlendirilir. Hatırlarsanız Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın danışmanlarından birisi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için halk oylaması yapılmasına sadece bir hafta kala "Eyalet sistemi tartışılmalı11 çıkışı yapmıştı. O açıklama yüzünden halk oylaması zora girmiş, Evet yönündeki oylar 5 puan gerilemişti.
Şimdi Büyükerşen'e danışmanlık yapmış ve yapan birisinin bu tür söylemleri de başkana zarar verebilir. Nihaye tinde Eskişehir halkı yaşanan sıkıntıdan dolayı hesap sorulmasını ve kendilerinden özür dilenmesini, bir daha bu tür aksaklıklara fırsat vermeyecek bir sistem kurulmasını ve liyakat sahibi insanlarla çalışılmasını bekliyor. "Elinizdeki nimetin kıymetini bilin be, özelleştir- seydik siz görürdünüz gününüzü" şeklinde anlaşılacak çıkışları değil. Bu tür çıkışlar başkana mal edilir ve başkan zarar görür, danışman değil!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!