Eskişehir Sağlık ve Emek Platformu isimli oluşum Adalar'da basın açıklaması yapmış. Platforma dahil sendika ve derneklerin üyelerinin katıldığı açıklamada şu ifadeleri kullanmışlar:
HASTALIKLA MÜCADELE MASKE-MESAFE-HİJYEN ÜÇGENİNE SIKIŞTIRILIYORMUŞ!
"Hükümet salgının daha da derinleştirdiği ekonomik krizin faturasını da keseceği acı reçetelerle halkın omuzlarına yıkacağını itiraf etti.
Salgının ilk günlerinden beri gerçek vaka ve ölüm sayılarının açıklanmadığı, gerekli tedbirlerin alınmadığı bir tabloyla karşı karşıyayız. Hastalıkla mücadele maske, mesafe, hijyen üçgenine sıkıştırılırken, salgının sorumluluğu da halkın omuzlarına yüklenmeye çalışıldı. Sahte bir salgınla mücadele başarısı öyküsü yaratılmak istense de ne yazık ki artık her gün daha fazlasıyla duyduğumuz hastalık ve ölüm haberleri kimsede bu masallara inanacak kadar iyi niyet bırakmadı. Son olarak da karantina süresi iyice kısaltıldı. Çarklar dönmeye devam etsin diye tüm koruma tedbirlerinden azade tutulan işçiler, hiçbir bilimsel veriye dayanmayan bu kararla da bir kere daha kaderlerine terk edildiler."
Ancak platformun açıklamasındaki maksat işçileri korumak değil, tam tersine ekonominin çarklarını durdurmak, işletmeleri batırmak. Açıklamalarının sonunda dillerinin altındaki baklayı 'talep' adı altında şöyle sıralamışlar:
EKONOMİNİN EN AZ 21 GÜN SÜREYLE TAM KAPATILMASINI İSTİYORLAR!
“Salgınla mücadeleye yönelik en az 21 gün tam kapanma ile bu sürecin sonrası için bulaş riskini en aza indirecek şekilde çalışma/yaşam alanlarının doğal havalandırma ve birim alanda en az sayıda çalışan olacak şekilde düzenlenmesi gibi önlemler için kullanılmasını,
Tüm işçi ve emekçiler için sosyal ve ekonomik destekler verilmesini,
Özellikle hastalığı yenmede çok önemli bir faktör olan aşıda tekelleşmeye son verilmesini, bulunan aşılarda patent uygulanmamasını ve aşı üretiminin toplum sağlığını koruyabilmek adına ihtiyacı karşılayacak düzeyde yapılması için gerekli adımların atılmasını, aşının ücretsiz olmasını,
Kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin gibi uygulamalardan derhal vazgeçilmesini, işten atmaların yasaklanmasını ve ücretlerin tam ödenmesini,
Vergiden muaf, insanca yaşanabilir bir asgari ücret belirlenmesini,
Kadro bekleyen tüm sağlık emekçilerinin sınavsız olarak işe başlatılmasını, sağlık emekçilerinin özlük haklarının iyileştirilmesini, güvenceli istihdam sağlanmasını, çalışma sürelerinin kısaltılmasını,
Şehrimizde salgınla mücadele yönetimine sağlık, emek ve meslek örgütlerinin dahil edilmesini talep ediyoruz.”
BUNLARIN TALEPLERİ YAPILSA MİLYONLARCA EMEKÇİ DAHA MAĞDUR OLUR!
Gördüğünüz gibi işçiler adına masum istekler sıralamak için açıklama yapıyormuş gibi görünenlerin yapmak istedikleri yapılsa ülkede mağdur olacak emekçi sayısı bir anda katlanacak!
Bir kere bu arkadaşların istedikleri en az 21 günlük tam kapanma, ülkedeki tüm işletmelerin en az bu kadar bir süre tamamen kapanması anlamına geliyor. Yani ekonomiyi tamamen durduracaksınız. Daha önce bunu Avrupa ülkeleri belli oranda yaptılar ama hiçbir faydasının olmadığını da gördüler. Bu yüzden artık denemiyorlar bile. Zira tedbirlere uyarak çalışılan iş yerlerinde değil bu virüs daha çok kapatıldığımız evlerimizde, kapalı mekanlarda bulaşıyor! Dolayısı ile maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyulması durumunda ekonomik faaliyetlerin ve sosyal yaşamın devam etmesinde hiçbir beis yok.
Bu platformdaki arkadaşların romantik cümlelerine uygun hareket edilse ve devlet kısa çalışma ödeneklerini kesse, milyonlarca işçi şu kış ortasında perişan olur. Zira kendilerine iş verenler öyle bir durumda fabrikaları, iş yerlerini kapatırlar ya da bu arkadaşların en az yarısını işten çıkarırlar. Zira başka türlü yaşama imkanları yok. Bu arkadaşlar hayatın ne kadar içindeler bilmiyoruz. Biz hem işçiyiz hem esnafız; her iki tarafın da durumunu daha sağlıklı bir şekilde değerlendirme imkanına sahip olduğumuzu düşünüyoruz.
"DEVLETİN TEK KURUŞ BİLE GELİRE OLMASIN AMA SÜREKLİ BİZE VERSİN!"
Eğer fabrikalar, işletmeler tamamen durursa ekonomik olarak büyük bölümümüz batarız. Hele hele böyle bir ortamda bir de devlet kısa çalışma ödeneğini kesse bu arkadaşların tavsiye ettiği şekilde, nasıl bir kriz çıkar, nasıl bir sıkıntı çıkar Allah bilir! Belki de dertleri emekçiler değildir, insanların iyice perişan olup isyan çıkarmalarıdır. Yoksa bu kadar anlamsız, bu kadar saçma tavsiyeler emekçiler adına hiç kimse tarafından talep edilemez. Ekonomik krizin olduğu bir ortamda çalışanlara kısa çalışma ödeneğinin kesilmesini istemek emekçilerin mağduriyetlerini daha da arttırmaktan başka hiçbir işe yaramaz!
Düşünün bir devlet var ama hiç ekonomik faaliyet yok. Kimse maaş almıyor ve kimse vergi ödemiyor. Gelir sıfırlanmış ve gider katlanabilecek kadar katlanmış! Herhalde devleti yönetenler sürekli para basıp dağıtacaklar. Dağıtacaklar da o paraları biz nerede harcayacağız. Ama hiç üretim yapılmayacağı için tüketim mallarının fiyatları nasıl tavan yapacağını bu arkadaşlar hiç düşündüler mi acaba? Eldeki paraların böyle bir ortamda kısa sürede kağıt parçası gibi değersizleşeceğini de algılayamıyorlar mı? Yoksa nasıl olsa inananlar çıkacaktır söylediklerimize deyip gerçekte söylediklerinin neye karşılık geldiğini umursamıyorlar mı?
![]() |
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!