Bizim ülkemizde yabancı ülkeler tarafından fonlanan bir hayli insan, kurum ve kuruluş var. Bu fonlar karşılığında mevcut iktidara karşı yıpratma savaşı veriyor, Türkiye Cumhuriyetini kötülüyor ve karalıyorlar. Bunlar ülkemizi küçük görüyor, gösteriyor, geleceğimiz ile ilgili olarak insanlarımıza karamsarlık yüklüyorlar. "Bizden bir şey olmaz, bir şey yapamayız biz" düşünceleri de bu çevreler tarafından zihinlerimize yerleştiriliyor.
Yabancı ülkeler adına alınan yüklü miktardaki dolarlar ile çalışmak, paranın değeri nedeni ile çok cazip geliyor. Ancak yabancı güçlerin paralarını vererek kullandıkları bu kişiler ve kurumları nerede ne zaman kendi başına bırakıp kaçacakları belli olmuyor.
Son örneği Afganistan.
IRAK'TA SADDAM'I DEVİRDİLER, IRAK HALKINA İŞKENCE VE TECAVÜZ ETTİLER!
ABD'de ikiz kulelere saldırıyı Taliban'ın üzerine yıkılması ile Irak ve Afganistan işgal edildi.
Irak'ta Saddam Hüseyin'i devirmek için bir sürü insan parayla satın alındı; ABD dolarının yeşili onlara da çok cazip geldi. İçerideki işbirlikçiler nedeni ile Irak kolayca işgal edildi. Saddam Hüseyin asıldı. Sonra Irak halkına işkenceler, tecavüzler, aşağılamalar başladı. Irak halkı işgalin her türlü iğrençliğini yaşadı, tecrübe etti. Ne kadar yanlış yaptıklarını anladılar ama iş işten geçmişti bir kere!
Afganistan'ın işgali sonrasında benzer şeyler yaşandı yine. Taliban ülkeden kovuldu. Ancak ABD her fırsatta Afgan halkının masumlarını öldürmeye devam etti. Türkiye'nin bir gözlemci olarak Afganistan'da yer alması ABD zulmünün Irak'taki boyutlara varmasının önüne geçti. Ancak halk burada ABD ile Taliban arasına sıkışıp kaldı. En kötüsü de sağlam bir devlet yapısı kurulamadı. Mevcut Afgan yönetimi, Taliban korkusundan ülkeyi bırakıp kaçtı. Taliban hemen hiçbir direniş görmeden ülkenin tamamını ele geçirdi. Ülkeden çekilme sürecini tamamlayan, Taliban ile gizli görüşmeler yaptığı kaydedilen ABD ise ardına bakmadan çekip gitti, kendilerine çalışan on binlerce insanın çok az bir bölümünü ülke dışına çıkardılar.
UÇAĞIN TEKERİNDEN DÜŞÜP ÖLECEK KADAR VATANININ ALEYHİNE NE YAPTIN?
En acıklı yanı da ekranlara yansıyan yönüydü: ABD ya da Batılı başka bir güç adına çalışmış olanlar ABD ülkeyi bırakıp kaçarken onlarla birlikte kaçmak istediler ancak çok azı, bazılarının tekerlerine yapıştığı ve yüzlerce metre yükseklikten yere düşerek hayatını kaybettikleri uçaklara binebildi. Üstelik bunların Uganda'ya götürüldükleri iddia edildi.
Gerçekten de ne acı değil mi? ABD'nin huyu suyu hiç değişmediği halde, kendi ülkesine ihanet eden, kendi ülkesinin işgal edilmesine yardımcı olanlar hep aynı şekilde aldanıyor, aldatılıyor!
Kendi ülkesinin insanına yabancı işgal gücünü güzel gösterenler o işgal gücünün peşinden ülkelerinden arkasına bakmadan kaçmaya çalışırken uçağın tekerleri arasında eziliyor, ya da oradan düşerek hayatını kaybediyorlar. Kendi ülkesinin aleyhine çalışanların, küresel güçlerin peşine düşüp kendi devletini yıkmanın peşinde koşanların hepsi aynı sonla karşılaşıyor ama biri de tüm bunları gördüğü halde vazgeçmiyor!
Ne diyelim Allah selamet versin, akıl versin, fikir versin.
En baştada vatan sevgisi versin!
![]() |
Eskişehir'de son günlerde sulama kanalları gündemi meşgul ediyor. Ya çocuklarımız düşüyor içine hayatlarını kaybediyorlar ya da görüntü kirliliği ve etrafa yaydıkları pis kokularda hepimizi rahatsız ediyorlar!
Güvenlik gerekçesi ile kanalların üzerinin kapatılması gerektiğini ya da etrafında yeteri kadar önlem alınması gerektiğini geçtiğimiz günlerde dile getirmiştik. Eğer kanalların üzeri uygun şekilde kapatılırsa üzerlerine yürüyüş yolu ya da bisiklet yolu yapılabilir. Kapatmanın maliyeti fazla elbette ancak bir defa sağlam yapıldığı takdirde hem güvenlik sağlanmış hem de pis kokularından, görüntü kirliliklerinden kurtulmuş oluruz!
Sulama kanalları meselesini yıllardan beri konuşuyoruz. Zaman zaman açıklama yapılıyor "Üzerlerini kapatacağız" diye. Ancak bir süre sonra hemen hiçbir çalışmanın başlamadığına, devam etmediğine, tamamlanmadığına şahit oluyoruz!
SULAMA SUYU KAYIPLARI DA MİNİMUM SEVİYEYE İNECEKTİR
Bu konunun ne kadar ciddi bir mesele olduğunu, çok yönlü sıkıntı üreten sulama kanallarının bu sıkıntılarından üzerleri kapatılarak kurtulabileceğimizi ne zaman akıl edebilecekler acaba? Diğer yandan kanalların üzerlerinin kapatılması özellikle sıcak havalarda buharlaşma yoluyla meydana gelecek su kayıplarını da engelleyecektir.
Su kanallarının üzerinin kapatılmasının gördüğünüz gibi çok yönlü faydaları olacaktır. Yapılacak masrafların bu faydalar yüzünden göze çok gelmemesi gerektiğini düşünüyor ve bir an önce bu konuda çalışmalara başlanmasını ve kararlıklıkla yürütülmesini bekliyoruz!
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!