15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan darbe kalkışmasından sonra Türkiye 24 ay kadar bir süre Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında yönetildi. Bu süreç içinde bazı kesimler birtakım haklarından zorunlu olarak mahrum kaldılar, bırakıldılar.
Bu kapsamda kamuda, belediyelerde taşerona bağlı olarak çalıştırılan özel şirket çalışanları kamuya geçirildi ancak bazı haklarından 3 yıl kadar bir süre mahrum kaldılar. O süreç 30 Haziran 2020 tarihinde sona erdi. Doğal olarak bu tarihten itibaren işçilerin kendi bulundukları kurumlarda daha önceden geçerli olan sözleşmeler kapsamındaki haklarını tekrar elde etmeleri gerekiyordu. Türkiye'deki diğer büyükşehir belediyeleri işçilerine bu hakkı hemen verdiler. Ancak Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, bürokratların mevcut sözleşme olmasına rağmen sanki yokmuş gibi davranmaları nedeniyle, kendi bünyesinde, ESTRAM AŞ'de çalışan yaklaşık 800 işçiye bu hakkı halen vermedi. Emekçilerin mağduriyetleri sürüyor ve Büyükşehir bürokrasisi sürdürmeye niyetli de görünüyor.
BÜYÜKŞEHİR'DEN YAPILAN AÇIKLAMA MEVCUT HAKKI KIRPMA NİYETİNİ AÇIK EDİYOR!
Konuya ilişkin olarak önceki gün Büyükşehir Belediyesinden bir açıklama yapıldı. Yapılan açıklamanın bir bölümü şöyle:
"Yakın zamanda ESPARK şirketimizde istihdam edilen 3 bine yakın çalışanımız için önemli bir sözleşmeye imza attık. Tüm sosyal haklar dahil 2’ye yakın zam verdiğimiz bu önemli sözleşmede personelimiz geriye dönük tüm haklarını alacak ve bu ay itibariyle maaşları farklı yatmaya başlayacak.
İşverenle çalışanlar arasında uyum, saygı ve güven ortamının sağlanabilmesi için tüm şirketlerimizde ESPARK ile yapılan bu sözleşmeyi uygulamak istiyoruz. Bu kararımızı da uzun süredir görüşmelere devam ettiğimiz Demiryol-İş Sendikası’na ilettik. ESTRAM bünyesinde çalışan 800’e yakın personelimizin faydalanacağı bu sözleşmeyi de bir an önce imzalayarak çalışanlarımızın haklarının iyileştirilmesini temenni ediyoruz. Biliyoruz ki iş barışının sağlanması adaletle mümkündür. Bir şirketimizle yaptığımız iyileştirmeleri, diğer şirketimize sağlayamazsak bu bizleri birçok personelimize karşı zor duruma düşürür. Adaletli bir işleyiş sağlanabilmesi için tüm şirket personelimize de aynı haklarla iyileştirme yapmak istiyoruz. Bu sebeple Demiryol-İş Sendikası yetkililerinin diğer şirket çalışanlarımızı da düşünerek sağlıklı bir karar vermesini bekliyoruz."
Açıklama genel anlamda fena değil. Ancak açıklamanın içinde bu 800 işçiyi mağdur edecek ifadeler de var. Normal olarak bu haberi okuyan bir vatandaş "Yahu işçilere ne kadar zam yapmışlar, ne kadar hak vermişler. Daha ne istiyorlar?" diyebilir. Ancak konuyu bilenler bu şekilde bile nasıl bir haksızlığa imza atılmak istendiğini hemen anlar!
NE AYNI İŞİ YAPIYORLAR NE AYNI SÖZLEŞMEYE TABİLER!
Bir kere belediyenin her şirketinde çalışan aynı işi yapmıyor. Doğal olarak aynı şartlara imza atmak zorunda değiller.
Diğer yandan belediyenin her şirketinde çalışan aynı süre çalışmıyor ve aynı sendikaya, dolayısı ile aynı sözleşmeye tabi değil. Böyle bir durumda Demiryol-İş Sendikasını daha önce yaptığı sözleşmeyi iptal ettirip ona göre daha zayıf bir anlaşmaya imza attırmaya zorlamak da akıl karı değil. Kim daha iyi bir sözleşme zaten kendi elinde varken daha kötüsüne imza atmak ister ki?
Büyükşehir Belediye bürokratları ısrarla Demiryol İş Sendikası ile ESTRAM AŞ arasında var olan sözleşme sanki hiç yokmuş gibi davranmaya, konuyu uzatıp işçileri mağdur etmeye devam ediyorlar. "Kazanılmış haktan feragat edilemez" diyen sosyal demokratlar kendileri işveren olduğu zaman demek ki her şeyi unutuyorlar.
EMEKÇİLERE KAZANILMIŞ HAKLARINI VERMEMEK İÇİN DİRENİYORLAR!
Büyükşehir bürokratları Demiryol İş Sendikası ile ESTRAM arasında hali hazırda var olan sözleşmeye göre 800 kadar işçinin hakkını bir an önce vermelidir. 14-15 yıldır kendileri ile çalışan sendikaya daha dün kendileri ile çalışmaya başlamış sendika ile yaptıkları ilk sözleşmeyi dayatmak kelimenin tam manasıyla iş bilmezlik ya da hak vermemek için çamura yatmaktır.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, ipe un seren bürokratlarına karşısına alıp "Kazanılmış haklarını neden tırpanlıyorsunuz, ayıp değil mi!" diye bir uyarıda bulunmalı ve bu kadar emekçinin hakkının daha fazla göz göre göre yenmesinin önüne geçmelidir.
Büyükşehir bürokratları, ESPARK AŞ-Belediye İş arasında yaptıkları sözleşmeyi dayatıp kabul ettirdikleri takdirde bile ESTRAM AŞ'de çalışma barışı diye bir şeyin kalmayacağını bilmeliler!
Büyükşehir bürokratları direne direne kaybedecek gibi görünüyorlar!
![]() |
![]() |
Yeni nesil koronavirüs Covid-19 hayatımızda birçok şeyi değiştirdi. Özellikle de insanımızın huyunu suyunu olumsuz yönde inanılmaz değiştirdi!
Artık çok daha düzenbaz, çok daha yalancı, çok daha üç kağıtçı olduk. Zira başkasının hakkını ödememek için pandemi döneminde en çok kazananlarımız bile "Ya işte biliyorsunuz salgın nedeni ile iş yok, perişan durumdayız!" yalanına müracaat ediyor hemen! Neyse...
Son günlerde en çok duyduğumuz haber başlığı: Daha sıkı önlem şart!
Vatandaşlarla röportaj yapılıyor sık sık ve alınan her türlü önleme rağmen vatandaş güya "Daha sıkı önlem şart" diyor. Hatta vatandaşımızın birisi kendini tutamamış "15 gün her yer, her taraf tamamen kapatılmalı" demiş.
Yalnız tüm bu daha sıkı önlem alınmasını isteyen vatandaşlarımızla bu röportajlar sokak ortasında yapılmış. Yani sıkı önlem alınmasını isteyen vatandaşlarımızın bizzat kendileri şu kış gününde sokakta geziyor! (Çalışmak için çarşıya çıkanın sokakta işi ne? Çalışanlar dışarı çıkmıyor ki zaten, yemeklerini bile iş yerine söylüyorlar!)
Sizce de gerçekten de çok garip insanlar değil miyiz?
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!