Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile AK Parti İl Başkanı Avukat Zihni Çalışkan arasında ilginç bir gerilim yaşanıyor. Tabi bu gerilim mi yoksa bilerek yapılan bir tartışma mı, orası da muallak!
AK Parti Eskişehir İl Başkanı Avukat Zihni Çalışkan, Eskişehir Büyükşehir Belediyesinin, Alpu'da yapılmakta olan ve neredeyse tamamlanmış bulunan URAYSİM (Ulusal Raylı Sistemler Test ve Araştırma Merkezi) Projesini mahkemeye götürerek engellemek istediğini ileri sürerek özetle şunları söylemişti:
"“URAYSİM Projesi’nin hayata geçmesine engel olmaya çalışmak gençlerimizin istihdamına engel olmaya çalışmaktır..!
URAYSİM Projesi’nin hayata geçmesine engel olmaya çalışmak ileri teknoloji hamlesine ve yatırımına engel olmaya çalışmaktır...!
URAYSİM Projesi’nin hayata geçmesine engel olmaya çalışmak sanayinin gelişimine, ihracata engel olmaya çalışmaktır...!"
BÜYÜKERŞEN'İN AÇIKLAMASINDA GEREKLİ-GEREKSİZ ÇOK ŞEY VAR!
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de, güya hiç muhatap olmak istemediğini söylediği AK Parti İl Başkanı Avukat Zihni Çalışkan'a cevap verdi ve böylece onunla muhatap oldu. Cevap da ne cevap; bize kalırsa kendi ifadeleri ile "laf salatası" olarak nitelendirilebilir rahatlıkla!
Bir kere açıklama bir Büyükşehir Belediye Başkanına hiçbir şekilde yakışmıyor; ne üslup ne de yazım-imla bakımından. Ayrıca açıklamayı gereksiz hikayelerle, kendi deyimi ile "laf salatası"ile uzatmış da uzatmış.
Bakın Büyükerşen'in Zihni Çalışkan'a verdiği cevabın girişi aynen şöyle. Bu ifadeler bir Büyükşehir Belediye başkanının, bir profesörün:
"Zihniyeti bence malum AKP İl Başkanı genç Zihni Bey, milletvekili olmanın yolunu Büyükşehir Belediyesi üzerinden bana çatmaktan geçtiği fikrini bir türlü atamıyor. İstiyor ki, kendisini muhatap alayım. Ben söylediği her konuda, onu muhatap almaya değer bulmadıkça o illa ısrar ediyor. Kalabak suyu ile siyaset uğruna yaptığı o meşhur tezgâhının üzerinde fazla durmadığım için olacak ki, son zamanlarda dilini yine Belediyeye uzatmaya başladı. Beni illa konuşturacak!..
Samimi olarak ifade edeyim ki, Eskişehirlilerin yiyeceğini sandığı laf salatalarına ait konuların hiç birinde, doğru dürüst en ufak bir bilgiye bile sahip olmaması, iktidar partisinin bu şehirdeki il başkanına yakışmıyor. Doğrusu bu beni Eskişehir adına çok üzüyor."
ÇALIŞKAN MİLLETVEKİLİ OLMAK İÇİN BÜYÜKERŞEN'E ÇATIYORMUŞ!
1973 yılında Bulgaristan'da doğan Zihni Çalışkan için genç demiş. Aslında orta yaş ve hatta olgun olarak tanımlanabilecek bir yaşta Çalışkan. Yılmaz Büyükerşen'e nazaran ise genç, hatta hayli genç!
Garip olan şu ki Yılmaz Büyükerşen burada "genç" sözcüğüne olumsuz bir anlam yüklemiş. Halbuki gençler bizim geleceğimiz. Genç olmak kötü, olumsuz bir şey gibi tanımlanamaz, tanımlanmamalı.
Giriş paragrafında AK Parti İl Başkanına yönelik ağır suçlamalar var.
Bunlardan birincisi "Milletvekili olabilmek için Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanına çatmak!"
Doğrusu Büyükerşen'in bu ifadelerine katılmıyoruz. Zira Çalışkan, AK Parti İl Başkanları arasında kendisine en az çatandır. Yılmaz Büyükerşen bu konuda isterse halk arasında, özellikle de AK Partililer arasında bir anket yaparsa iddiasının doğru olmadığını anlayacaktır.
KALABAK SUYU TEZGAHINI ESKİ'DE BİRİLERİ BÜYÜKERŞEN'E KARŞI KURMUŞ OLMASIN?
Büyükerşen'in Çalışkan'ı suçladığı diğer husus ise "Kalabak Suyu ile tezgah kurmak!"
Evet, Eskişehir halkı 1,5-2 yıl kadar önce büyük bir içme suyu krizi yaşadı. Kalabak Suyunun halka satıldığı damacanaların kullanım süresinin çoktan geçtiği ortaya çıkınca, eski damacanaları tedavülden kaldırmak zorunda kaldılar. Eksik damacanaların ortadan kaldırılmasına rağmen vatandaşa su temin edemediler. Biliyorsunuz bu skandallar zinciri sonrasında ESKİ Genel Müdürü görevden el çektirildi.
Garip olan şu ki Kalabak Suyu dağıtımını bile beceremeyen, Eskişehir halkının sağlığı ile oynayarak büyük bir skandala imza atan, Kalabak Suyunun ve Eskişehir'in imajına zarar veren bir Belediye Yönetimi, bir Belediye başkanı gelmiş bugün AK Parti İl Başkanını Kalabak Su üzerinden tezgah kurmakla suçluyor!
Evet, AK Parti İl Başkanlığı o tarihlerde üzerinde "Sağlığıma dokunma! Yıllardır bu damacanadan su içtiğinin farkında mısın Eskişehir?" yazan, içinde bulanık bir su bulunan damacana resminin yer aldığı bir araç giydirme girişiminde bulunmuş ve o aracı Yılmaz Büyükerşen'in evine hayli yakın bir yere (Herhalde araca kadar yürüdüğü takdirde yorulsun istenmedi) konumlandırmıştı.
Evet, öyle bir araç giydirip plakasını kapatmak ve Yılmaz Büyükerşen'in eline koz vermek AK Parti İl Başkanlığı namına büyük bir eksiydi ki bu nedenle o tarihlerde zehir zemberek bir yazı yazdığımızı köşemizi takip edenleriniz hatırlayacaklardır.
URAYSİM AÇIKLAMASINA BİRAZ KALABAK SUYU KAÇIRMIŞ!
AK Parti İl Başkanlığının içi bir miktar bulanık su ile doldurulmuş bir damacana resmini üzerine koyduğu aracın plakasını da gizlemesi bir hataydı ama bize kalırsa bir tezgah değildi. Eğer Kalabak Suyu ile ilgili bir tezgah aranacaksa bizce Başkan Büyükerşen o tezgahı kurum içinde, kendisine karşı hazırlanmış bir tezgah olarak aramalıydı. Zira Kalabak Suyunun halka eski, kanserojen oranı yükselmiş damacanalarla yıllarca içirilmesi, zaman zaman Eskişehir halkına su sıkıntısı yaşatılması tezgahın temellerini oluşturuyordu. Büyükerşen, URAYSİM üzerine yaptığı açıklamaya böyle bir "tezgah" karıştırmasa bizce çok daha iyi olurdu ama olmuş bir kere!
İktidar partisinin İl Başkanı Zihni Çalışkan, Eskişehir'de ise iktidarda olan CHP, bir başka açıdan Yılmaz Büyükerşen. (Kılıçdaroğlu Eskişehir'i kendilerine teslim etmemiş miydi!)
Dolayısı ile İktidar Partisinin İl Başkanı Eskişehir'de yerel yönetim karşısında muhalefet. Doğal olarak Büyükşehir Belediyesinin yanlışlarını, eksiklerini halka aktarmakla ve belediyenin daha iyi, daha uygun hizmet verebilmesini sağlamak için kamuoyuna zaman zaman açıklamalarda bulunmak durumunda. Yani bu durum gayet doğal, olması gereken.
MUHALEFET GÖREVİNİ YAPMAK "DİL UZATMAK" OLARAK NİTELENDİRİLEMEZ!
Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamında bulunan ve profesör olan bir ismin, URAYSİM Projesini engellemek için mahkemeye başvuran Büyükşehir Belediyesini yermesini "dil uzatmak" olarak tanımlaması tam bir skandal. Elbette Eskişehir'de kendisine karşı muhalefette bulunan siyasi partilerin il başkanları zaman zaman olumsuz eleştirilerde bulunacaklar. Herkes Yılmaz Büyükerşen'i övmek zorunda değil; böyle bir kural varsa da biz bilmiyoruz, muhtemeldir ki AK Parti İl Başkanı da bilmiyor ve iktidarın şehre kazandırmaya çalıştığı bir projenin engellenmesine itiraz ediyor!
Büyükerşen'in "Beni illa konuşturacak!.." sözleri bir kızgınlığı ifade etmek için mi yoksa daha başka şeylerin açıklanabileceği yönünde bir aba altından sopa gösterme girişimi mi bilemedik. İsteyen istediği gibi yorumlayabilir bu ifadeleri.
Bir sonraki paragrafta Zihna Çalışkan'ın URAYSİM ile ilgili açıklamalarını "laf salatası" olarak yorumluyor. Daha önce de dediğimiz gibi, öfke ile gerçekleştirilmiş bir açıklama olduğu için, gereksiz birçok konuya girilmiş ve gereksiz çok laf edilmiş. Dolayısı ile bizzat Büyükerşen'in açıklamasının önemli bir bölümü de bizim açımızdan, kendi ifadeleriyle, laf salatası!
BİLİRKİŞİLERİN İFADELERİ TEKNİK KONU, BUNLAR BİZİ AŞAR. ANCAK...
Peki Yılmaz Büyükerşen'in açıklamasının hiç mi tutar bir tarafı yok, hiç mi işe yarar ifadeler, yaklaşımlar yok?
Büyükerşen, URAYSİM Projesinin dava edilmesini bilirkişilerin hazırladığı rapor üzerinden savunmaya kalkışmış mesela. Büyükerşen'in açıklamasına göre bilirkişiler şu konularda projeye itiraz etmişler:
"Ovada çok fazla höyük bulunmaktadır.
Alpu Ovası Bakanlar Kurulu kararı ile 'Büyük Ova' ilan edilmiştir ve tarım dışında başka bir amaçla kullanılması yasaya uygun değildir.
Bölge fay hatlarının yakınında olup, uzmanlarca deprem risk raporu alınmamıştır.
Sel ve taşkın afetlerine ilişkin rapor alınmamıştır.
Proje çerçevesinde vatandaşın tarlalarından elips şeklindeki test alanlarının diğer tarafına nasıl geçileceği planlanmamıştır.
Alpu Ovası'nda bulunan DSİ'ye ait kapalı sulama kanallarının durumu dikkate alınmamıştır."
Büyükerşen'in açıklamasının bu kısmı teknik bilgiler içeriyor. Bizim alanımızın dışında. Dolayısı ile çok fazla kalem oynatma imkanımız yok. Evet, zorlasak yorum yaparız ama bu çok da isabetli olmaz.
Büyükerşen, açıklamasının önemli bir kısmında sürekli olarak başkalarını bir şeylerle suçlamış aslında. O konularla ilgili olarak ilerleyen günlerde görüşlerimizi aktarabiliriz ancak bugün o konulara girmeyeceğiz. Ancak URAYSiM'den uzun uzadıya bahsettikten sonra kullandığı "Böyle bir sistem için üzerine birkaç kilometre ray döşenecek olan kilometre karelerce verimli tarım arazilerini, milyonlarca lira istimlâk parası ödenerek heba etmeye gerek var mı?" cümlesi bizi güldürdü ve düşündürdü!
HEBA ETMEK BOŞ YERE HARCAMAKTIR, BURADA HEBA ETMEK YOK Kİ!
Zira heba etmek bir şeyi boş yere harcamaktır. Halbuki burada tarım arazilerinin çok az bir kısmının üzerinden demiryolu araçlarının test edileceği bir hat geçirilecek. Toprak hiçbir şekilde zarar görmeyecek. Demiryolunun geçmediği yerlerde yine tarımsal faaliyetler rahatlıkla sürdürülebilecek. Dolayısı ile katma değer yönünden bakıldığında, üzerine demiryolu hattı döşenecek ve toplamda çok fazla bir alan tutmayan tarım arazisinden tarımsal faaliyetle elde edilebilecek gelirin onlarca, yüzlerce kat fazlası gelir demiryolu araçlarının test edilmesi ile elde edilebilecek. Tam da bu yüzden burada bir boşa harcama yok, tam tersine şehre, ülkeye kat kat fazlasını kazandırma var.
URAYSİM Projesi Eskişehir ve Türkiye için önemli bir projedir. Bu proje engellenmemelidir. Engellemeye kalkanlar bize göre iyi niyetli değildirler. İster Belediye başkanı olsunlar, ister başka bir görevleri bulunsunlar, fark etmez.
Bu şehir yerel iktidar ile iktidarın çekişmesinden kaybediyorsa eğer, Büyükşehir bu çekişmeyi artıracak, güçlendirecek girişimlerden (URAYSİM'i engellemek için mahkemeye gitmek gibi) uzak durmalıdır. Kendisi uzak durabilirse, AK Parti İl Başkanlığının kendisine daha başka projelerde büyük katkılar sunacağını görecektir!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!