Kısa bir süre önce yazdığımız bir yazıda CHP Eskişehir örgütlerine yönelik yergilerden bahsetmiş ve bu konuda Yılmaz Büyükerşen'in danışmanı Kemal Aydoğmuş'un yazısından alıntı yaparak bazı yorumlarda bulunmuştuk. Aydoğmuş'a göre CHP örgütlerinin Büyekerşen ayağı hiç yoktu, Ahmet Ataç kanadı da kırıktı. Dolayısı ile örgütün etkili bir siyaset yürütmesi mümkün değildi. Bu sorunu çözecek olanlar da bu sorunu ortaya çıkaranlardı!
Öyle anlaşılıyor ki son günlerde Eskişehir medyasında CHP İl Başkanlığına yönelik olarak ortaya konulan yergiler işe yaramış. CHP İl Başkanı Recep Taşel, dün sosyal medya hesabından Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'e yaptığı ziyaretle ilgili olarak paylaşımda bulundu. Bu haberle birlikte size sunduğumuz fotoğrafı o görüşme öncesinde ya da sonrasında çekinmişler.
Aradaki mesafe, pandemi nedeniyle zorunlu olan sosyal mesafe. Nihayetinde bu ziyaret CHP'nin Eskişehir'deki pozisyonunun güçlenmesi yönünde önemli bir adım olabilir. Olabilir diyoruz, zira Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un örgütler üzerindeki tesirini biliyoruz. İl Başkanlığı seçiminden bugüne kadar olan süreçte açılan yaraların, kırılan kol ve kanatların farkındayız. Tüm bunların tamiri, yaraların iyileşmesi, yaşananların unutulması bir anda gerçekleşmeyecektir. Dolayısı ile bu ziyaret bundan sonraki muhtemel sürecin ancak olumlu bir başlangıcı olacaktır.
Sürecin bundan sonraki aşamasını yönetecek olanlar da bu ziyareti gerçekleştirenlerdir. Onların süreci idare etme kabiliyeti ne kadar iyi ise CHP örgütlerindeki toparlanma da o oranda hızlı ve sağlam gerçekleşecektir. Süreç iyi idare edilmezse büyük ihtimalle bir daha böyle bir ziyaret de gerçekleşemeyecek, tüm ilişkiler bitme, kılıçlar çekilme noktasına gelebilecektir.
Bizim anladığımız kadarıyla bugün CHP örgütleri üzerinde hakimiyeti olanlar il kongresinden sonraki süreçte yaşananlardan biraz ders almış gibi görünüyorlar. Ders alınmasının en önemli göstergesi Yılmaz Büyükerşen ziyaretidir. Alınan dersin devamı gelirse CHP Eskişehir'de gücüne güç katmış olur!
![]() |
Eylül ayında Eskişehir'de satılan konut sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre yaklaşık yüzde 20 azaldı. İpotekli satışlarda düşüş ise çok daha belirgin: yüzde 54,2!
Sektörde Temmuz ve Ağustos aylarında satışlarda tarihi rekorlar kırıldı. Birçok müteahhidin elinde deyim yerindeyse satılacak konut, işyeri kalmadı. (Bazıları uzun zamandır böyle bir satış bekliyordu belki de...) Arsalara talepler de yüksek oranda arttı. Ancak, tüm o canlılığa sebep olan hayli düşük ve vadesi uzun konut kredileri tekrar yükseldi ve sektörde işler bıçak gibi kesildi. Bu yüzden de gayrimenkul fiyatlarında az da olsa bir düşüş gerçekleşti.
Dün birkaç müteahhit ile bu meseleyi konuşuyoruz. İnşaat ile ilgili ruhsatların alınmasında yaşanan büyük gecikmeler nedeniyle Temmuz-Ağustos aylarında gerçekleşen muhteşem hasat mevsimini kaçırmalarından yakınıyorlar. Bu fırsatı kaçırmalarının en önemli sebebini de inşaatla ilgili ruhsatlarda yaşanan gecikmeyi gösteriyorlar.
Bir müteahhit şöyle bir örnek verdi:
"Ben bir arsa sahibi ile anlaştım. Onun arsasına yapacağım inşaat karşılığında kendisine 2 daire verdim. O da bana inşaat bitince 150 bin lira verecekti. Biz inşaatın toplam süresini 8 ay hesapladık. 8 aylık dönem için fena da bir anlaşma değildi. Ancak inşaat ruhsatlarında hiç umulmadık gecikmeler yaşandı ve ancak 18 ayda inşaatı bitirebildik.
"BASİT BİR İNŞAATTA BİLE YÜZ BİNLERCE LİRALIK ZARAR OLUŞTU"
O sırada döviz fiyatları fırladı. İnşaat maliyetleri arttıkça arttı. Biz inşaatı ancak 18 ayda bitirebildiğimiz için arsa sahibinden inşaat bitiminde alacağım 150 bin liranın değeri de önemli ölçüde düştü. Biz gecikmeden dolayı inşaatı Temmuz-Ağustos satışlarına yetiştiremedik. Şu sıralarda da satışlar bıçak gibi kesildi. Dolayısı ile inşaatla ilgili ruhsatlarda yaşanan gecikmelerden dolayı göreceli küçük bir inşaatta bile yüz binlerce liralık zarar meydana geldi. Yaptığımız işin hiçbir anlamı kalmadı, hatta bize zarar yazdı!"
Tam da burada örneği ile anlatmaya çalıştığımız nedenlerden dolayı inşaatla ilgili ruhsatlar konusunda ilgili tüm tarafların çok hızlı hareket etmesi, işleri hızlandırması büyük önem taşıyor. Yaşanan gecikmeler arsa-inşaat sahiplerinden müteahhitlere kadar, hatta ortaya çıkacak KDV'den faydalanacak devlete kadar herkesin hesabına zarar yazıyor. Bu nedenle bu konuda ayrı bir hassas olunması, işlerin hızlandırılması gerekiyor!
![]() |
Eskişehir'de bu aralar üretim ve tüketim rekorları konuşuluyor. Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (EOSB) geçtiğimiz günlerde tüm zamanların elektrik tüketim rekorunu kırmıştı. Bu aslında üretimin de en üst düzeyde, rekor düzeyde olduğu anlamına geliyordu.
Sonrasında da Eskişehir Kazım Taşkent Şeker Fabrikasının 2019-2020 sezonunda 152 bin ton şeker ürettiği kamuoyuna duyuruldu. Bu, ülkede yaşayan her kişi başına 1, 8 kilogram şeker üretmek demek ki inanılmaz bir rakam. EOSB yönetimini, Eskişehirli sanayicileri ve işçilerimizi tebrik ettiğimiz gibi Şeker Fabrikası yönetimini ve işçilerini de tebrik ediyoruz. Hem EOSB'de hem Şeker Fabrikasında kırılan bu rekorlarda işçilerin alın teri, yöneticilerin özverili gayretleri var çünkü.
Şeker Fabrikamızın bu kadar yüksek üretim yapması gururumuzu okşadı elbette. Ancak fabrikadan yayılan kötü koku da burnumuzun direğini kırdı adeta!
Şeker Fabrikasından çıkan o kötü kokudan bu şehri kurtarabilirlerse (ki bunun tek bir çözümü var, fabrikayı uygun bir yere taşımak!) işte o zaman şeker gibi bir iş yapmış olurlar. İşte o zaman yeni ve en son teknolojik imkanlarla kurulan, verimi daha yüksek fabrikanın kıracağı rekorlarla çok daha fazla gurur duyarız!
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!