Meşhur bir sözdür:
"Bugün bizdeki muhalefet iktidarı düşürmek için vatanı düşürmeye bile razıdır."
Bu söz Necip Fazıl'a atfedilir ve ne yazık ki ülkemizin acı bir gerçeğini ortaya koyan isabetli bir ifadedir. Aynı zamanda bu sözün söylenmesine sebep olan tarihlerdeki muhalefet anlayışı ile bugünkü muha- felet anlayışı arasında hiçbir fark olmadığını da ortaya koyar.
"Biz daha iyisini yaparız ve bunu da şöyle şöyle yaparız" diyerek ortaya çıkan bir muhalefet anlayışı yok bu ülkede. Maalesef yok!
Bugünün iktidarı olan AK Parti,
2001 yılının 14 Ağustos'unda kurulmuştu. O tarihlerde Türk halkı yıllarca süren ekonomik krizler altında iyiden iyiye ezilmiş, yurt dışından ABD valisi gibi Türkiye'ye getirilen Kemal Derviş de çare olamamıştı. Vatandaş o çaresizlik içinde, aleyhindeki her türlü söylemlere rağmen gidip AK Parti yi iktidara taşımıştı.
Bugünkü iktidar belli bir zaman ekonomik olarak büyük başarılara imza attı. Öyle basit başarılar da değildi. Gençler bilmez, karşılaştırma yapamazlar ama bizim ömrümüz daha önceki dönemlerle karşılaştırma yapmaya yeterli.
Türkiye başta ekonomik olmak üzere hemen her alanda iyi bir ivme
yakalamışken, FETÖ'nün provakasyonları ile Gezi Parkı olayları ile sarsıldı. O gün bugündür mevcut iktidarı yıkmak için yapılan eylemler arttı, darbe bile yapıldı. Ancak Türkiye her türlü iç ve dış saldırıya rağmen halen ayakta ve bu durum bizdeki muhalefetin canını bir hayli sıkıyor!
ÜLKENİNLEHİNEOLAN ŞEYLERE İKTİDARA OY GETİRİR DİYE KARŞI ÇIKIYORLAR!
Muhalefet anlayışının değişmesini bekliyoruz ama bu gerçekleşmiyor; çünkü ekonominin battığı bir dönemde gelen bir iktidarın döneminde ekonomiyi batırırlarsa iktidardan kurtulacaklarına inanan milyonlarca zihin var bu ülkede.
Döviz yükselince ayrı bir sevinç duyan, düşünce kahrolan bir muhalefet.
Borsa ve TL'nin değeri yükselince üzülen ve adeta kahrolan bir muhalefet.
Mart ayından beri tüm dünyayı etkisi altına alan yeni nesil koronavirüs Covid-19 salgını, bu nedeniyle tüm iş yerlerinin kapanacağını, ekonominin tamamen duracağını ve insanların yaşadıkları sıkıntılar nedeni ile bu iktidara bir daha oy vermeyeceğini uman bizdeki muhalefet için tarihi bir fırsat oldu.
Ülkemizde yetkili kurumlar tarafından açıklanan ölüm ve vaka sayılarını hemen her gün manipüle edip borsa- dan, dövizden, altından kazanmak için bir yandan yeni fırsatlar bulurlarken diğer yandan da halkın moralini bozarak iktidardan soğutmaya çalışıyorlar. Panik havasını, karamsarlığı körüklüyorlar. Onlara kalsa her yeri kapatıp ekonomik olarak ülkeyi batıracaklar; biz de millet olarak bunun suçunu iktidara yıkacak ve bir daha onları iktidara getirecek kadar oyla ödüllendirmeyeceğiz!
Ancak bu halk aptal değil; kimin ne olduğunu, neler yaptığını ve yapamadığını anlayabilecek kapasitede önemli bir bölümü. Anlıyorlar da...
ABD EKONOMİSİ YÜZDE 31.7, JAPONYA EKONOMİSİ YÜZDE 27.8 DARALDI
Bakın;
ABD ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 31,7 daraldı Japonya ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 27.8 daraldı
İngiltere ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 20,4 daraldı
İspanya ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 18.5 daraldı
Fransa ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 13,8 daraldı
Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 9.9 daraldı
Almanya ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 9.7 daraldı
Çin ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 3.2 büyüdü!
İspanya ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 5.2 daralmıştı.
İtalya ve Fransa ekonomileri ilk çeyrekte de yüzde 5 daralmıştı.
İtalya ekonomisi geçen yılın son çeyreğinde de 0.1 oranında daralmıştı.
ABD ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 5 daralmıştı.
İngiltere ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 2 daralmıştı.
Türkiye ekonomisi ilk çeyrekte yüzde 4.5 büyümüştü.
EKONOMİLERİ ÖLDÜRMEKÜZERE KURGULANMIŞ BİRVİRÜS!
Aslında şu veriler, Covid-19'un Çin haricindeki ekonomileri öldürmek için üretildiği yönündeki iddiamızı doğruluyor. Düşünün ki hiç kimsenin haberi olmadığı bir ortamda (Çin'de) virüs aylarca sessizce yayılıyor ama belli iki-üc eyaletin dışında hemen hiç kimsede görülmüyor. Diğer yandan herkesin virüsten haberdar edildiği-olduğu ABD'de 187 bin kişi ölüyor. (Çin'de sadece 4.600 kişi)
Kim ne derse desin biz bu ülkeye, bu ülkenin geleceğine inanıyoruz. Kim ne yaparsa yapsın ülkemizin, devletimizin yanındayız. Tam bağımsız Türkiye için ekonomik anlamda da güçlü kalmak önemli. Türkiye, pandemi sürecinde fabrikaları büyük oranda kapatmayarak ekonomik olarak çok büyük bir darbe yemenin eşiğinden dönmüştür. Şimdi hiç kimse ekonomiyi batıracak şekilde önlemlerin geri getirilmesine hizmet etmemeli. İnsanlarımız kurallara riayet ederek işinin gücünün başında olmalı. Unutmayalım; eğer ekonomi bu pandemi nedeniyle batarsa, pandemi nedeniyle ölenden daha çok insan yaşanacak sıkıntılardan dolayı ölebilir!
Eskişehir'de şehrin en önemli markalarından olan Kalabak Suyunun reklamları belediyeye ait reklam tabelalarını süslüyor yine. Çünkü Kalabak Suyu son yaşanan krizle birlikte bir kez daha darbe yedi ve elbette Kalabak Suyundan boşalan alanı daha başka su markaları doldurmak için hemen harekete geçtiler. Öteden beri Eskişehir pazarında olanlar ise satışlarını, faaliyetlerini attırdılar.
BİR GÜNDE BİR ANKARA BİR DE YALOVA KAYNAKLI SU MARKASI İLE KARŞILAŞTIK!
Evimizin kapısına bir su markasının tanıtım broşürünü sıkıştırmışlar. Ankara-Kızılcahamam'a
ait bir su markası bu. Jandarma Asayiş Vakfını Destekleme AŞ kuruluşu bir firmaymış bu. Türkiye'nin en iyi 3 suyundan biriymişler broşürde yazılanlara göre!
Arayıp biraz daha bilgi aldık. 19 litrelik damacanalarının fiyatı 10 lira.
Bugün iş yerine gelirken ara sokaklarda bir marketin önünde yüklü miktarda damacana indiren, daha önce görmediğimiz bir su markasıyla daha karşılaştık.
O su da Yalova kaynaklı imiş. Bu sene başında, pandemi sürecinde Eskişehir piyasasına girmiş. Firma sahibine denk gelmişiz biz de. Ayak üstü birkaç soru sorduk.
Onlar da 19 litrelik damacanayı 10 liradan satıyorlar. Damacanaların hepsi 2020 üretimli. En çok da bunun altını çizdiler. Gıcır gıcır damacanalarını bir de poşete koymuşlar. İlk poşette damacana uygulaması onlara aitmiş. Şu sıralar işleri o kadar yoğunmuş ki asıl işleri olan zeytincilik alanındaki faaliyetlerine zaman ayırmaya fırsat bulamamışlar!
KALABAK SUYUNDAKİ KRİZ EKONOMİK OLARAK KAYBA YOL AÇTI
Görüyorsunuz işte Eskişehir'in başka şehirlerin su markaları ile imtihanını: Kalabak Suyu ne yazık ki bugüne kadar Eskişehir dışında pek bir yerde fazlaca bir pazar oluşturamadı kendine.
Ancak başka şehirlerin suları gittikçe daha çok pay alıyorlar Eskişehir'den.
Bu arada Kalabak Suyunda yaşanan sıkıntı daha başka markaların fiyatlarını arttırmalarına da neden olmuş. 19 litrelik damacanası 8 liradan satılan Bursa-Uludağ kaynaklı bir suyun yeni fiyatı 9 lira olmuş!
Kalabak Suyunda sorunlar tamamen atlatılınca pazarın bir bölümü tekrar kazanılacaktır diye düşünüyoruz. Nihayetinde çok uzun yıllardan beri kullanılan bir suyun yerine bir başka su kolay kolay ikame edilemez. Ancak sıkıntılar devam ederse başka şehirlerin su markaları hem daha fazla pazar payı bulurlar hem de daha kalıcı olurlar!
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!