Daha bir yıl olmadı hayatımıza gireli yeni nesil koranavirüs Covid-19'un. Ancak bugüne kadar hemen hiçbir sıkıntının, problemin sebep olamadığı kadar derde neden oldu. Adeta hayatımızı tırpanla biçer gibi biçti.
Covid-19'dan korktuğumuzu başka bir şeyden korktuk mu bilmiyorum. Ancak çok daha ölümcül hastalıklar, alışkanlıklar, dertler olduğu halde onları nedense Covid-19'un bırakın yarısını, çeyreğini umursadığımız kadar umursamadık. Halen de umursamıyoruz.
Garip bir şekilde Çin'de normal bir hayat sürüldüğü halde hemen hiç vaka olmuyor, hayat tamamen normale dönmüş durumda. ABD'de bile daha düne kadar her gün 1000-1500 kişi ölüyordu; birden vaka oranları düştü, ölüm oranları da günlük 4-5 kişi seviyelerini görmeye başladı. Özellikle Kuzey Avrupa ülkelerinde ölüm oranlarında geçmişe nazaran çok büyük düşüşler görülüyor. Garip bir şekilde Türkiye'de vaka sayıları hem de ölümler artıyor!
Aslına bakarsanız öteden beri Covid-19'dan çok taha öldürücü, çok daha tehlikeli, çok daha yaygın birçok derdimiz oldu, oluyor ve olacak.
SİGARA EN AZ 85 BİN ÖLDÜRÜYOR AMA HİÇBİRİMİZİN UMRUNDA DEĞİL
Örneğin sigara ve bağlı hastalıklardan dünyada her yıl 8 milyon insan ölüyor. (Covid-19 en çok da tütün ürünleri kullananlarda ölümlere neden oluyor!) Covid-19 ise piyasaya çıktığı günden bu yana henüz 1 milyon insanın ölümüne sebep olabilmiş değil.
Ülkemizde de sigaranın neden olduğu yaklaşık 85 bin ölüm var. Covid-19 bulaşmasın diye maske takan, sosyal mesafeye uyan birçok insan sigaranın kendisine taşıdığı hastalıklarla arasına en küçük bir mesafe koymuyor. Son yıllarda bazıları sigaranın yanına nargileyi de ekledi, kimisi de sigarayı bırakıp nargileye başladı! (Bu arada Covid-19 nedeni ile ülkemizde meydana gelen toplam ölüm önceki gün itibariyle 7 bin 445'ti.)
Peki bir salgın şeklinde hayatımızı etkilediği halde hemen hiçbirimizin artık umursamadığı, insanların hayatını hemen her yönden karartan kötü alışkanlıklarımız sadece tütün ürünleri kullanmak mı?
Değil elbette!
KUMAR, UYUŞTURUCU VE ALKOL TÜKETİMİ DE ÇOK YAYGIN
İnanılmaz yaygin bir salgın da kumar!
Güya Türkiye kumarhanelere kapattı; ancak kahvehaneler kumarhaneler, dernekler, hatta apartman daireleri kumarhane oldu! Kumar oynamak için Kıbrıs'a, Bulgaristan'a, Makedonya'ya, Gürcistan'a gidiyor durumu müsait olanlarımız, bir de oralarda kumardakinden çok daha fazla para harcayıp-kaybedip geliyor. Hem paraları gidiyor hem sağlıkları!
Kumar o derece yaygın bir salgın ki anlatması da zor. Adamın 3 tane çocuğu var. Kendisini kumara vermiş. Çocuklarını kadının üzerine bırakmış. Kendisi tüm kazandığını kumarda kaybediyor. Sonra kaybedince kendini alkole, sigaraya vuruyor; olan en çok da evdeki çocuklara, onların başında durmak zorunda kalan annelerine oluyor.
Alkol tüketimi de inanılmaz boyutlarda yüksek ülkemizde. Diyebilirim ki insanlarımızın arasında kendini sigara ve alkol içerek, günde ne kadar tükettiğini öve öve anlatarak kendisinin ne kadar üstün olduğunu bizlere kabul ettirmeye çalışanlar bile var!
Alkol alıp sarhoş olanlar normal zamanlardaki bilinçlerini kullanmıyorlar. Çok inanılmaz bir cesaret buluyorlar. Aklı başındayken bize el kaldırmayacağından emin olduğumuz kişilere alkollüyken ters bir şey söyle ağzını burnunu kırmaya kalkıyor. Kendinde o cesareti buluyor. Birçok kişi için de alkol artık tam bir bağımlılık olmuş. (Alkolden bahsederken uyuşturucudan bahsetmemek olmaz. Birisinin olduğu birçok yerde ikincisi de oluyor ne yazık ki!)
BENCİLLEŞME OLARAK GERÇEKLEŞEN BİREYSELLEŞME DE AYRI BİR SALGIN
Bir zararlı alışkanlığımız da bireyselleşmeyle baş gösteren ve giderek yayılan bencilleşme; yani sadece kendimizi, hadi belki bir parça da kendi ailemiz ve çevremizi düşünme! Açlıktan ölene, soğukta donana, sıcakta yanana en küçük bir merhamet göstermeme, sanki onlar yokmuş gibi yaşama!
Kendisi rahat yaşamayacak, kendisi kazanamayacak, kendisi mutlu olamayacak, kendisi zengin olup keyif süremeyecekse o insana da, o maddeye de, o manaya da önem vermemeye başladı insanoğlu. Ne kıymet bilme kaldı, ne şükretme!
VARDIR HERHALDE BÜYÜKLERİMİZİN BİR BİLDİĞİ!
Anlayacağınız; Çin haricindeki ekonomileri yerle bir etme projesinin ete kemiğe bürünmüş hali Covid-19 resmen içimizden geçerken sağlık yönetimi artık her gün iki açıklama yaparken, bir de örgütlenmiş kimi sağlıkçılarımız "Yalan bu rakamlar, gerçek rakamlar bunun şu kadar katı" babında açıklamalar yaparak toplumu içeri kapatmak, ekonomiyi daha da kötüleştirip ülkede kargaşa çıkartmak için uğraş verirken yukarıda saydığımız öteden beri bizimle birlikte yaşayan kötü alışkanlıklarımız, hasletlerimiz oldukları gibi yaşamaya, hayat bulmaya devam ediyorlar.
Başta ahlakımız olmak üzere, hayatımızın hemen her alanında ölümcül erozyonlar yaşanırken toplumu Covid-19 ile belli kalıplara sıkıştırmak bana pek mantıklı gelmiyor ama vardır herhalde büyüklerimizin de bir bildiği!
![]() |
Kalabak Suyunda, Eskişehir halkına uzun yıllardan beri kullanım süresi geçmiş damacanaların kullanıldığının anlaşılmasından sonra yaşanan sıkıntı devam ederken, soruşturmaların da devam sürdürüldüğünü işitiyoruz.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, bir yandan soruşturmanın bitmesini beklerken bir yandan da ESKİ'de yeni görevlendirmeler için hazır bekliyormuş.
Duyumlarımıza göre Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu Başkanlığı görevini sürdüren Avukat Nergiz Abacı, ESKİ Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığına getirilecekmiş.
Dahası ESKİ Genel Müdürlüğünde personel değişimi için hazırlanan Büyükerşen'in bir taşla iki kuş vurmaya hazarlandığı ve bu ortamda Büyükşehir Belediye bünyesinde de bir operasyon gerçekleştirmek için hazırlandığı kaydediliyor.
Elbette her kurumun başına milletin oyuyla ya da atanmayla gelen kişiler daha iyi hizmet üretmek için bir şeyler yapacaklar. Ancak tüm bunlar yapılırken liyakat esas alınmalı. Kurumlar akraba, tanıdık çiftliğine dönüştürülmemeli.
Aksi takdirde herhangi bir kurumda vatandaşın lehine bir düzelmenin yaşanmadığını acı bir şekilde yakın zamanda görmek zorunda kalırız!
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!